Sosyal Medya

Ekonomi

Dünyanın En İyi ve En Kötü Emeklilik Sistemleri 2025: Türkiye D Notuyla Sonlarda!

Türkiye'de öl, Singapur'da emekli ol!

Dünyanın En İyi ve En Kötü Emeklilik Sistemleri 2025: Türkiye D Notuyla Sonlarda!

Uluslararası danışmanlık firması Mercer ve CFA Enstitüsü tarafından hazırlanan 2025 Küresel Emeklilik Endeksi (Mercer CFA Institute Global Pension Index) sonuçları, Türkiye’nin emeklilik sisteminin hâlâ önemli zayıflıklara sahip olduğunu gözler önüne serdi. Hollanda’nın zirvedeki yerini koruduğu ve Singapur’un ilk kez A derecesine yükseldiği raporda, Türkiye, Hindistan ve Arjantin gibi ülkelerle birlikte en düşük derece olan D notunu alarak sıralamanın sonlarında yer aldı.

Zirvede Değişen Dengeler

52 farklı ülkenin emeklilik sistemlerinin yeterlilik, sürdürülebilirlik ve bütünlük kriterlerine göre değerlendirildiği raporda, Hollanda (No. 1), İzlanda, Danimarka ve İsrail ile birlikte A derecesi alan beş ülkeden biri oldu. Singapur ise yıllar içinde sistemini güçlendirerek ilk kez A derecesine yükseldi ve Asya’da bu başarıyı gösteren tek ülke oldu. Raporun başyazarı Tim Jenkins, Singapur’un özellikle şeffaflığı artırmaya odaklanarak vatandaşların emeklilikte ne kadar alacaklarını daha iyi anlamalarını sağladığını belirtti. Singapur’un bu yükselişinde uzun vadeli ekonomik büyümenin de etkili olduğu vurgulandı.

Atilla Yeşilada: Borsa Niye Düşmeye Mahkum?

 

Türkiye Neden D Derecesinde?

Küresel Emeklilik Endeksi'nde D notu alan sistemler, "bazı arzu edilen özelliklere sahip olmakla birlikte, ele alınması gereken önemli zayıflıkları ve/veya eksiklikleri olan bir sistem; bu iyileştirmeler yapılmadığı takdirde, etkinliği ve sürdürülebilirliği şüpheli" olarak tanımlanıyor. Türkiye, Arjantin ve Filipinler'in de yer aldığı D kategorisinde, en düşük puana sahip Hindistan'ın hemen üzerinde konumlandı.

Uzmanların ve Sosyal Güvenlik alanındaki raporların işaret ettiği üzere, Türkiye'deki emeklilik sisteminin düşük not almasının ardında yatan temel sorunlar ve eksiklikler şunlardır:

  1. Aktüeryal Dengesizlik ve Sürdürülebilirlik Sorunları: Geçmişteki erken emeklilik uygulamaları (örneğin Emeklilikte Yaşa Takılanlar düzenlemesi öncesi durum) ve sık sık çıkarılan prim afları, sosyal güvenlik kurumlarının finansman açıklarını artırarak sistemin uzun vadeli sürdürülebilirliğini tehdit etmektedir.
  2. Düşük Emekli Maaşları ve Yetersizlik (Adequacy): Özellikle 2008'de yapılan reform sonrası uygulamalar (aylık bağlama oranlarının düşürülmesi ve güncelleme katsayılarının yeniden düzenlenmesi gibi) neticesinde, prim ödeme gün sayısı yüksek olan çalışanların dahi emekli olduklarında ciddi gelir kayıplarıyla karşılaşması (bazı raporlara göre %23 ila %35 oranında kayıp), emeklilik maaşlarının yeterliliği konusunda ciddi sıkıntılar yaratmaktadır.
  3. Gönüllü Özel Emekliliğin Yetersiz Gelişimi (İkinci Sütun Eksikliği): Gelişmiş ülkelerde önemli bir yer tutan, işyeri ya da mesleki temelli ikinci basamak emeklilik programları (zorunlu veya otomatik katılım esaslı özel emeklilik fonları) Türkiye'de yeterince gelişememiştir. Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) üçüncü basamak olarak var olsa da, genel kapsayıcılık ve birikim büyüklüğü açısından eksiklikler sürmektedir.
  4. Enformel İstihdam ve Kapsam Dışılık: Kayıt dışı ekonominin ve enformel istihdamın yüksek olması, prim ödenmeyen çalışan sayısının fazlalığı anlamına gelmekte, bu da sosyal güvenlik sisteminin gelir tabanını daraltarak finansman dengesini olumsuz etkilemektedir.
  5. Artan Yaşam Süresi ve Genç Emeklilik: Türkiye'de ortalama emeklilik sonrası geçen sürenin OECD ortalamasının oldukça üzerinde olması (kadınlarda 34, erkeklerde 27 yıl gibi), sistem üzerindeki yükü artırmakta ve aktif-pasif dengesini zorlamaktadır.

Diğer Önemli Sonuçlar

Raporda, ABD 30., İngiltere 12. ve Japonya 39. sırada yer aldı. Küresel belirsizliğin artmasıyla birlikte, rapor yazarları hükümetlerin emeklilik fonlarının sermayesini giderek ulusal önceliklere yönlendirme eğilimi gösterdiği konusunda da uyardı. CFA Enstitüsü CEO'su Margaret Franklin, "Yönetmelikler ve hükümet eylemleri - vergi politikalarından yatırım zorunluluklarına kadar - emeklilik fonlarının sermayeyi nasıl tahsis edeceğini derinden şekillendiriyor," diyerek, ulusal çıkarlar adına fonların yönlendirilmesinin, sistemin ana amacı olan emeklilik gelirini sağlama hedefini çarpıtabileceği riskine dikkat çekti.

BAKMADAN GEÇME

Benzer Haberler