Dünya Ekonomisi
Tokyo’da Temkinli Şahinlik: BoJ Üyeleri Arasında Faiz Artırımı Fikir Birliği Güçleniyor
Japonya Merkez Bankası’nın (BoJ) Eylül ayı toplantısına ilişkin yayımlanan tutanaklar, artan sayıda üyenin faiz oranlarının yükseltilmesi için gerekli koşulların oluşmaya başladığına inandığını ortaya koydu.
Japonya Merkez Bankası’nın (BoJ) Eylül ayı toplantısına ilişkin yayımlanan tutanaklar, artan sayıda üyenin faiz oranlarının yükseltilmesi için gerekli koşulların oluşmaya başladığına inandığını ortaya koydu.
19 Eylül’de sona eren iki günlük toplantıda dokuz üyeli kurul, politika faizini yüzde 0,5 seviyesinde sabit tutma kararı aldı. Ancak şahin kanatta yer alan iki üye, borçlanma maliyetlerinin yüzde 0,75’e çıkarılmasını teklif etti. Bu öneri kurulun çoğunluğu tarafından reddedildi.
Tutanaklar, toplantıda faiz artırımının zamanlamasına ilişkin tartışmaların yoğunlaştığını gösteriyor. Bazı üyeler, “biraz daha somut veri beklemenin çok geç olmayacağını” savunarak temkinli bir yaklaşımı tercih etti.
Bir üye, “Faiz artırımı için gerekli koşullar büyük ölçüde oluştu, ancak bu aşamada yapılacak bir artırım piyasa için sürpriz olur ve bundan kaçınılmalıdır,” değerlendirmesinde bulundu.
Başka bir üye, ABD ekonomisindeki yavaşlamaya dair belirsizliklerin faiz artışını erteleme nedeni olarak görülebileceğini, ancak “Japonya’nın kendi ekonomik koşulları açısından bakıldığında, faiz artırımı kararının yeniden değerlendirilme zamanının yaklaştığını” ifade etti.
Tutanaklar, ABD’nin uyguladığı yüksek tarifelerin Japonya’nın kırılgan ekonomisi üzerindeki olası olumsuz etkilerine rağmen, faiz artırımına yönelik momentumun güçlendiğine işaret ediyor.
BoJ, Ekim ayındaki toplantısında da faizleri sabit tuttu. Ancak Başkan Kazuo Ueda, Aralık ayında bir artırım olasılığına dair şimdiye kadarki en güçlü sinyali verdi.
Toplantı tutanakları, kurul üyelerinin “beklemenin” avantaj ve dezavantajlarını detaylı biçimde tartıştığını gösteriyor. Üyeler, büyümedeki aşağı yönlü riskleri ve yüksek maliyetlerin yol açtığı inatçı enflasyonist baskıları değerlendirdi.
Bir üye, ilk yarı kazançlarının güçlü seyrettiğini, ancak tam yıl görünümü ve Merkez Bankası’nın Tankan iş anketi gibi göstergelerin dikkatle izlenmesi gerektiğini belirtti.
Bir diğer üye, faiz artırımını geciktirmenin ABD ekonomisine dair ek içgörüler sağlayabileceğini, ancak bu ertelemenin maliyetinin “kademeli olarak artacağını” vurguladı.
Daha temkinli üyeler ise, Japonya’nın uzun süredir devam eden deflasyon deneyimine atıfta bulunarak aşırı hızlı sıkılaşmanın risklerine dikkat çekti. Bir üye, “Enflasyon hâlâ yüzde 2’lik hedefe kalıcı biçimde sabitlenmiş değil,” dedi ve “Enflasyon beklentileri istikrara kavuşana kadar gevşek finansal koşulların sürdürülmesi uygun olur,” değerlendirmesini yaptı.
Geçtiğimiz yıl BoJ, devasa parasal teşvik programının ardından Ocak ayında politika faizini yüzde 0,5’e yükseltmişti. O tarihten bu yana faiz oranları sabit tutuluyor.
Çekirdek enflasyon üç yılı aşkın süredir Merkez Bankası’nın yüzde 2 hedefini aşıyor. Ancak BoJ, sürdürülebilir ücret artışlarıyla desteklenmeyen fiyat hareketlerinin kalıcı enflasyon olarak görülmemesi gerektiğini, bu nedenle temkinli yaklaşımın süreceğini vurguluyor.
