Sosyal Medya

Dünya Ekonomisi

KİB Sabah Analizi:  “Silver Thursday” ve Hunt Kardeşler

altın ve gümüşte yukarı hareket devam eder mi?

KİB Sabah Analizi:  “Silver Thursday” ve Hunt Kardeşler

Tarihe geçen gümüş spekülasyonu

Bugün, klasik akışımızın dışına çıkarak finans tarihindeki en dikkat çekici piyasa manipülasyonlarından birine, “Silver Thursday” olayına odaklanmak istiyorum. Ardından gümüşün günümüzdeki seyrine ve olası üçüncü zirvesine dair değerlendirmelerimize geçeceğiz.

Finans tarihinin en dramatik fiyat hareketlerine sahne olmuş metallerden biri olan gümüş, 1980 yılında Hunt Kardeşler’in piyasa manipülasyonu ile 50 dolar zirvesine çıkan gümüş, 2011 yılında FED’in parasal genişlemesi ve enflasyon korkuları ile zirveye yeniden yaklaştı. 1970’lerin sonlarında, petrol zengini Hunt Kardeşler servetlerini devalüe olan dolardan korumak adına (!) gümüşe yatırım yaptı. Ancak bu yatırım spekülasyona dönüştü ve piyasanın ünlü “corner” hareketlerinden biri hâline geldi.

Finans dünyasında “corner” terimi, bir yatırımcının veya yatırımcı grubunun belirli bir varlığın büyük bir bölümünü satın alarak piyasayı kontrol etmeye çalıştığı durumu ifade eder. Bu durumda, diğer yatırımcılar ilgili varlığı almak istediklerinde arz sınırlı olduğundan fiyatlar hızla yükselir. Hunt Kardeşler de bu stratejiyi izleyerek gümüş piyasasında fiyatları yukarı çekmeyi hedeflediler.

Hunt Kardeşler, fiziksel gümüş ve vadeli işlemlerle piyasanın %30’unu kontrol eder hâle gelirken, bu agresif alım dalgası, gümüş fiyatlarını Ocak 1980’de 50 dolara kadar taşıdı. Ancak Chicago Ticaret Borsası (CME), marj yükümlülüklerini artırınca Hunt Kardeşler teminat tamamlayamayarak likidite krizine girdiler. 27 Mart 1980’de, Silver Thursday olarak bilinen gün gümüş fiyatları bir gün içinde %50 düşerek 10 dolara kadar geriledi.

Hunt Kardeşler’in aslında stratejisi gümüş stoklarını artırarak fiyatları yukarı çekmek suretiyle doların değer kaybettiği bir ortamda servetlerini korumaktı. Ancak piyasa düzenleyicileri bu durumu fark edince spekülatif hareketlerin önüne geçmek için bir dizi önlem aldı. CME marj oranlarını artırarak Hunt Kardeşler’in finansal yükünü artırdı. Likidite krizine giren kardeşler, yüksek borç yükü nedeniyle gümüş varlıklarını elden çıkarmak zorunda kaldı ve fiyatlar hızla çöktü. Sonunda, Hunt Kardeşler büyük finansal kayıplar yaşadı ve iflas ettiler.

 

 

Altın gümüş rasyosu bozulunca…

2011 yılına geldiğimizde ise, 2008 küresel finans krizi sonrasında uygulanan parasal genişleme, düşük faiz oranları ve zayıflayan dolar gümüş fiyatlarının yeniden büyük bir boğa piyasasına girmesine neden oldu. Bu dönemde, altın ile gümüş arasındaki oranın (rasyonun) tarihsel ortalamaların altına inmesi, ETF’ler aracılığıyla bireysel yatırımcıların gümüşe akın etmesi ve ABD’nin borç tavanı krizi ve enflasyon endişeleri etkili oldu. Gümüş fiyatları 2011 Nisan ayında bir kez daha 50 dolar seviyesine kadar yükselirken, tıpkı 1980 yılında olduğu üzere, CME tekrar marj yükümlülüklerini artırarak spekülasyonu bastırdı. Gümüş, Mayıs 2011’de %30’dan fazla düşerek 30 dolar seviyelerine geri döndü.

Bu süreçte JP Morgan gibi büyük yatırım bankalarının gümüş piyasasında büyük açığa satış pozisyonları tuttuğu iddia edildi. 2010 ve 2011 yıllarında bireysel yatırımcıların yoğun ilgisi ve piyasada oluşan spekülatif alımlar, JP Morgan’ın pozisyonlarını daha riskli hâle getirdi. Sonuç olarak, banka pozisyonlarını kapatmak için büyük alımlar yapmak zorunda kaldı ve bu da kısa süreliğine fiyatların hızlı yükselmesine neden oldu. Ancak, düzenleyicilerin müdahalesiyle piyasa tekrar dengelendi.

