Dünya Ekonomisi
Şirket Tahvili Piyasasında Yatırımcılar Harekete Geçiyor
Küresel sermaye piyasalarında yatırım yapılabilir seviyedeki şirket tahvilleri ile yüksek getirili tahviller arasındaki ayrışma belirginleşiyor. Son haftalarda ABD şirket tahvili…

Küresel sermaye piyasalarında yatırım yapılabilir seviyedeki şirket tahvilleri ile yüksek getirili tahviller arasındaki ayrışma belirginleşiyor. Son haftalarda ABD şirket tahvili endekslerinde gözlenen spread daralması, hem yatırımcıların iştahını artırıyor hem de ihraççıların borçlanma maliyetlerini aşağı çekiyor. Uzmanlara göre mevcut görünüm, seçici davranan yatırımcılar için dikkate değer fırsatlar barındırıyor.
Yatırım Yapılabilir Tahvillerde Tarihi Düşük Spreadler
ABD yatırım yapılabilir seviyedeki şirket tahvilleri, uzun yılların en düşük spread seviyelerine gerilemiş durumda. Ortalama opsiyon ayarlı spread 75 baz puan seviyesine yaklaşırken, bu rakam tarihi kıyaslamalarla hâlâ cazip görülüyor. Özellikle teknoloji ve sağlık sektörlerinde yaşanan hızlı daralma, yatırımcı ilgisini bu alanlara yönlendiriyor.
Piyasadaki daralmaya rağmen tahvillerin sağladığı getiri oranı dikkat çekiyor. Çeyrek başından bu yana duration ayarlı getiriler yüzde 4,2’yi aşmış durumda. Şirketlerin faiz karşılama oranları medyan bazda 8,5 katın üzerinde seyrederken, bu durum yatırımcıya ek güvence sağlıyor.
Öte yandan, finans sektöründeki tahviller görece geride kalıyor. Ancak analistlere göre bu tablo, değer arayışında olan yatırımcılar için fırsat barındırıyor. Yılın kalanında sektörler arası rotasyonun sürmesi ve finansal kurumların daha cazip hale gelmesi bekleniyor.
İhraç Hacminde Güçlü Seyir
Şirketler, piyasadaki uygun koşulları değerlendirerek yeni ihraçlara hız vermiş durumda. Haftalık ihraç hacmi 34,5 milyar doları bulurken, bu rakamın büyük bölümünü UBS ve AT&T gibi devler oluşturdu. Yeni ihraçlarda neredeyse hiç ek getiri (concession) verilmeden başarılı satışlar gerçekleşiyor.
Dördüncü çeyrekte toplam 180 milyar dolarlık refinansman ihtiyacının bulunduğu hesaplanıyor. Şirket hazinelerinin güçlü nakit akışları ve spread seviyelerinin düşük kalması, borç çevirme konusunda herhangi bir stres yaşanmayacağını gösteriyor. Bu durum, piyasaların güven ortamında işlem gördüğünün bir işareti olarak değerlendiriliyor.
Yüksek Getirili Tahvillerde İyimser Görünüm
Yüksek getirili tahvil piyasasında da tablo yatırımcıların lehine şekilleniyor. Ortalama getiri yüzde 7,8 seviyesinde bulunurken, spreadler 285 baz puana geriledi. Bu oran, mevcut temerrüt beklentileri dikkate alındığında yatırımcıya yeterli bir telafi sağlıyor.
Son 12 ayda temerrüt oranları yüzde 1,2’ye düşerek uzun vadeli ortalamanın oldukça altına indi. Özellikle BB seviyesindeki ihraççıların faiz ödeme kapasitelerinin güçlenmesi ve teminatlı tahvillerde varlık teminat oranlarının 2,1 katı aşması, kalite artışını destekliyor.
