Dünya Ekonomisi
The Economist: Türkiye savunmada Avrupa’nın umudu mu?
The Economist’e göre Türkiye, savunma ve güvenlik alanında Avrupa için vazgeçilmez hale gelirken, demokratik gerilemeler Batı için artık yalnızca “küçük bir rahatsızlık”.

The Economist, 24 Nisan 2025 tarihli analizinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Avrupa güvenliği açısından giderek daha kilit bir aktör haline geldiğini yazdı. ABD’nin küresel liderlikten adım adım çekildiği, Rusya tehdidinin derinleştiği ve Ukrayna’nın zayıfladığı bir dönemde, Türkiye’nin hem NATO içindeki hem de Avrupa’daki stratejik önemi daha da arttı.
Erdoğan’ın, “Avrupa güvenliği Türkiye olmadan düşünülemez” çıkışına dikkat çeken dergi, bu sözlerin abartılı olabileceğini ancak altının boş olmadığını vurguladı.
Savunmada Yerli Hamleler Avrupa’nın Radarında
Türkiye’nin savunma sanayisinde son yıllarda kaydettiği yerli ve milli üretim başarısına dikkat çeken analizde, Baykar ile İtalyan savunma şirketi Leonardo arasında kurulan işbirliğinin, Türkiye’yi Avrupa savunma pazarında daha güçlü bir aktör haline getirebileceği belirtildi.
400 bin aktif personeliyle Ukrayna dışında Avrupa’nın en büyük ordusuna sahip olan Türkiye’nin, savaş gemisi, İHA, mühimmat ve zırhlı araç üretiminde önemli bir kapasiteye ulaştığı kaydedildi.
Karadeniz Güvenliği ve Ukrayna’da Türk Rolü
Türkiye’nin, Ukrayna’da olası bir ateşkes durumunda barış gücüne asker gönderme teklifi yaptığı belirtilen yazıda, Ankara’nın Suriye ve Libya’daki Rusya karşıtı hamleleriyle bu önerisini desteklediği aktarıldı. Türkiye’nin Karadeniz’de NATO ya da Rusya merkezli askeri yığınak istemediği, savaş sonrası bir deniz güvenliği gücüne öncülük etmek istediği ifade edildi.
Türkiye, Avrupa’nın Savunma Bütçesine Talip
AB’nin önümüzdeki dört yılda açacağı yüz milyarlarca euroluk savunma bütçesine Türk savunma şirketlerinin de talip olduğu belirtildi. Ayrıca Türkiye’nin Ukrayna’daki en büyük yabancı yatırımcılardan biri olması, barış sonrası dönemde Türk müteahhitlere büyük fırsatlar sunabilir.
“Güvenlik Tamam, Demokrasi Askıda”
The Economist’in analizindeki en çarpıcı eleştiri ise Türkiye’deki demokratik gerilemeye yönelikti. Mart ayında muhalefet lideri Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması ve ardından gelen protestolarda yüzlerce gencin gözaltına alınması, Türkiye’nin Avrupa ile değerler bazında mesafesini daha da artırdı.
AB’nin bu gelişmelere karşı sessizliği eleştirilirken, Brüksel’in bu tür baskıları “endişe verici” bulmakla yetinmesi, demokratik normların ikinci plana itildiği şeklinde yorumlandı.
The Economist: Normlar Değil, Çıkarlar Kazanıyor
Makalede, Türkiye-AB ilişkilerinin uzun süredir stratejik ve ekonomik çıkarlar üzerinden yürüdüğü, demokratik normların bu ilişkide artık belirleyici olmadığı belirtildi. 2016’daki göç krizinde olduğu gibi bugün de güvenlik alanında aynı pragmatik yaklaşımın sürdüğü ifade edildi.
T24