Altın ve gümüşü yukarı iten unsur ABD’nin sürdürülemez bütçe açığı

Yıllar geçse de, aslında konunun çok da değişmediğini görüyoruz. Şöyle ki, hâlen daha enflasyon endişeleri devam ederken, ABD’nin de kamu borcu her yüz günde bir trilyon artmaya devam ediyor. Bu gelişmeler yatırımcılar arasında sürdürülemez olarak nitelendirilirken, başta merkez bankaları, devamında ise piyasa aktörleri dolar sistemine alternatif ararken, doların yerine geçecek başka bir babayiğit (para birimi) henüz bulunamadığından, değer saklama araçları talep görmeye devam ediyor. Altın mütemadiyen rekor kırarken, gümüşün uzun bir süredir Çanakkale geçilmez olarak görülen 35 dolar seviyesini aşması sonrası asıl yükselişin başlayacağını, bunun da elinin kulağında olduğunu düşünüyoruz.

 

Dönelim Türk mali piyasalarına…

Son günlerde hâkim olan sakinleme eğilimi devam etse de, yatırımcılar uzun bayram tatiline pozisyonsuz gitme tercihleri fiyat seviyelerinde yaşanan iyileşmeyi törpülediğini görüyoruz. Her ne kadar TCMB, ekonomi yönetimi veya daha geniş bir tanımla kamu elinden gelen tüm önlemleri ivedilikle alsa da, Sn. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “heybedeki büyük turp” ifadesi fiyatlamalardaki toparlanmayı engelliyor. USDTRY kuru uzun bayram tatiline de TCMB’nin duvar ördüğü 38,00 seviyesinden giriyor. Hatırlanacağı üzere, hafta sonu veya uzun tatillerde TL faizinin fonlama maliyetinin de fiyatlara eklendiğine şahit olurduk. TCMB’nin dizginleri bu sefer mümkün mertebe sıkı tutmaya devam ettiğini anlıyoruz.

TCMB  rezervlerinde  erime durdu..

Her hafta Perşembe günü açıklanan TCMB ve BDDK verilerini yine enine boyuna irdeledik. İlk önce biraz da olsun yüreklere su serpen veri ile başlayalım. Geride bıraktığımız haftanın Perşembe gününden Salı gününe kadar geçen dört günlük sürede 27,7 milyar dolar eriyen TCMB’nin net yabancı para pozisyonu, beşinci günde yerini toparlanmaya terk ederek 0,5 milyar dolar artış kaydetmiş. Dün bu ihtimali bültenimize taşımıştık. Rezervlerde yaşanan küçük de olsa iyileşmeyi, döviz talebinin kesildiğini gibi TCMB’nin ise satıcı yerine alıcı konuma geçtiğini yönünde yorumluyoruz.  Bu eğilimin bugün açıklanacak veri ile de devam etmesini bekliyoruz.

Adeta finansal depremin yaşandığı geride bıraktığımız haftada, TCMB rezervleri erirken, yurt içi yerleşiklerin güvenli liman olarak gördükleri dövize sığındıklarını, yurt dışı yerleşiklerin ise TL cinsi varlıklarda sert satışa yöneldiklerini biliyoruz. Gelin bu tespitimizi sayılara dökelim. 21 Mart haftasında, yurt içi yerleşiklerin Döviz Tevdiat Hesapları (DTH) parite etkisinden arındırılmış 5,9 milyar dolar artarken, yurt dışı yerleşiklerin menkul kıymet pozisyonu ise nette 1,23 milyar dolar azaldı. TCMB’nin brüt döviz ve altın rezervleri 8,0 milyar dolar gerilediği haftada, KKM bakiyesi son üç ayın en yavaş temposunda azaldı.

Dönelim biraz da yurt dışı piyasalara

ABD Başkanı Trump’ın otomobil ithalatına uygulayacağı %25’lik yeni gümrük vergisi, dün gece ABD borsalarının geceyi düşüşle tamamlamasına neden oldu. Yeni gün başlangıcında, pasifiğin diğer ucunda da kırmızı rengin hâkim olduğunu görüyoruz. Güney Kore ve Japon otomobil hisselerinde sert düşüşlere paralel Kospi ve Nikkei borsaları sırası ile %2,0 ve %2,4 geriledi. Riskten kaçan yatırımcıların, uzun bir süredir dile getirdiğimiz yegâne enstrüman olan altına sığınırken, sarı metal bu sabah güvenli liman edası ile 3,077 dolar seviyesine yükselerek rekorunu bir adım daha yukarıya taşıdı. Gram altının ise TL bazında 3,755 ile rekor kırdığını görüyoruz. Daha geniş bir açıdan bakarsak, ons altın yılın ilk çeyreğinde %17’nin üzerinde yükselerek 1986’dan bu yana en iyi performansını sergiliyor. Gümüşün ons fiyatı 34,50 dolar seviyelerinde salınarak haftayı son on üç yılın zirvesinden tamamlamaya aday görünüyor. Yukarıda da değindiğimiz üzere, asıl hareket Çanakkale geçildikten sonra (35 dolar) başlayacak!

