Sosyal Medya

Ekonomi

Ekonomistler Hükümetin “İyileşme” Söylemine Şüpheli Yaklaşıyor: ‘Gerçek Reform’ İçin Hukuki Güvence ve Şeffaflık Vurgusu Yaptılar

Uzmanlara göre gerçek anlamda bir reform sürecinin hayata geçmesi; mülkiyet haklarının güvence altına alınması, yargının bağımsız biçimde işlemesi ve kamu…

Ekonomistler Hükümetin “İyileşme” Söylemine Şüpheli Yaklaşıyor: ‘Gerçek Reform’ İçin Hukuki Güvence ve Şeffaflık Vurgusu Yaptılar

Uzmanlara göre gerçek anlamda bir reform sürecinin hayata geçmesi; mülkiyet haklarının güvence altına alınması, yargının bağımsız biçimde işlemesi ve kamu kurumlarının siyasi etkilerden arındırılmasıyla mümkün olabilir. Buna karşın yönetimden gelen açıklamaların, ne piyasalarda ne de yatırımcılar arasında yeterli güven oluşturduğu belirtiliyor. Hükümet yetkilileri ve ekonomi bürokrasisi ise son dönemde çıktıkları her platformda ekonomide toparlanma yaşandığını dile getiriyor. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek de 23’üncü Doha Forumu’nda yaptığı konuşmada çeşitli ekonomik göstergelerde olumlu gelişmeler olduğunu söyleyerek 2026 yılının “yapısal reform yılı” olarak planlandığını açıkladı. Ancak çok sayıda ekonomist, bu iyimserliğin somut temellere dayanmadığını vurgulayarak kalıcı bir dönüşüm için temel hukuk ve kurumlar alanında ciddi adımlar atılması gerektiğini savunuyor.

Doha Forum 2025’te konuşan Şimşek, “2.5 yılda bütçe açığı yüzde 3’e, borç stokunun GSYH’ye oranı yüzde 24’e geriledi. Enflasyon yüzde 70’lerden yüzde 31’e indi ve tek haneye de inecek. Şimdi asıl konu, kazanımları kalıcı hale getirecek yapısal dönüşüm. Cumhurbaşkanımız 2026’yı ‘yapısal reformlar’ yılı ilan etti ve bu konuda çok iyimserim” ifadelerini kullandı. Devlet Planlama Teşkilatı’nın eski planlama uzmanlarından Prof. Dr. Uğur Emek ise, piyasa ekonomisiyle uyumlu bir sistem istiyorsanız bunun işleyişini güçlendiren reformların zorunlu olduğunu dile getiriyor.

Emek, gerçek bir yapısal reformun ancak mülkiyet hakkı güvencesi, yargının bağımsızlığı, hukukun üstünlüğü ve bağımsız düzenleyici kurumların siyasetten ayrıştırılmasıyla gerçekleştirilebileceğini söyleyerek, “Ancak iktidarın kastettiği yapısal reform nedir inanın bilmiyoruz” değerlendirmesinde bulunuyor. Bu söylemlerin bazı kesimlerde karşılık bulabileceğini ancak yatırımcıların somut adımlar olmadan buna güvenmeyeceğini ifade eden Emek, IMF’nin son raporunda ilk kez “yargı dürüstlüğü” konusuna dikkat çekildiğini hatırlatıyor. Ayrıca Kamu İhale Kanunu’nun şeffaflıktan ve rekabetten uzaklaştığını, kamu-özel işbirliği kapsamındaki garantilerin kamu borcunun görünürlüğünü azalttığını ve Türkiye Varlık Fonu içindeki KİT’lerin denetim mekanizmalarının dışında kaldığını vurgulayan Emek, şu görüşleri ekliyor: “Yapısal reform sözü somut bir takvimle desteklenmeli. Örneğin ‘1 Ocak’a kadar Kamu İhale Kanunu AB standartlarına getirilecek’, ‘1 Şubat 2026’ya kadar Varlık Fonu kapsamındaki tüm KİT’ler Sayıştay denetimine açılacak’ ve ‘Bir hafta içinde KÖİ garantileri açıklanacak’ gibi tarihler konulmadan söylemin anlamı yok.” dedi.

BAKMADAN GEÇME

Benzer Haberler