Sosyal Medya

Ekonomi

Türkiye Özgürlük Endeksinde 165 Ülke Arasında 144cü Sırada

Cato Enstitüsü’nün Aralık 2024’te yayımlanan Human Freedom Index 2024 (İnsan Özgürlüğü Endeksi), Türkiye’nin hem kişisel hem de ekonomik özgürlükler alanında küresel ölçekte en zayıf ülkeler arasında yer aldığını ortaya koydu. Endekste Türkiye 165 ülke arasında 142’nci sırada yer alırken, 2025 ölçümlerinde bu sıralama 144’e geriledi. Rapora göre Türkiye, 2007’den bu yana özgürlüklerde en sert düşüş yaşayan ülkeler arasında Çin, İran ve Venezuela ile birlikte anılıyor.

Türkiye Özgürlük Endeksinde 165 Ülke Arasında 144cü Sırada

Cato Enstitüsü: Türkiye, İnsan Özgürlüğü Endeksi’nde en alt sıralarda

Cato Enstitüsü’nün Aralık 2024’te yayımlanan Human Freedom Index 2024 (İnsan Özgürlüğü Endeksi), Türkiye’nin hem kişisel hem de ekonomik özgürlükler alanında küresel ölçekte en zayıf ülkeler arasında yer aldığını ortaya koydu. Endekste Türkiye 165 ülke arasında 142’nci sırada yer alırken, 2025 ölçümlerinde bu sıralama 144’e geriledi. Rapora göre Türkiye, 2007’den bu yana özgürlüklerde en sert düşüş yaşayan ülkeler arasında Çin, İran ve Venezuela ile birlikte anılıyor.


Dünyanın en kapsamlı özgürlük endeksi

Human Freedom Index, bugüne kadar hazırlanmış en kapsamlı özgürlük endeksi olarak kabul ediliyor. Endeks, dünya nüfusunun yüzde 98’ini temsil eden 165 ülke ve bölgeyi kapsıyor. 2000 yılından itibaren geriye dönük karşılaştırma yapılmasına imkân tanıyan çalışma, kişisel özgürlükler (ifade, örgütlenme, hareket özgürlüğü gibi) ile ekonomik özgürlükleri birlikte değerlendiriyor.

2023 yılı, yeterli verinin bulunduğu son yıl olarak ele alınırken, küresel ölçekte özgürlüklerin pandemi sonrasında kalıcı biçimde zayıfladığına dikkat çekiliyor.


Pandemi sonrası özgürlükler toparlanamadı

Rapora göre insan özgürlükleri, COVID-19 pandemisi sonrasında ciddi biçimde geriledi ve salgından dört yıl sonra dahi eski seviyelerine dönemedi. Özellikle ifade özgürlüğü, örgütlenme ve toplanma özgürlüğü alanlarında düşüşler devam ederken, hareket özgürlüğü ve “sağlam para” (sound money) göstergelerinde de belirgin gerileme yaşandı.

0 ile 10 arasında ölçülen endekste, küresel ortalama özgürlük puanı 2019’da 6,97 iken 2020’de 6,75’e, 2021’de ise 6,72’ye düştü. 2022’de 6,81’e yükselen ortalama, 2023’te bu seviyede kaldı ve hâlâ pandemi öncesinin altında seyrediyor.


Özgürlük dünyada eşitsiz dağılıyor

Endeks, özgürlüklerin küresel ölçekte son derece eşitsiz dağıldığını da ortaya koyuyor. Dünya nüfusunun yalnızca yüzde 13,8’i en özgür ülkelerin yer aldığı üst çeyrekte yaşarken, yüzde 39,4’ü en alt çeyrekte bulunuyor.

En özgür 10 ülke sırasıyla İsviçre, Danimarka, Yeni Zelanda, İrlanda, Lüksemburg, Estonya, Finlandiya, Çekya, Hollanda ve Avustralya olarak sıralanıyor. Türkiye ise 144’üncü sırada yer alarak Suudi Arabistan (148), Çin (149), Rusya (152), Venezuela (159) ve İran (164) gibi ülkelerle aynı alt grupta bulunuyor.


Türkiye neden geride kaldı?

Raporda Türkiye’de özellikle ifade özgürlüğü, örgütlenme özgürlüğü ve hukukun üstünlüğü alanlarında küresel eğilimlerin tersine güçlü bir bozulma yaşandığına dikkat çekiliyor. Türkiye, 2007’den bu yana özgürlüklerde en sert düşüş yaşayan ülkeler arasında gösterilirken, bu gerilemenin kalıcı hale gelmiş olması endeksin en çarpıcı bulgularından biri olarak öne çıkıyor.

