Trump’tan AB’ye Yönelik Gümrük Resti: Etkilenecek Ürünler Nelerdir?

Trump’tan AB’ye Yönelik Gümrük Resti: Yüzde 50’lik Tarife Gündemde

ABD Başkanı Donald Trump’ın Avrupa Birliği’ne (AB) yönelik 50 oranındaki gümrük tarifesi tehdidi, transatlantik ticaret ilişkilerinde yeni bir gerilim dalgasını tetiklemiştir. 1 Haziran 2025 itibarıyla yürürlüğe girmesi planlanan bu tek taraflı adımın, Brüksel tarafından sert biçimde karşılandığı gözlemlenmektedir. AB Komisyonu’nun ticaretten sorumlu üst düzey yetkilisi Maros Sefcovic, sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı açıklamada, “AB’nin, karşılıklı saygıya dayalı bir ticaret anlayışı dışında herhangi bir yaklaşıma boyun eğmeyeceği” yönünde mesaj vermiştir.

Trump: “Anlaşma Peşinde Değilim, Kararımızı Verdik”

Başkan Trump’ın söz konusu tehdidi, kendi sosyal medya platformu Truth Social üzerinden duyuruldu. Paylaşımda, AB ile yürütülen ticaret görüşmelerinin “bir yere varmadığı” belirtilmiş ve bu nedenle yüzde 50’lik ek gümrük tarifesinin 1 Haziran itibarıyla devreye alınmasının “önerildiği” ifade edilmiştir. Trump, konuyla ilgili olarak Oval Ofis’te yaptığı açıklamalarda da benzer bir tutumu yinelemiş ve “Ben bir anlaşma aramıyorum. Anlaşmayı belirledik; yüzde 50.” şeklinde ifadeler kullanmıştır.

İlaç ve Otomobil Sektörleri İlk Etkilenecek Alanlar Arasında

Tarife uygulamasının en fazla etki yaratacağı alanların başında ilaç ve otomotiv sektörü gelmektedir. ABD, 2024 yılında Avrupa’dan toplam 127 milyar dolarlık ilaç ithalatı gerçekleştirmiştir. Bu ithalatın büyük kısmı, Avrupa merkezli üreticiler tarafından sağlanan popüler tedavi ürünlerinden oluşmaktadır. Aralarında zayıflama ilacı Ozempic, kan sulandırıcı Eliquis ve HPV aşısı Gardasil’in bulunduğu ürünlerin, bu tarifeden doğrudan etkilenmesi beklenmektedir. Bu durumun, sağlık sigorta şirketlerinin ödeme politikalarını ve tüketici erişimini zorlaştırabileceği ifade edilmektedir.

Otomotiv sektöründe ise Alman üreticilerin hedef alındığı gözlemlenmektedir. Volkswagen, Mercedes ve Audi gibi markaların ABD pazarındaki satışlarının fiyat baskısı altına gireceği düşünülmektedir. Örneğin, 2025 model Volkswagen Jetta’nın liste fiyatı 22.495 dolar iken, yüzde 50’lik tarife sonrası bu rakamın 33.742 dolara kadar çıkabileceği hesaplanmaktadır. Trump yönetimi daha önce yabancı otomobillere yüzde 25 oranında vergi getirmişti. Yeni verginin bu orana ekleneceği ya da yerine geçeceği henüz netlik kazanmamıştır.

Lüks Tüketim Ürünleri, Şarap ve Uçaklar da Listede

Trump’ın tarife kararı, lüks tüketim ürünlerinden şarap ve parfümlere kadar birçok kategoride fiyat artışına neden olabilecektir. Örneğin, Fransa’nın Reims kentinde üretilen Veuve Clicquot marka bir şişe şampanyanın şu anki 55 dolarlık fiyatının, tarifenin tamamen yansıtılması halinde 82 dolara kadar yükselebileceği öngörülmektedir.

Fransa menşeli parfümlerde de benzer bir fiyat artışı beklenmektedir. Örneğin, Fragonard markasına ait “Grain de Soleil” isimli parfümün ABD’deki satış fiyatının 95 dolardan 142 dolara çıkabileceği değerlendirilmektedir. Bu durumun, özellikle parfüm ve kozmetik ürünleri ithalatında ciddi bir daralma yaratabileceği ifade edilmektedir.

Lüks moda sektöründe de Fransız markası Hermes’in ürünleri doğrudan etkilenmektedir. Halihazırda 13.100 dolara satılan Hermes Lindy Mini Touch model çantanın, tarifelerin etkisiyle 19.650 dolara kadar yükselebileceği tahmin edilmektedir. ABD’de bu segmentte yer alan tüketicilerin fiyat artışına nasıl tepki vereceği, sektördeki arz-talep dengesinin şekillenmesini belirleyecektir.

Ayrıca, Avrupa merkezli uçak üreticisi Airbus’un ABD ile olan iş ilişkileri de bu karardan etkilenmektedir. Toulouse merkezli firmanın CEO’su Guillaume Faury, CNBC’ye verdiği demeçte, tarifelerin artması halinde şirketin önceliğini ABD dışı müşterilere kaydırabileceğini belirtmiştir. Bu doğrultuda, American Airlines ve Delta gibi büyük Amerikan hava yolu şirketlerinin siparişlerinin ertelenebileceği ya da iptal edilebileceği ifade edilmektedir.

Tarifelerin Uygulanması Halinde Çin’den Bile Yüksek Vergi Oranı Gündeme Gelecek

AB yetkilileri tarafından yapılan teknik değerlendirmelerde, söz konusu tarifelerin hayata geçirilmesi durumunda, AB’nin ABD’ye ihracatında Çin’den daha yüksek bir vergi oranına maruz kalacağı hesaplanmaktadır. Çin’in ABD ile olan son müzakerelerinde bazı gümrük vergilerinin düşürülmüş olması, Avrupa için oluşacak oransal farkı daha da belirgin hale getirmektedir.

Bu bağlamda, yüz milyarlarca dolarlık AB ihracat kaleminin bu vergiden etkilenmesi beklenmektedir. Otomotiv, makine, ilaç ve kimya sektörlerinin en büyük risk altında bulunan sektörler arasında yer aldığı ifade edilmektedir. Söz konusu sektörlerdeki ana ihracatçılar olan Almanya, Fransa, Hollanda ve İtalya gibi ülkelerde ekonomik büyüme üzerindeki baskının artabileceği tahmin edilmektedir.

AB Üye Ülkelerinden Ortak Tavır: Gerilim İstenmemekte, Ancak Kararlılık Vurgulanmakta

Trump’ın bu çıkışına, Avrupa’nın önde gelen hükümet temsilcilerinden tepkiler gelmiştir. Almanya Ekonomi Bakanı Katherina Reiche tarafından yapılan açıklamada, Avrupa Komisyonu’nun ABD ile müzakere yoluyla bir çözüme ulaşması için “her şeyin yapılması gerektiği” belirtilmiştir. Ancak Reiche, müzakerelere rağmen AB’nin stratejik çıkarlarından taviz vermeyeceği mesajını da dolaylı olarak vermiştir.

Fransa Dışişleri Bakanı Laurent Saint-Martin ise daha doğrudan bir söylem tercih etmiş ve blokun “gerilimi tırmandırmak yerine yatıştırmayı” tercih ettiğini, ancak gerektiğinde yanıt vermeye hazır olduğunu açıklamıştır. Bu ifadeler, Avrupa başkentlerinde ortak bir çizginin izlendiğini, ancak karşı karşıya kalınan tehdidin küçümsenmediğini ortaya koymaktadır.