Sosyal Medya

Dünya Ekonomisi

Trump, Çin Lideri Xi ile Kritik Ticaret Anlaşması Peşinde

ABD Başkanı Donald Trump, Çinli mevkidaşı Xi Jinping ile gerçekleştireceği hayati önem taşıyan Perşembe günkü görüşmeden hızlı bir sonuç almayı hedefliyor. Trump'ın hedefi, dünyanın en büyük iki ekonomisi arasındaki rekabetin merkezindeki temel konulara tam bir çözüm getirmese bile, ticari tansiyonu düşürecek somut bir başarı elde etmek.

Trump, Çin Lideri Xi ile Kritik Ticaret Anlaşması Peşinde

ABD Başkanı Donald Trump, Çinli mevkidaşı Xi Jinping ile gerçekleştireceği hayati önem taşıyan Perşembe günkü görüşmeden hızlı bir sonuç almayı hedefliyor. Trump’ın hedefi, dünyanın en büyük iki ekonomisi arasındaki rekabetin merkezindeki temel konulara tam bir çözüm getirmese bile, ticari tansiyonu düşürecek somut bir başarı elde etmek.

Görüşme öncesinde ABD Başkanı, Çin mallarına yönelik uygulanan yüksek gümrük vergilerinde bir duraklama karşılığında, Xi’den Amerikan soya fasulyesi alımına devam etmesini, fentanil ile mücadele etmesini ve nadir toprak ihracatındaki kısıtlamaları hafifletmesini talep ettiğini belirtti. Trump, bu tavizlere rağmen, stratejik gördüğü bazı ticari engelleri koruma niyetinde olduğunu da ifade etti.

Trump, bu hafta gazetecilere yaptığı açıklamada, “Sanırım her konuda bir anlaşma yapacağız,” diyerek beklentileri yukarı çekmeye çalıştı.


 

Tarz mı, Öz mü? Anlaşmanın Sınırları

 

Trump, yalnızca ticaretle yetinmeyerek, nükleer silahlar konusunda zorlu bir anlaşmaya ulaşmayı gündeme getirdi ve Xi’yi Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e Ukrayna işgalini sonlandırması için baskı yapmaya ikna etme arzusunu dile getirdi. İsrail-Hamas arasındaki ateşkesin ardından bu tarz bir diplomatik başarı, Trump’ın barış yapıcı itibarını pekiştirecek bir sonuç olurdu.

Ancak analistler, Trump’ın anlaşma arayışlarının genellikle içerikten çok tarza önem verdiğini belirtiyor. Güney Kore Zirvesi’nde varılacak herhangi bir anlaşmanın, haftalar süren tırmanan tehditler, ticari misillemeler ve sert retoriğin ardından sadece tansiyonu düşürmesi bekleniyor; bu, temel çatışmaları çözen kapsamlı bir anlaşmanın çok uzağında.

Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi’nden eski Beyaz Saray Çin danışmanı Henrietta Levin, “Her iki taraf da ilişkilerde istikrar arayışında,” dedi. Ancak Levin, “İstikrar kimin şartlarına göre olacak, bu açık bir soru ve ne yazık ki bu konuda iplerin Pekin’in elinde olduğunu düşünüyorum,” diye ekledi.

 

Trump’ın Riskleri: Tayvan ve Çip Teknolojisi

 

Trump’ın siyasi bir zafer olarak satabileceği bir sonuç elde etme arzusu, kendisini kilit Çin taleplerine boyun eğme riskine sokuyor. Bu talepler arasında gelişmiş yarı iletkenlere (çip) erişim ve Tayvan’ın statüsü yer alıyor. Trump’ın bu tür tavizleri dışlamamış olması, ulusal güvenlik ve iç siyaset açısından ciddi tuzakları beraberinde getiriyor.

Öte yandan, ulusal güvenlik ve iç siyaset riskleri göz önüne alındığında, ABD liderinin bu kritik noktalarda büyük tavizler vermesi de pek olası görünmüyor. Bu durum, piyasaları yeni bir ticaret savaşının çıkmayacağına dair güvence altına alacak büyük bir anlaşma şansını azaltıyor. İki ülke arasındaki mevcut gümrük vergisi anlaşması Kasım ayında sona eriyor.