Bölgesel karşılaştırmada ise en yüksek özgürlük seviyeleri Kuzey Amerika, Batı Avrupa ve Okyanusya’da görülürken; Orta Doğu-Kuzey Afrika, Sahra Altı Afrika ve Güney Asya en düşük özgürlük düzeylerine sahip bölgeler olarak öne çıkıyor.


Özgürlük, gelir ve refah ilişkisi

Endeks, özgürlük ile kişi başına gelir arasında güçlü bir ilişki olduğunu da ortaya koyuyor. En özgür ülkelerde ortalama kişi başına gelir 53.635 dolar seviyesindeyken, en az özgür ülkelerde bu rakam 14.201 dolarda kalıyor. Ayrıca insan özgürlüğü ile demokrasi, yaşam beklentisi, hoşgörü, bağış yapma eğilimi ve çevresel sağlık gibi birçok refah göstergesi arasında da pozitif bir ilişki bulunuyor.


Sonuç: Özgürlükler refahın anahtarı

Cato Enstitüsü’nün bulguları, özgürlüklerin yalnızca siyasi bir mesele değil, aynı zamanda ekonomik refah ve toplumsal iyi oluşun temel unsurlarından biri olduğunu gösteriyor. Rapora göre, özgürlüklerdeki kalıcı gerileme ülkelerin uzun vadeli büyüme ve refah potansiyelini de sınırlıyor.

Türkiye açısından ise endeks, son yıllarda yaşanan özgürlük kaybının artık yapısal bir nitelik kazandığına ve küresel ölçekte ülkeyi en az özgür ülkeler arasına yerleştirdiğine işaret ediyor.


Atilla Yeşilada ve Güldem Atabay tarafından kaleme alınan özel raporlarımıza abone olmak ister misiniz? Raporlarımız kurumsal müşterilere yöneliktir. Abonelik ücretlidir. Koşulları öğrenmek için bize e-mail atın: [email protected]

BAKMADAN GEÇME

  • Neden Online İngilizce Platformları Artık Bir Adım Önde?

    Klasik kursların yerini artık online İngilizce platformları alıyor, hem de haklı sebeplerle. Çünkü insanlar artık zamana değil, zaman onlara uysun istiyor. Online platformlar da tam bunu sağlıyor: Esneklik, erişilebilirlik ve kişisel tempo. Sadece bilgisayar ya da telefonla, istediğin yerde, istediğin saatte derslere katılabiliyorsun. Üstelik canlı oturumlar, interaktif içerikler ve anında geri bildirimlerle öğrenme deneyimi hiç olmadığı kadar kişisel hale geliyor. Bu yazıda, online İngilizce platformlarının neden bir adım önde olduğunu yakından inceleyeceğiz.

  • Merkez Bankası Rezervleri Yükseliş Gösterdi

    Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) toplam rezervleri, 12 Aralık haftasında önemli bir artış kaydetti. Bir önceki haftaya kıyasla 4 milyar…

  • FT: Yapay zekâ veri merkezleri uzaya taşınırsa ne olur?

    Google’ın uzayda, güneş enerjisiyle çalışan bir yapay zekâ veri merkezi kurma fikri, AI patlamasının enerji ve altyapı sınırlarını zorladığını gösteriyor. Karada enerji, su ve arazi engelleriyle karşılaşan teknoloji devleri, çözümü yörüngede ararken; uzay çöplüğü, çarpışma riski ve yönetişim eksikliği gibi yeni ve çok daha büyük sorunlar gündeme geliyor. Uzay veri merkezleri, AI’nin “sınırsız ölçeklenebilirliği” anlatısına güçlü ama tartışmalı bir metafor sunuyor.

  • İngiltere Merkez Bankası’ndan Faiz İndirimi

    İngiltere Merkez Bankası (BoE), 2025’in son para politikası toplantısında politika faizini 25 baz puan indirerek %3,75’e çekti. Karar, zayıflayan ekonomik veriler, yumuşayan iş gücü piyasası ve beklenenden hızlı gerileyen enflasyonun etkisiyle alındı. Faiz indirimi, özellikle mortgage borcu olan haneler ve kredi kullanan şirketler için kısa vadeli bir rahatlama sağlarken, tasarruf sahipleri açısından getirilerin düşmesi anlamına geliyor.

  • Zengin ülkelerde güven tavan yapıyor, Türkiye’de dipte: Toplumsal güven neden çöküyor?

    Pew Research Center’ın 25 ülkede gerçekleştirdiği kapsamlı araştırma, toplumsal güvenin ülkeler arasında keskin biçimde ayrıştığını ortaya koyuyor. Yüksek gelirli ve eğitim düzeyi yüksek ülkelerde “insanlara güven” yaygınken, Türkiye bu alanda dünyanın en düşük seviyelerine sahip ülkeler arasında yer alıyor. Araştırma, güvenin kültürel bir özellikten ziyade ekonomik refah, eğitim ve kurumsal yapı ile doğrudan ilişkili olduğunu gösteriyor.

