Sosyal Medya

Dünya Ekonomisi

Yeni Küresel Tehlike: Nüfus Devleri ve Dev Göç Dalgaları Kapıda

Dünyanın en yoksul coğrafyalarındaki (Pakistan, Nijerya, KDC vb.) devasa nüfus artışının, gelişmiş ülkeler ve Türkiye için yakın gelecekte yaratacağı büyük göç dalgaları ve ekonomik riskler analiz ediliyor. Kalkınmayı hızlandırmak için ticaret ve istikrarın önemi vurgulanıyor.

Yeni Küresel Tehlike: Nüfus Devleri ve Dev Göç Dalgaları Kapıda

ANALİZ – Uzun yıllar boyunca kalkınmakta olan ülkelerin ekonomik başarı hikâyeleri konuşuldu. Ancak dikkatler son dönemde gelişmiş ülkelerin kendi sorunlarına (yavaş büyüme, azalan nüfus) ve küresel ekonomideki milliyetçilik rüzgârlarına kaydı. Zengin ülkeler, yoksul coğrafyaları arka plana atarken, demografik saat hem kendileri hem de tüm dünya için büyük bir riskin habercisi olarak işlemeye devam ediyor.

 

Zenginler Küçülürken, Yoksullar Büyüyor

 

Gelişmiş ülkelerin nüfusu göç olmasa zaten küçülmeye başlamıştı. Buna karşın, dünyanın en yoksul coğrafyalarında nüfus artışı yüzyılın sonuna kadar güçlü bir şekilde devam edecek.

Bu demografik eşitsizliğin sonucu, küresel siyaset ve ekonominin temelini sarsacak boyutta:

  • 2100 yılına gelindiğinde, dünyanın en kalabalık 15 ülkesinden altısı (ilk beşin üçü dahil) bugünün parasıyla kişi başına düşen GSYİH’si (satın alma gücü paritesine göre) 7.000 doların altında olan ülkelerden oluşacak.
  • Bu devasa, yoksul nüfus merkezleri arasında Pakistan, Nijerya, Kongo Demokratik Cumhuriyeti (KDC), Etiyopya ve Tanzanya öne çıkıyor. Bu beş ülkede, insanlığın zirve nüfusunun beşte biri, yani 2 milyardan fazla kişinin yaşaması bekleniyor.

Bu “Dev 5” ülkesindeki doğurganlık, yoksulluk nedeniyle yavaş düşüyor. Uzmanlara göre, Nijerya, KDC, Etiyopya ve Tanzanya gibi ülkelerin ekonomik olarak 7.000 dolarlık refah eşiğini geçmeleri mevcut büyüme hızlarıyla on yıllar sürecek.

Türkiye ve Batı İçin Göç Tehdidi

 

Zengin ülkeler, bu yoksulluğu görmezden gelmeye devam edemez. Bunun en somut nedeni ise göç baskısıdır.

Ekonomi literatürü, göç baskısının genellikle kişi başına düşen GSYİH 8.000 ila 12.000 dolar aralığında zirve yaptığını gösteriyor. Bu, ekonomik durumu biraz iyileşen ancak hâlâ yoksul olan insanların daha iyi fırsatlar arayışıyla hareketlenmeye başladığı aralıktır.

Bu durum, Avrupa, Asya ve diğer zengin coğrafyaların, bu “Dev 5” ülkelerinden (Pakistanlı, Nijeryalı, Kongolu, Etiyopyalı) devasa göç dalgalarıyla karşılaşacağı anlamına geliyor. Türkiye’nin halihazırda tecrübe ettiği gibi, bu tür büyük göç akınları mevcut anti-göç siyasetini ve toplumsal gerilimi çok daha şiddetli hale getirebilir.

Peki, Çözüm Ne? Türkiye ve Gelişmiş Ülkeler Ne Yapmalı?

 

Bu ülkelerin “yeni Çin veya Hindistan” olması beklenmiyor, ancak onları orta gelir seviyesine taşımak mümkün. Bu, aynı zamanda zengin ülkelerin de kendi çıkarlarına olacaktır.

  1. Pazar Kapılarını Açmak: Zengin ülkelerin (Çin dahil) yapabileceği en önemli şey, pazarlarını bu yoksul ülkelerin ürünlerine tamamen açmaktır. Ticaret bariyerlerinin düşürülmesi, Romalis (2007) ve diğer araştırmaların gösterdiği gibi, yoksul ülkelerin ihracatını ve dolayısıyla ekonomik büyümesini hızlandırmaktadır. Ticareti kısıtlayan korumacılık politikaları (ABD’nin son dönemde Afrika ve Pakistan’a yönelik uyguladığı veya tehdit ettiği gümrük vergileri gibi) ise tam tersi etki yaratarak daha fazla göçmene yol açma riski taşır.
  2. Yabancı Yardım ve Doğrudan Destek: Dış yardımın büyüme üzerindeki etkisi tartışmalı olsa da, yoksulluğu önemli ölçüde azalttığı ve sağlık-refah seviyelerini artırarak doğurganlığı düşürdüğü biliniyor. Ancak bu yardımlar, Pakistan örneğinde olduğu gibi, hükümetlere serbest nakit akışı sağlamak yerine, doğrudan halka yönelik olmalıdır: okullar, hastaneler inşa etmek, öğretmen ve doktor yetiştirmek veya nakit yardımı yapmak gibi.
  3. Askeri İstikrar Sağlamak: KDC, Nijerya ve Etiyopya gibi sürekli savaş ve etnik çatışmalarla boğuşan ülkelerde, BM barış güçlerinin ve diplomatik çabaların artırılması büyük fayda sağlayabilir. Askeri istikrar, bu kırılgan hükümetlerin ekonomik ve sosyal kalkınmaya odaklanmasını kolaylaştırır.

Nihayetinde, zengin ülkelerin bu “Dev 5” ülkesini daha yaşanabilir bir geleceğe itmek için yapabileceği çok şey var ve bunun maliyeti kendileri için oldukça düşüktür. Aksi takdirde, insanlığın çoğunluğunun başarısız devletlerde yaşadığı bir dünya manzarasıyla yüzleşme riski artacaktır.

 

Kaynak:  Noapinion, Substack

BAKMADAN GEÇME

Benzer Haberler