Ekonomi
Prof. Esfender Korkmaz: “Dış Açıklar Artık Kronikleşti”
Akbank ve TCMB verileri cari dengede mevsimsel fazlaya işaret ederken, Prof. Korkmaz yapısal sorunların sürdüğünü ve dış açıkların kalıcı hale geldiğini vurguluyor.
Akbank ve TCMB verileri cari dengede mevsimsel fazlaya işaret ederken, Prof. Korkmaz yapısal sorunların sürdüğünü ve dış açıkların kalıcı hale geldiğini vurguluyor.
Eylül ayında açıklanan cari işlemler dengesi 1,1 milyar dolar fazla verdi. Bu sonuç, Akbank’ın öngörüleriyle uyumlu gerçekleşti. Ancak ekonomistler, son aylardaki belirgin iyileşmenin ardından cari dengenin yeniden bozulma eğilimine girdiğine dikkat çekiyor.
Akbank Ekonomik Araştırmalar Bölümü’ne göre, temmuz–ağustos döneminde iyileşme gösteren dış ticaret dengesi eylülde yeniden zayıfladı ve haziran seviyelerine geri döndü. Mevsimsellikten arındırılmış verilere göre, cari dengede toparlanmanın hız kesmesi, önümüzdeki dönemde hizmet gelirlerinin katkısına rağmen kısıtlı bir fazla yaratılabileceğini gösteriyor.
Banka, ekim ayında da yaklaşık 1 milyar dolar civarında cari fazla beklerken, 12 aylık birikimli cari açığın 21,5 milyar dolara yükseleceğini tahmin ediyor. 2025 yılı için tahmin edilen cari açık ise 18 milyar dolar (GSYH’ye oranla %1,2).
Cari dengede tablo: Fazla var ama güven sınırlı
Merkez Bankası’nın yayımladığı Eylül ayı ödemeler dengesi verilerine göre, Türkiye ekonomisi Temmuz–Eylül döneminde üç ay üst üste cari fazla verdi.
-
Temmuz: 1 milyar 758 milyon dolar fazla
-
Ağustos: 5 milyar 418 milyon dolar fazla
-
Eylül: 1 milyar 112 milyon dolar fazla
Ancak yılın ilk dokuz ayına bakıldığında tablo tersine dönüyor:
2024’te 9 aylık cari açık 5 milyar 160 milyon dolar iken, 2025’in aynı döneminde bu rakam 14 milyar 894 milyon dolara yükseldi.
Yabancı sermaye girişi yok, tersine çıkış var
Prof. Esfender Korkmaz’a göre, veriler yüzeyde iyileşme gösterse de finansman kalitesi zayıf.
Eylül ayında doğrudan yabancı yatırım girişi gerçekleşmedi; tam tersine 162 milyon dolar net çıkış yaşandı.
Yabancıların Türkiye’den aldığı gayrimenkul yatırımları 180 milyon dolar iken, Türk vatandaşlarının yurt dışından aldığı gayrimenkul 211 milyon dolar ile daha yüksek oldu.
Ayrıca, Ocak–Eylül döneminde portföy yatırımlarında da 300 milyon dolar net çıkış kaydedildi.
“Net hata ve noksan” alarm veriyor
Cari denge kalemleri içindeki en dikkat çekici unsur, net hata ve noksan kaleminin eksi 12 milyar 349 milyon dolar seviyesine gerilemesi.
Korkmaz, bu durumu şöyle açıklıyor:
“Net hata ve noksan kaleminin eksi olması, kaynağı belli olmayan bir sermaye çıkışı demektir. Eğer bu kalem sıfır olsaydı, cari açık 27 milyar dolara yaklaşacaktı. Bu nedenle Merkez Bankası verileri güven vermiyor; bu tabloyla istikrar ya da yatırım programı yapılamaz.”
Cari fazla neden geldi, sürer mi?
Uzmanlara göre, üç ay üst üste verilen cari fazla olumlu bir tablo gibi görünse de bu eğilim kalıcı değil.
Yaz aylarında turizm gelirleri en yüksek seviyelere çıkarken, altın ithalatı kısıtlamaları da açığı geçici olarak azalttı.
Buna ek olarak, yaz aylarında güneş enerjisinden daha fazla yararlanıldığı için enerji ithalatı da düşüyor. Petrol fiyatlarının yatay seyri de cari dengeyi destekledi. Ancak Korkmaz’a göre bunlar mevsimsel ve geçici faktörler.
“Üretimin ithalata bağımlılığı sürüyor. İthal ikameci politikalar ya da yerli üretime yönelik ilave teşvikler yok. Bu nedenle cari açığın yapısal nedenleri ortadan kalkmadı.”
Enerji ve Çin bağımlılığı sürüyor
Korkmaz, enerji ithalatında Rusya’ya bağımlılığın ve Çin’le olan ticaret dengesizliğinin de cari açık üzerinde büyük baskı yarattığını vurguluyor:
“Çin’le her yıl 40 milyar dolarlık dış ticaret açığı veriyoruz. Bu açığı azaltmak mümkün, çünkü Çin’den alınan teknoloji ürünleri sınırlı. Ancak hiçbir önlem alınmıyor; Türkiye’de açıkça bir Çin ithalat lobisi var.”
Korkmaz: “Bu koşullarda cari açık çözülmez”
Yüksek dış borç faizi ve iç tasarruf açığı, Türkiye’nin dış finansman ihtiyacını artırıyor. Kur artışının da tek başına çözüm getirmediğini belirten Korkmaz şöyle diyor:
“İhracat malı üretiminde ithal girdi oranı yüzde 70 civarında. Kur artsa, ihracat maliyetleri de artıyor. Ekonomi yönetimi cari açığı görmezden geliyor; bu nedenle mevcut şartlarda kalıcı çözüm mümkün değil.”
Sonuç: Cari fazla geçici, yapısal açık kalıcı
IMF, Akbank ve TCMB verileri cari dengede kısa vadeli iyileşmeye işaret etse de, Prof. Korkmaz’ın vurguladığı gibi sorun yapısal.
Enerji bağımlılığı, ithalata dayalı üretim modeli ve sermaye çıkışları cari açığın yeniden yükselme riskini artırıyor.
Ekonomistler, 2025’te Türkiye’nin yeniden yüksek dış açık ve kırılgan finansman döngüsüne girebileceği uyarısında bulunuyor.
Atilla Yeşilada ve Güldem Atabay tarafından kaleme alınan özel raporlarımıza abone olmak ister misiniz? Raporlarımız kurumsal müşterilere yöneliktir. Abonelik ücretlidir. Koşulları öğrenmek için bize e-mail atın: [email protected]