  • İktidarın hedefi: “Sadık sermaye” yapılanması mı?

    T24'ten Gökçer Tahincioğlu'na göre, Son aylarda Türkiye’de operasyonların odağı belediyelerden finans, medya ve özel sektör şirketlerine kaymış durumda. İktidara ve iktidar ortağı MHP’ye yakın olduğu düşünülen kişi ve kurumların da hedef alınması, kulislerde farklı senaryoların konuşulmasına yol açıyor. En dikkat çekici iddialardan biri ise iktidarın, siyasi geleceğini garanti altına alacak “kendisine sadık bir sermaye yapısı” oluşturma arayışı.

  • Küresel Jeopolitik Görünüm: Ateşkes Arayışları, Bölgesel Gerilimler ve Kırılgan Denge

    2025 sonuna yaklaşılırken küresel jeopolitik tablo, diplomatik temasların hız kazandığı ancak kalıcı çözümlerin hâlâ zor olduğu bir dengeye işaret ediyor. Rusya-Ukrayna savaşından Orta Doğu’daki kırılgan ateşkeslere, ABD-Çin rekabetinden enerji ve ticaret hatlarının yeniden şekillenmesine kadar birçok başlıkta riskler yüksek seyrediyor. Küresel sistem, çatışmaların yayılmasını sınırlamaya çalışırken, yapısal belirsizlikler ve bölgesel krizler kırılganlığı artırıyor.

  • Goldman Sachs: Gelişen piyasalar 2025’te sürpriz yaptı, 2026 için beklenti korunuyor

    Goldman Sachs’a göre gelişen piyasa hisseleri 2025’te beklentilerin de ötesinde güçlü bir performans sergilerken, bu ivmenin 2026’da da sürmesi bekleniyor. Zayıflayan dolar, düşen emtia fiyatları, Çin’in ihracat gücü ve küresel faiz indirim döngüsü; gelişen piyasaları, ABD’de yapay zekâ ve teknoloji hisselerinde yoğunlaşmanın yarattığı oynaklığa karşı portföylerde dengeleyici bir unsur haline getiriyor.

  • Ernst & Young: 2026 küresel ekonomik görünüm

    Ernst & Young (EY) Parthenon’un küresel görünüm raporuna göre dünya ekonomisi 2026’da ılımlı bir yavaşlama sürecine giriyor. Küresel büyümenin %3,1’e gerilemesi beklenirken, ticaret gerilimleri, demografik baskılar ve jeopolitik riskler aşağı yönlü riskleri artırıyor. Buna karşın yapay zekâ yatırımları, orta vadede verimlilik ve büyüme açısından önemli bir fırsat alanı olarak öne çıkıyor.

  • Ticaret Bakanlığı’ndan Yeni Düzenleme: Elektronik Defter Dönemi Başlıyor

    Ticaret Bakanlığı, 1 Ocak 2026 tarihinden itibaren kurulacak tüm şirketler için Elektronik Ticari Defter Sistemi’nin (ETDS) zorunlu hale getirileceğini duyurdu.

  • 🏆 Saxo Bank’tan Dev Altın Analizi: “Sadece Bir Yatırım Değil, Sistemin Yeni Köşe Taşı!”

    Küresel piyasaların dev ismi Saxo Bank, altının son iki yıldaki %110’luk rallisini analiz ederek 2026 sonu için 5.000 dolar hedefini yineledi. Rapora göre altın, artık geçici bir korunma aracı olmaktan çıkıp küresel finans sisteminin stratejik merkezine yerleşti.

  • Asya Kalkınma Bankası’ndan Türkiye’ye Dev Finansman: Deprem Bölgeleri İçin Destek Verecekler

    Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası (TKYB), 6 Şubat 2023’te yaşanan depremlerin ardından toparlanma sürecini hızlandırmak, enerji ile imalat sektörlerindeki yatırımları desteklemek amacıyla Asya Kalkınma Bankası’ndan (AKB) toplam 325 milyon dolarlık kaynak sağladığını açıkladı.

  • Çin’de İhracat Kontrollerinin Gevşemesi Nadir Metal Sevkiyatlarını Artırdı

    Çin, ihracat kontrollerinde gevşemeye gitmesinin ardından önceki dönemlere kıyasla daha fazla nadir metal ürünü ihraç etti. Kasım ayında nadir metal ürünleri ihracatı bir önceki aya göre yüzde 13 artış gösterdi. Daha esnek ihracat rejiminin, elektrikli araçlar, savunma sanayii ve yüksek teknoloji üretiminde kritik öneme sahip minerallerin yeniden küresel piyasalara akışını hızlandırdığı ifade ediliyor.

Benzer Haberler