Ekonomi
Ekonomi rayına giriyor mu? Cevdet Yılmaz cevapladı
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, finansal piyasalarda önümüzdeki 1-2 ay içinde daha öngörülebilir bir zemine geçileceğini söyledi. Küresel belirsizliklerin azalmasıyla, özellikle Çin ve AB'nin korumacılık politikalarının netleşmesinin risk primlerini düşüreceğini belirtti.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, finansal piyasalarda önümüzdeki 1-2 ay içinde daha öngörülebilir bir zemine geçileceğini söyledi. Küresel belirsizliklerin azalmasıyla, özellikle Çin ve AB’nin korumacılık politikalarının netleşmesinin risk primlerini düşüreceğini belirtti.
Deprem Bölgesine 100 Milyar Dolarlık Harcama
6 Şubat depremleri sonrası bölgede yılda ortalama 35 milyar dolarlık harcama yapıldığını belirten Yılmaz, yıl sonuna kadar bu rakamın 100 milyar doları aşacağını, teslim edilecek 450 bin konutla önemli bir eşik geçileceğini ifade etti.
2025’te Yeniden Yapılanma Yükü Hafifleyecek
Kanal 7 canlı yayınında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Yılmaz, 11 ilde süren yeniden inşa sürecinin sadece fiziksel değil, geleceğe dirençli şehirler oluşturma hedefi taşıdığını vurguladı. 2025 itibarıyla bu yükün büyük ölçüde hafifleyeceğini söyledi.
İstihdamda İstikrar, Kadınlara Özel Modeller Yolda
Türkiye’nin 19 çeyrektir kesintisiz büyüdüğünü ve işsizlikte 20 aydır tek haneli rakamların korunduğunu belirten Yılmaz, İŞKUR’un yeni programları ve meslek liselerinin yapılandırılmasıyla istihdamın desteklendiğini açıkladı. Kadın istihdamına yönelik aile dostu yeni modeller üzerinde de çalışmalar sürdüğünü aktardı.
Dış politikada Türkiye’nin Rusya-Ukrayna savaşındaki dengeleyici rolüne dikkat çeken Yılmaz, Orta Doğu’daki krizlerde de Türkiye’nin barış ve diplomasi odaklı bir aktör olarak öne çıktığını söyledi. Gazze’deki insanlık dramına karşı uluslararası baskının artması gerektiğini belirtti.
Uzun Vadeli Nüfus Stratejisi Yolda
Yılmaz, haziran ayında yeniden toplanacak Nüfus Politikaları Kurulu ile uzun vadeli demografik planlamalara ağırlık verileceğini, bu sürecin hem ekonomik hem toplumsal açıdan kritik olduğunu vurguladı.