Küresel Piyasalarda Risk İştahı Artıyor, Ancak Temkinli Bekleyiş Sürüyor

Küresel makroekonomik görünüm, özellikle Amerika Birleşik Devletleri’nde riskli varlıklar açısından giderek daha olumlu bir tablo sergiliyor. Ticaret alanındaki belirsizliklerin azalması, şirket bilançolarına ve borsalardaki yükseliş ivmesine destek oluyor. Ancak, yükselen gümrük tarifelerinin enflasyon ve büyüme üzerindeki tam etkisi henüz netleşmediği için piyasalarda temkinli bir bekleyiş hakim.

Mevcut göstergeler, ABD hisse senedi fiyatlarının uzun vadeli ortalamalarının üzerinde seyrettiğini ve piyasa genelinde sağlıklı bir katılımın olduğunu işaret ediyor. Yatırımcı duyarlılığı ile pozisyonlanma verilerinde de iyileşme gözlenirken, bu durum bazı analistlere göre piyasalarda “rahatlık” algısının yerleştiğine işaret ediyor. Bu ortamda, kısa vadede çapraz varlık sınıflarında nötr duruşun korunması gerektiği değerlendirmesi öne çıkıyor.

Büyüme Beklentilerinde Yukarı Yönlü Revizyonlar

Son dönemde açıklanan öncü ekonomik göstergeler, özellikle ABD’de büyümenin dayanıklı bir seyir izlediğini gösteriyor. Beklenti anketlerinde önceki aylarda görülen kötümser hava yerini iyimserliğe bırakırken, şirket kâr tahminlerinde yukarı yönlü revizyonlar yapılıyor. ABD ticaret politikasına ilişkin netleşme, belirsizlikleri azaltarak hisse senetlerine yönelik iştahı artırıyor. Henüz ekonomik verilerde ciddi bir zayıflama görülmemesi, bu olumlu havanın devamını destekliyor.

Buna karşın, gümrük tarifelerinin geniş çaplı bir şekilde devreye alınmasıyla birlikte önümüzdeki dönemde büyüme ve fiyatlamalarda dalgalanmalar yaşanabileceği öngörülüyor. Bu nedenle, mevcut iyileşmenin sürdürülebilirliği konusunda kesin bir yargıya varmak için verilerin daha netleşmesi bekleniyor.

Enflasyon Görünümünde Belirsizlik

Gelişmiş ekonomilerin çoğunda enflasyonun düşük seviyelerde seyretmesine rağmen, gümrük vergilerinin fiyatlar üzerinde etkilerini göstermeye başladığına dair ilk sinyaller alınıyor. Etkin tarife oranlarındaki artışın, önümüzdeki dönemde enflasyona anlamlı bir katkı yapması bekleniyor.

Enerji fiyatlarında son haftalarda nispeten sakin bir seyir gözleniyor. Orta Doğu’daki jeopolitik risklerin geçici olarak azalması, petrol ve doğalgaz fiyatlarında volatilitenin düşmesini sağladı. Ancak bu durumun kalıcı olup olmayacağı, bölgedeki siyasi gelişmelere bağlı olarak şekillenecek.

Para Politikalarında Yumuşama Sinyalleri

ABD, Almanya ve Çin gibi büyük ekonomilerde maliye politikalarının varlık fiyatları üzerinde etkisi artmış durumda. ABD’de vergi indirimleri ve genişleyici maliye politikaları, piyasalar için destekleyici bir unsur olarak öne çıkıyor.

ABD Merkez Bankası’nın 2026 yılına girerken daha “güvercin” bir faiz politikasına yönelmesi bekleniyor. Ancak bu adımların, siyasi etkilerden bağımsız şekilde atılması gerektiği vurgulanıyor. Avrupa Merkez Bankası’nın faiz indirimleri konusunda sınırlı bir alanı bulunurken, gelişmekte olan ülke merkez bankalarının politika gevşetme imkânı daha geniş görünüyor.

Hisse Piyasalarında Seçici Yaklaşım

Ticaret politikalarında iyileşme ve güçlü ekonomik veriler, hisse senedi piyasalarında rallinin sürmesine katkı sağlıyor. Bu ortam, yatırımcılar için cazip görünse de, mevcut değerlemeler nedeniyle yukarı yönlü potansiyelin sınırlı olduğu görüşü korunuyor. Kısa vadede kâr realizasyonları ve düzeltmelerin alım fırsatı yaratabileceği değerlendiriliyor.

ABD’de büyük ölçekli şirketler, güçlü büyüme ve sağlam kâr artışlarıyla öne çıkıyor. Yapay zeka teknolojilerine yönelik artan ilgi, bazı teknoloji hisselerini desteklemeye devam ediyor. Uluslararası tarafta ise Avustralya ve Kanada gibi düşük tarife hassasiyetine sahip piyasalar dikkat çekiyor. Çin hariç gelişen ülkelerde sağlıklı kâr büyümesi ve ticaret gerilimlerinde yumuşama, yatırımcı ilgisini canlı tutuyor.

Tahvil Piyasalarında Temkinli Duruş

Tahvil piyasasında, uzun vadeli faizlerin yükselebileceği beklentisiyle temkinli bir yaklaşım öne çıkıyor. Mali sürdürülebilirlik endişeleri ve yüksek vadeli faiz primleri, tahvillerin defansif koruma özelliğini zayıflatabilir. ABD Merkez Bankası’na yönelik aşırı iyimser faiz indirimi beklentilerinin gerçekleşmemesi durumunda piyasalarda dalgalanmalar görülebilir.

Japonya Merkez Bankası’nın faiz artışına devam etmesi beklenirken, Avrupa ve Kanada tahvillerinde daha cazip fırsatlar bulunduğu belirtiliyor. Özellikle euro bölgesi ve Kanada tahvil getirilerinin, mevcut küresel ekonomik tablo içinde dengeli bir getiri-risk profili sunduğu ifade ediliyor.