Dünya Ekonomisi
Özel Sermaye Fonları İngiltere’yi Nasıl Ele Geçirdi
Özel Sermaye Fırtınası: İngiltere’nin Yüksek Borçlu Yeni Düzeni Birleşik Krallık’ta son yıllarda alışveriş caddeleri, restoran zincirleri ve süpermarketler büyük bir…

Özel Sermaye Fırtınası: İngiltere’nin Yüksek Borçlu Yeni Düzeni
Birleşik Krallık’ta son yıllarda alışveriş caddeleri, restoran zincirleri ve süpermarketler büyük bir dönüşümden geçiyor. Yüzeyde geleneksel mağazalar ve popüler markalar varlığını sürdürürken, perde arkasında bu işletmelerin önemli bir kısmı özel sermaye fonlarının kontrolüne geçmiş durumda. Brexit sonrasında artan belirsizlik, pandemiyle derinleşen ekonomik sıkıntılar ve düşük faiz ortamı, özel sermaye şirketleri için İngiltere’yi cazip bir hedef haline getirdi.
Borçla Satın Alma Modeli: Kârlılığın Temeli
Özel sermaye yatırımlarının en çok başvurduğu yöntem, “kaldıraçlı satın alma” olarak bilinen model. Bu yöntemde bir şirket, büyük ölçüde borç kullanılarak satın alınıyor. Satın alma bedelinin küçük bir kısmı fonun öz kaynaklarından karşılanırken, geri kalan borç doğrudan satın alınan şirketin üzerine yükleniyor. Bu sayede yatırımcı, nispeten düşük riskle yüksek getiri elde etmeyi hedefliyor.
Teoride bu sistem, şirketin operasyonlarını iyileştirmesi ve daha verimli hale gelmesiyle başarıya ulaşıyor. Ancak uygulamada işler her zaman planlandığı gibi gitmiyor. Satın alınan şirketler yüksek faizli borç yükünün altında zorlanıyor ve bu durum hem çalışanları hem de tüketicileri doğrudan etkiliyor.
Morrisons Örneği: Bir Devin Çöküş Hikâyesi
İngiltere’nin en köklü süpermarket zincirlerinden Morrisons, özel sermaye etkisinin en dikkat çekici örneklerinden biri. Uzun yıllar aile şirketi olarak varlığını sürdüren Morrisons, 2021 yılında yaklaşık 7 milyar sterlin karşılığında Amerikan sermaye şirketi Clayton, Dubilier & Rice tarafından satın alındı. Pandemi sonrası değer kaybı yaşayan şirket, düşük faizli borçlanma ortamında cazip bir yatırım fırsatı olarak görüldü.
Ancak sonraki yıllarda yükselen faiz oranları tabloyu tersine çevirdi. Morrisons’un üzerine yüklenen yaklaşık 6,6 milyar sterlinlik borcun yarısına yakın kısmı faiz artışlarından doğrudan etkilendi. Bu da her yıl yüz milyonlarca sterlinlik ek maliyet anlamına geldi. Aynı dönemde indirimli fiyat politikalarıyla pazarda güç kazanan Aldi ve Lidl, Morrisons’un rekabet gücünü zayıflattı. Sonuç olarak Aldi, İngiltere’nin dördüncü büyük süpermarket zinciri konumuna yükseldi.
Borç baskısını hafifletmek isteyen Morrisons, 2023’te akaryakıt istasyonlarını yaklaşık 2,5 milyar sterline satarak nakit yaratmaya çalıştı. Ancak bu tür satışlar, uzun vadeli büyüme potansiyelini sınırlandırıyor.
Brexit ve Pandemi Sonrası İngiltere: Cazip Ama Riskli Bir Pazar
2016’daki Brexit referandumu ve sonrasındaki süreç, İngiliz şirketlerinin uluslararası piyasalardaki değerini önemli ölçüde düşürdü. Amerikan şirketlerinin kazanç çarpanları yükselirken, İngiliz firmaları görece düşük değerlerle işlem görmeye başladı. Bu fark, özel sermaye fonlarının İngiltere’yi bir “alışveriş cenneti” olarak görmesine yol açtı.
2016-2023 yılları arasında özel sermaye fonları İngiltere’de yaklaşık 200 milyar dolarlık satın alma gerçekleştirdi. Bu rakam Almanya’daki 81 milyar doların ve Fransa’daki 36 milyar doların çok üzerinde. Burger King, New Look, Pizza Express ve The Body Shop gibi pek çok bilindik marka, özel sermaye fonlarının eline geçti.
Yüksek Borcun Bedeli: Tüketici ve Çalışanlar
Bu satın almaların en büyük riskini, doğrudan borç yükü altındaki şirketler taşıyor. Artan faiz maliyetleri, şirketlerin fiyat rekabetinde geri kalmasına yol açarken, çalışanlar için işten çıkarmalar ve küçülme süreçleri gündeme geliyor. İngiltere’de özel sermaye destekli şirketler yaklaşık 1,9 milyon kişiyi istihdam ediyor. Tedarikçilerle birlikte bu sayı 3 milyonu aşıyor. Dolayısıyla özel sermaye stratejilerinin başarısız olması, yüz binlerce kişinin işini ve tüketicilerin günlük harcamalarını etkiliyor.
Bazı politikacılar, bu durumun tüketicilere daha yüksek fiyatlar ve daha düşük hizmet kalitesi olarak yansıdığına dikkat çekiyor. Bank of England da artan özel sermaye sahipliğinin borç seviyelerini yükselterek ekonomik istikrarı tehdit edebileceği uyarısında bulunuyor.
Siyasi Denge ve Gelecek Senaryoları
Özel sermayenin yükselişi, siyasette de tartışma konusu. Parlamento komitelerinde büyük perakende zincirlerinin sahipleri zaman zaman fiyatlama politikaları nedeniyle sorgulanıyor. Ancak hükümetin atabileceği adımlar sınırlı. Zira Brexit sonrası dönemde dış yatırımlara duyulan ihtiyaç, özel sermaye fonlarına karşı sert bir tutum sergilemeyi zorlaştırıyor.
Özel sermaye yanlıları, bu yatırımların İngiltere ekonomisine büyük miktarda sermaye girişi sağladığını, aksi halde ülkede doğrudan yabancı yatırımın yetersiz kalacağını savunuyor. Buna karşın eleştirmenler, kısa vadeli kâr amacıyla yapılan bu yatırımların uzun vadede istihdam ve tüketici refahı üzerinde olumsuz etkiler yarattığını öne sürüyor.