Powell: Uzun Vadeli Faizler Artabilir, Arz Şokları Para Politikasını Zorluyor

ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanı Jerome Powell, değişen ekonomik yapı ve belirsizlik ortamında uzun vadeli faiz oranlarının daha yüksek seviyelerde kalabileceği uyarısında bulundu. Washington DC’de düzenlenen Thomas Laubach Araştırma Konferansı’nda konuşan Powell, Fed’in 2020 yazında gerçekleştirdiği para politikası çerçeve gözden geçirmesinden bu yana koşulların önemli ölçüde değiştiğini vurguladı.

Arz Şokları Yeni Normal mi Oluyor?

Powell, dünya ekonomisinin daha sık ve kalıcı arz şokları ile karşı karşıya kalabileceği bir döneme giriyor olabileceğini söyledi. Bu durumun hem ekonomi hem de merkez bankaları açısından ciddi bir zorluk teşkil ettiğini belirten Powell, “Gerçek faiz oranlarındaki artış, enflasyonun önümüzdeki dönemde daha oynak seyredeceğine dair beklentileri yansıtıyor olabilir” dedi.

Powell’ın bu ifadeleri, son haftalarda yaptığı açıklamalarla da paralellik taşıyor. Fed Başkanı, para politikasında yapılacak değişikliklerin, enflasyonla mücadele ve istihdamı destekleme arasında zor bir denge kurulmasına neden olabileceği konusunda uyarıyor.

Sıfır Faiz Dönemi Geride Kaldı

2008 küresel finans krizinin ardından Fed, politika faizini yedi yıl boyunca sıfıra yakın seviyelerde tuttu. Ancak 2024 Aralık itibarıyla gösterge faiz oranı %4,25-%4,50 aralığında sabitlenmiş durumda. Powell, orta vadeli enflasyon beklentilerinin Fed’in %2 hedefiyle büyük ölçüde uyumlu olmasına rağmen, önümüzdeki dönemde sıfıra yakın faiz oranlarına dönülmesinin olası görünmediğini belirtti.

Yeni Çerçeve Gözden Geçirmesi Geliyor

Fed, önümüzdeki aylarda yeni bir politika çerçevesi oluşturmak amacıyla 5 yıllık bir strateji geliştirmeyi planlıyor. Bu süreçte, geçmişte alınan kararların etkinliği ve iletişim yöntemleri yeniden değerlendirilecek.

Powell, 2020 yazında duyurulan ve “esnek ortalama enflasyon hedeflemesi” olarak bilinen yaklaşımın, pandeminin ardından hızla yükselen fiyatlar karşısında işlevsiz kaldığını kabul etti. O dönemde hedeflenen daha yüksek enflasyon, tam ve kapsayıcı istihdamı sağlamak içindi; ancak enflasyonun kontrolden çıkmasıyla Fed agresif faiz artışlarına yönelmek zorunda kaldı.

Şimdiki değerlendirme sürecinde, enflasyon ve istihdam hedeflerindeki sapmalar nasıl ele alınmalı sorusu masaya yatırılıyor. Powell, “Katılımcıların büyük bölümü, ‘sapmalar’ ifadesinin tekrar değerlendirilmesini uygun bulduklarını belirtti,” dedi.

Ticaret Savaşları ve Enflasyon

Powell konuşmasında eski Başkan Donald Trump’ın tarifelerine doğrudan değinmese de, yakın zamanda yaptığı açıklamalarda ticaret korumacılığı ve gümrük tarifelerinin büyümeyi yavaşlatırken enflasyonu artırabileceğine işaret etti. Özellikle son günlerde, Trump’ın daha agresif tarifeleri 90 günlük bir müzakere süresi boyunca geri çekmesi, belirsizliği daha da artırmış durumda.

Fed, 2024 yılında gösterge faizi bir puan düşürmesine rağmen, para politikasında gevşemeye gitme konusunda hala isteksiz davranıyor.

Sabit Getirili Piyasa Daha Kötümser

RSM Başekonomisti Joseph Brusuelas’a göre, tahvil piyasası yatırımcıları borsa yatırımcılarına kıyasla daha temkinli bir ekonomik görünüm öngörüyor. Brusuelas, “Resesyon hâlâ yazı-tura meselesi. Borsa toparlanma eğilimi gösterse de, tahvil faizleri düşmüyor,” diyerek yatırımcıların ekonomik popülizmin getireceği enflasyon risklerine karşı pozisyon aldığını belirtti.

Brusuelas ayrıca, “Eğer Kongre finanse edilmemiş büyük çaplı bir vergi indirimi paketini onaylarsa, tahvil piyasasında getiriler Nisan ortasındaki zirvelere yeniden yükselebilir,” uyarısında bulundu.

Atilla Yeşilada ve Güldem Atabay tarafından kaleme alınan özel raporlarımıza abone olmak ister misiniz? Abonelik koşulları için bize e-mail atın: [email protected]