Dünya Ekonomisi
The Atlantic: Dünya Ekonomisi Yeni Bir Dönüm Noktasına Girdi
The Atlantic dergisine göre küresel ekonomi büyük bir “yeniden başlatma” sürecine girdi. 20. yüzyıldan beri devam eden neoliberal düzen çatırdarken, sağ popülizm, ticaret savaşları, sanayi politikaları ve dijital dönüşüm yeni bir ekonomik çağın zeminini hazırlıyor. Ancak bu dönüşümün nasıl şekilleneceği, hâlâ büyük ölçüde belirsiz.

The Atlantic dergisine göre küresel ekonomi büyük bir “yeniden başlatma” sürecine girdi. 20. yüzyıldan beri devam eden neoliberal düzen çatırdarken, sağ popülizm, ticaret savaşları, sanayi politikaları ve dijital dönüşüm yeni bir ekonomik çağın zeminini hazırlıyor. Ancak bu dönüşümün nasıl şekilleneceği, hâlâ büyük ölçüde belirsiz.
Kapitalizmin Yazılım ve Donanımı Değişiyor
Dünya ekonomisi, devasa bir bilgisayar sistemi gibi işliyor: fiyatlar, miktarlar, kârlar ve gelirler üzerinden bilgi üretip sistemi yönlendiriyor. Bu sistemin “donanımı” piyasalar, kurumlar ve regülasyonlar; “yazılımı” ise o dönemin ekonomik fikirleri. Ancak zaman zaman bu sistem çöker. 1929’daki Büyük Buhran’dan sonra olduğu gibi…
Bugün de benzer bir “Ctrl + Alt + Delete” anındayız. Ticaret savaşları, ABD’nin artan borcu, tüketici güvenindeki düşüş ve dolardaki zayıflama, küresel düzenin son 40 yılda alıştığı kuralların geçerliliğini yitiriyor. Kapitalizmin yeni sürümünün nasıl işleyeceği, bu dönüşüme eşlik edecek ekonomik fikirlerle şekillenecek.
1930’lardan Bugüne: Her Kriz Yeni Bir Sistem Yarattı
1930’lardaki çöküş, ABD’de Franklin D. Roosevelt’in Yeni Anlaşması (New Deal) ile aşılmaya çalışıldı. O dönemde sistemin ana hedefi “tam istihdam” olarak belirlendi. Devletler yüksek vergilerle sosyal devletin temellerini attı. Sermaye, yerel yatırımlara yönlendirilirken işçi sendikaları da ekonomik sistemin paydaşı haline geldi.
Ancak bu sistemin de bir hatası vardı: talep büyüdükçe işçilik maliyetleri arttı ve kârlar daraldı. 1970’lerin ortasında enflasyon ve kâr erozyonu yatırımcıları yeni bir yön arayışına itti. Çözüm Reagan döneminde geldi: sendikalar zayıflatıldı, finansallaşma teşvik edildi, merkez bankalarının bağımsızlığı arttı. Neoliberal dönem başlamış oldu.
Neoliberalizmin Çöküşü ve 2008 Krizi
Neoliberal sistem, ilk başta “Büyük Ilımlılık” (Great Moderation) dönemini getirdi: küreselleşme hızlandı, finans sektörü büyüdü, kârlar yeniden yükseldi. Ancak ücret artışları durdu, eşitsizlik arttı. Ekonomi krediye bağımlı hale geldi. 2008 krizi, neoliberalizmin “hatalı donanımını” açığa çıkardı. Kamu kaynaklarıyla özel sektör kurtarıldı; ancak yük, en yoksullara yıkıldı. Sonuç: Batı’da yükselen popülist öfke ve siyasi kutuplaşma.
Trump ile Gelen Yeni Dönüşüm: Gerici Modernizasyon
Donald Trump, ekonomik sistemin “yeni başlatma” sürecinde bir katalizör görevi gördü. Çin’e yönelik ticaret savaşları ve ithalata getirilen gümrük vergileri ile ABD sanayisini yeniden canlandırmayı hedefledi. Kadınların evde kalmasını, göçmen işgücünün azaltılmasını ve “yerli üretim”i teşvik eden bu yaklaşım, bir tür “1950’ler nostaljisi”ne dayanıyor.
Ancak bu modeldeki çelişki açık: yeniden sanayileşme olacaksa da, bu işçilerin değil robotların işi olacak. Kadınların yeniden eve dönmesi ise ne toplumsal ne ekonomik açıdan sürdürülebilir. Trump’ın ekonomik politikaları, birçok eski sistemin parçalarının birleşimi: bir “gerici modernizasyon” denemesi.
Teknokratlar ve Silikon Vadisi’nin Post-İnsan Hayali
Bu dönemde başka bir grup da öne çıkıyor: teknoloji milyarderleri. Silikon Vadisi, eski sanayilere değil; yapay zekâ, uzay araştırmaları ve otomasyona dayalı bir “post-insan” ekonomisine yatırım yapıyor. Bu model ise yalnızca elitleri kapsıyor; geniş halk kitlelerine hiçbir şey sunmuyor.
Solun Alternatif Sunamaması Sistemi Tıkıyor
Trump’ın “MAGA ekonomisi” güçlü bir fikir sunmasa da hâlâ karşısında gerçek bir rakip yok. Demokrat Parti’nin yaşlı kadrolarının yönetiminde kalan mevcut sistem, çözüm üretemiyor. Alexandria Ocasio-Cortez ve Bernie Sanders gibi isimlerin temsil ettiği “sol popülizm” bir alternatif sunuyor. Ancak bu çizginin Trump’a kayan işçileri ve kararsız seçmenleri ikna edip edemeyeceği belirsiz.
Bir diğer alternatif ise Ezra Klein ve Derek Thompson tarafından savunulan “bolluk politikası”: büyümeyi artırmaya odaklı, daha az regülasyonla kalkınmayı hedefleyen merkez-sol bir strateji. Ancak bu yaklaşım da sol çevrelerde “şirketlerin gücünü sorgulamadığı” gerekçesiyle eleştiriliyor.
Sonuç: Ekonomik Yazılım Güncellemesi Kapıda
Dünya ekonomisi yeni bir sistem güncellemesi eşiğinde. Bu geçişin sağ popülizm tarafından mı yoksa daha kapsayıcı bir modelle mi yönlendirileceği henüz belli değil. Ama zaman daralıyor. Trump’ın geriye dönük politikaları “kazanabilir” çünkü güçlü bir alternatif henüz ortaya çıkmadı.
The Atlantic’in analizine göre, yeni bir ekonomik düzen kuruluyor. Henüz şekillenmemiş bu düzen, doğru siyasi fikirlerle yön verilebilecek esneklikte. Ancak bunun için siyasi cesaret gerekiyor.
Atilla Yeşilada ve Güldem Atabay tarafından kaleme alınan özel raporlarımıza abone olmak ister misiniz? Raporlarımız kurumsal müşterilere yöneliktir. Abonelik ücretlidir. Koşulları öğrenmek için bize e-mail atın: [email protected]