Buna karşın, piyasada bazı riskler de konuşuluyor. Özellikle çağrı (call) opsiyonuna sahip tahvillerin primli fiyatlarla işlem görmesi, yatırımcının yukarı yönlü getirisini sınırlayabiliyor. Negatif konveksite olarak adlandırılan bu durum, doğru menkul kıymet seçimini zorunlu kılıyor.
Sektörel Riskler ve Fırsatlar
Endeks içerisinde enerji ve telekomünikasyon sektörlerinin ağırlığı yüzde 24 seviyesinde. Bu alanlarda borçluluk oranlarının yüksek olması, refinansman sürecinde risk yaratıyor. EBITDA’ya oranla borçluluk 4,5 katı aşan şirketler dikkatle izleniyor.
Buna karşılık sağlık ve teknoloji sektörlerindeki yüksek getirili tahviller daha güçlü bilançolarla öne çıkıyor. Şirketlerin EV/EBITDA çarpanlarının 12’nin altında seyretmesi ve serbest nakit akışlarıyla borç azaltma kapasiteleri yatırımcı için daha güvenli bir zemin oluşturuyor.
Faiz Ortamı ve Yeniden Finansman Dalgalanması
ABD Merkez Bankası’nın daha güvercin bir duruş sergilemesi, ihraççılar için refinansman penceresini genişletti. 10 yıllık tahvil faizleri çeyrek başından bu yana 45 baz puan geriledi. Yatırım yapılabilir seviyedeki ihraççıların ortalama borçlanma maliyeti yüzde 4,1 seviyesinde bulunuyor. Bu oran, çağrı hakkı dolan eski tahvillerin yüzde 6,2 civarındaki maliyetine kıyasla ciddi bir avantaj sağlıyor.
Önümüzdeki 12 ayda rekor düzeyde refinansman bekleniyor. Faizlerdeki düşüş ve spread daralmasının birleşimi, ihraççılara ortalama 125 baz puanlık tasarruf imkânı sunuyor. Ayrıca yüzde 6,2’lik EBITDA büyümesi, borçluluk oranlarını düşürerek şirketlerin yeni borçlanma kapasitesini artırıyor.
Ancak yeni ihraç hacmindeki artışın ilerleyen dönemde spreadleri yeniden genişletebileceği uyarısı yapılıyor. Ayrıca piyasalarda yaşanabilecek volatilite, şirketlerin borç çevirme planlarını geciktirebilir.
Stratejik Öneriler ve Portföy Yönetimi
Analistler, yatırımcılara geniş tabanlı fonlar yerine seçici portföyler oluşturmayı tavsiye ediyor. Özellikle kısa vadeli ve yüksek kaliteli kredilere yönelmek, risk-getiri dengesini korumak açısından önemli görülüyor. 105’in üzerinde primli işlem gören tahvillerden uzak durulması, portföyün olası çağrı riskine karşı korunmasını sağlayabilir.
Yeni ihraçlarda sunulan küçük ek getiriler, portföyü yenileme fırsatı olarak öne çıkıyor. Ayrıca, vadeleri kademelendirilmiş (laddered) portföy yapısı ile hem yeniden yatırım riskinin hem de dalgalanmaların minimize edilmesi mümkün.
Sonuç: Fırsatlarla Dolu Ama Seçici Olmayı Gerektiren Bir Dönem
Şirket tahvili piyasaları, spread daralmalarının ve güçlü nakit akışlarının damga vurduğu bir evreye girmiş durumda. Hem yatırım yapılabilir seviyedeki ihraçlarda hem de yüksek getirili tahvillerde risk-getiri dengesi yatırımcı lehine seyrediyor. Ancak çağrı riski, sektörel yoğunlaşma ve olası volatilite, dikkatli olunması gereken noktalar.
Yatırımcılar için doğru strateji, seçici davranmak, primli menkul kıymetlerden kaçınmak ve güçlü bilançoya sahip sektörlere odaklanmak olacak. Bu çerçevede, disiplinli bir portföy yönetimi ile mevcut ortam hem cazip getiri fırsatları hem de dengeli risk profili sunuyor.