 

Çin’in Stratejik Kartı: Nadir Topraklar

 

Trump, Pekin’in mobil telefon, yarı iletken ve diğer teknolojilerde kullanılan nadir toprak elementlerinin baskın tedarikçisi olarak kullandığı ciddi ihracat kısıtlamalarından geri adım atması gerektiğinde ısrar ediyor.

Ancak Xi, nadir toprak hakimiyetini kritik bir stratejik avantaj olarak görüyor. Tsinghua Üniversitesi Uluslararası Güvenlik ve Strateji Merkezi’nden Sun Chenghao, Çin’in bu kartından geri adım atmasının “basit bir pazarlık kozu” olmadığını belirtiyor. Chenghao, “Böyle bir politikayı tersine çevirmek, ABD’den muazzam bir taviz gerektirir, muhtemelen Washington’da şu anda siyasi olarak mümkün olmayan kendi teknoloji yaptırımlarını geri çekmesini içerir,” dedi.

Nitekim Washington, tam tersi yönde adımlar atmayı düşünüyor: Amerikan yazılımı içeren ekipman ihracatına yönelik kısıtlamaları yoğunlaştırmak, ki bu durum bilgisayarlar, motorlar ve diğer malların satışını da kapsayabilir.

 

Asya Turunda Müttefiklerle Güç Toplama Stratejisi

 

Gelişmeler, Trump’ın kendi tarifeleriyle hedef aldığı, ancak Çin’in yükselişini kontrol altına almada ABD’nin önemli müttefikleri olarak görülen Asya ekonomileri için riskleri artırıyor. Trump, önümüzdeki günlerde bu müttefiklerden üçünü (Malezya, Japonya ve Güney Kore) kapsayan bir Asya turuna çıkıyor.

Bazı Washington’daki “Çin şahinleri”, Trump’ın anlaşma yapma eğiliminin ve ticari zafer elde etme arzusunun, Tayvan’a yönelik ABD’nin uzun süredir devam eden stratejik belirsizlik politikasından ayrılma gibi, daha önce siyasi olarak düşünülemeyecek ulusal güvenlik tavizlerine yol açabileceği konusunda endişeli.

Çin, Beyaz Saray’dan Tayvan bağımsızlığına resmen “karşı olduğunu” ilan etmesini istedi. Trump, Tayvan’ın yaklaşan görüşmelerde masada olabileceğini kabul ederek, Tayvan’ın Xi için “gözünün elması” olduğunu belirtmişti.

Brookings Enstitüsü’nden Patricia Kim, “Başkan Trump’ın Tayvan’a ilişkin geleneksel görüşleri yok ve özellikle önceki başkanlara kıyasla Tayvan’a desteği daha ılımlı oldu,” yorumunu yaptı. Kim, Pekin’in “bunu, Trump’ı bir anlaşma yapmaya itebileceği veya karşılığında bir şey alması durumunda pazarlık konusu yapabileceği bir alan olarak görebileceğini” ekledi.


 

Diğer Anlaşmalar ve Zirve Gündemi

 

Trump’ın gezisinin odak noktası Xi görüşmesi olsa da, Güney Kore, Hindistan ve Brezilya ile diğer ticaret müzakereleri de dengede duruyor. Japonya’nın tarifeleri düşürmek için taahhüt ettiği 550 milyar dolarlık yatırım fonunun şartları bile henüz belirlenmemiş durumda.

Trump, gezisinin ilk durağı olan Malezya’ya Pazar sabahı erken saatlerde varacak ve burada Güneydoğu Asya Ülkeleri Birliği (ASEAN) zirvesine katılacak. Pazartesi günü Tokyo’ya geçerek yeni Japonya Başbakanı Sanae Takaichi ile Salı günü bir araya gelecek. Çarşamba günü Güney Kore’ye uçacak olan Trump, Güney Kore Devlet Başkanı Lee Jae Myung ile görüşecek ve APEC CEO öğle yemeğinde bir ana konuşma yapacak.

Uzmanlar, ABD’nin ortaklarıyla anlaşmaları sağlamlaştırmasının, Xi karşısında Trump’ın elini güçlendireceğini vurguluyor. Hudson Enstitüsü’nden William Chou, “Amaç hala Pekin’le etkili bir anlaşma yapmaksa,” dedi, “kaldıraç gücünüzü mümkün olduğunca güçlendirmeniz gerekir.”

BAKMADAN GEÇME

Benzer Haberler