Ekonomi
Bloomberg, Büyüme Verilerini Değerlendirdi: Rakamlar, Enflasyon Hedefinin Altında Kaldı
Türkiye ekonomisinin üçüncü çeyrekte beklenenden daha yavaş büyümesi, Merkez Bankası’nın faiz indirimlerine devam edebileceği beklentilerini güçlendirdi. Bloomberg’e göre açıklanan veriler, enflasyon hedefinin üzerinde seyretmesine rağmen, para politikasında yeni gevşeme fırsatları yaratıyor. TÜİK’in bu sabah duyurduğu büyüme rakamları, Bloomberg tarafından yorumlandı.
Türkiye ekonomisinin üçüncü çeyrekte beklenenden daha yavaş büyümesi, Merkez Bankası’nın faiz indirimlerine devam edebileceği beklentilerini güçlendirdi. Bloomberg’e göre açıklanan veriler, enflasyon hedefinin üzerinde seyretmesine rağmen, para politikasında yeni gevşeme fırsatları yaratıyor. TÜİK’in bu sabah duyurduğu büyüme rakamları, Bloomberg tarafından yorumlandı.
Üçüncü çeyrekte Türkiye ekonomisi, yıllık bazda %3,7 büyüme kaydetti. Bloomberg’in ekonomistler arasında yaptığı ankette beklenen oran %4,2 idi. Bu sonuç, tahminlerin altında gerçekleşti.
Buna karşın çeyreklik büyüme rakamları beklentilerin üzerinde gerçekleşti. Temmuz–Eylül döneminde ekonomi bir önceki çeyreğe göre %1,1 büyüme gösterdi. Bloomberg’in başka bir anketine katılan ekonomistler ise çeyreklik büyümenin %0,5 olmasını öngörmüştü. Analizlere göre ekonomik faaliyetteki yavaşlama, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’na (TCMB) faiz indirimlerini sürdürmek için alan açıyor.
TCMB, iki aylık ara sonrasında temmuz ayında faiz indirimlerine başlamış, eylülde enflasyon artışı nedeniyle indirim hızını yavaşlatmıştı. Banka, ekim ayında politika faizini %39,5 seviyesine düşürdü. Bazı analistler, kasım ayı enflasyon verilerinin açıklanmasının ardından bankanın yeniden daha büyük çaplı indirimler yapabileceğini öngörüyor.
Bloomberg’in aktardığı verilere göre Türkiye’de yıllık enflasyon ekimde %32,9 seviyesine geriledi. Yıl sonunda enflasyonun %31–33 aralığında gerçekleşmesi bekleniyor. Bu oran, TCMB’nin hedefinin üzerinde kalmaya devam ediyor. Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan, geçen hafta yaptığı açıklamada, önceki aylara kıyasla enflasyon göstergelerinde iyileşme beklediğini ifade etmişti.
Uluslararası Para Fonu (IMF), kasım ayında gerçekleştirdiği Türkiye ziyaretinin ardından yayınladığı değerlendirmede, düşen politika faizleri ve daha az sıkı mali politikaların 2026’da iç talebi destekleyeceğini belirtti. Ancak IMF, ekonominin kapasite sınırlarına yakın çalışmasının fiyatlardaki yavaşlamayı sınırlayabileceğine dikkat çekerek şu uyarıda bulundu:
“Son dönemdeki olumsuz enflasyon verileri, para ve maliye politikalarının daha fazla dezenflasyon için yeterince sıkı olmayabileceğine işaret ediyor.”
Prof. Dr. Hakan Kara, büyüme temposunun güçlü seyrettiğini vurguladı:
“İçeride ve dışarıda büyük şoklar yaşadığımız ve reel faizin tarihî yüksek seviyelere çıktığı Mart–Nisan aylarını takip eden dönemde ekonomi çeyreklik bazda %1,6 ve %1,1 büyüdü. Yıllık büyüme ivmesi %5,5’e denk geliyor.”
Ekonomist Burcu Aydın ise iç talebin büyümeyi desteklediğini ifade etti. Hane halkı tüketimi %2,1, yatırımlar ise %4 artarken, dış talep %4,4 daraldı ve büyümeyi sınırladı. Gelir dağılımındaki değişime ilişkin Aydın şu değerlendirmeyi yaptı:
“İşgücü ödemelerinin milli gelirden aldığı pay %35’e düştü. Yatırımlardaki artışa karşın sabit sermayeye giden pay da %19,4 ile tarihî diplere geriledi.”
GSYH içindeki değişim, sadece emek ve sermaye arasındaki farkı değil, aynı zamanda sanayi verilerindeki çelişkileri de gözler önüne serdi. Özatay, büyümenin ortaya koyduğu tabloyu şöyle değerlendirdi:
“GSYH verisinden çıkan kısadan hisse şu: Şirketler kesiminde işler tıkırında; onlardan gelen şikâyetleri dert etmeyin, siz asıl açlık sınırının altında gelir elde eden asgari ücretliye ve emekliye bakın.”