 

Japon Yeni güçleniyor

Trump’ın önümüzdeki hafta açıklayacağı karşılıklı vergilere odaklanan piyasalar, bu gelişmelerin büyümeyi yavaşlatıp enflasyonu artırmasından endişe duyuyorlar. Dolar zayıflarken, enflasyon sorunu baş gösteren ve faiz artırımlarının eli kulağında olan Japon Yen’i ise güçlenmeye devam ediyor. Trump’ın ticaret savaşları, ABD dolarının rezerv para birimi olarak geleceği konusunda yeni endişelere yol açarken, her türlü krizde ayakta kalan güvenli liman doların ise tahtının sallanmaya başladığını uzun bir süredir dile getiriyoruz. Bu bağlamda, altının yanına uzun bir süredir sabırla beklediğimiz ve yatırımcı kimliğimiz ile ön plana çıkardığımız gümüşü eklediğimizi okurlarımız pekâlâ bilirken, heybedeki ‘turpu’ ise bitcoin olarak gördüğümüzün altını bir kez daha çizelim!

Tarife adımların enflasyon yaratıp büyümeyi baskılama potansiyeli artarken, FED’in yılın geriye kalan kısmına hâlen daha iki kez faiz indirimi sığdıracağı yönünde beklentiler korunmaya devam ediyor. Bu bağlamda, gözler bugün ABD’de açıklanacak FED’in favori enflasyon verisi olan kişisel tüketim harcamaları (PCE) verisinde olacaktır. Herkese huzurlu, mutlu, sağlık bir bayram tatili dilerim.

 

 

Emre Değirmencioğlu (@emredegirmenci5), Grup Müdürü,  Hazine Bölümü, Kıbrıs İktisat Bankası

 

BAKMADAN GEÇME

  • Luxera GYO Yeni Dönemi Başlatıyor: NEW ERA 2030 Vizyonuyla İstanbul’da Dört Yeni Projeye İmza Atıyor

    2024 yılında gayrimenkul yatırım ortaklığına dönüşüm sürecini tamamlayan Luxera GYO, kurumsal yapılanmasını güçlendirerek yeni bir büyüme fazına geçti. Şirket, dönüşüm odaklı stratejisi doğrultusunda 2026 itibarıyla İstanbul’da ikisi Anadolu Yakası’nda, ikisi Avrupa Yakası’nda olmak üzere toplam dört yeni projeyi hayata geçirmeye hazırlanıyor.

  • Neden Online İngilizce Platformları Artık Bir Adım Önde?

    Klasik kursların yerini artık online İngilizce platformları alıyor, hem de haklı sebeplerle. Çünkü insanlar artık zamana değil, zaman onlara uysun istiyor. Online platformlar da tam bunu sağlıyor: Esneklik, erişilebilirlik ve kişisel tempo. Sadece bilgisayar ya da telefonla, istediğin yerde, istediğin saatte derslere katılabiliyorsun. Üstelik canlı oturumlar, interaktif içerikler ve anında geri bildirimlerle öğrenme deneyimi hiç olmadığı kadar kişisel hale geliyor. Bu yazıda, online İngilizce platformlarının neden bir adım önde olduğunu yakından inceleyeceğiz.

  • Merkez Bankası Rezervleri Yükseliş Gösterdi

    Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) toplam rezervleri, 12 Aralık haftasında önemli bir artış kaydetti. Bir önceki haftaya kıyasla 4 milyar…

  • FT: Yapay zekâ veri merkezleri uzaya taşınırsa ne olur?

    Google’ın uzayda, güneş enerjisiyle çalışan bir yapay zekâ veri merkezi kurma fikri, AI patlamasının enerji ve altyapı sınırlarını zorladığını gösteriyor. Karada enerji, su ve arazi engelleriyle karşılaşan teknoloji devleri, çözümü yörüngede ararken; uzay çöplüğü, çarpışma riski ve yönetişim eksikliği gibi yeni ve çok daha büyük sorunlar gündeme geliyor. Uzay veri merkezleri, AI’nin “sınırsız ölçeklenebilirliği” anlatısına güçlü ama tartışmalı bir metafor sunuyor.

  • İngiltere Merkez Bankası’ndan Faiz İndirimi

    İngiltere Merkez Bankası (BoE), 2025’in son para politikası toplantısında politika faizini 25 baz puan indirerek %3,75’e çekti. Karar, zayıflayan ekonomik veriler, yumuşayan iş gücü piyasası ve beklenenden hızlı gerileyen enflasyonun etkisiyle alındı. Faiz indirimi, özellikle mortgage borcu olan haneler ve kredi kullanan şirketler için kısa vadeli bir rahatlama sağlarken, tasarruf sahipleri açısından getirilerin düşmesi anlamına geliyor.

  • Zengin ülkelerde güven tavan yapıyor, Türkiye’de dipte: Toplumsal güven neden çöküyor?

    Pew Research Center’ın 25 ülkede gerçekleştirdiği kapsamlı araştırma, toplumsal güvenin ülkeler arasında keskin biçimde ayrıştığını ortaya koyuyor. Yüksek gelirli ve eğitim düzeyi yüksek ülkelerde “insanlara güven” yaygınken, Türkiye bu alanda dünyanın en düşük seviyelerine sahip ülkeler arasında yer alıyor. Araştırma, güvenin kültürel bir özellikten ziyade ekonomik refah, eğitim ve kurumsal yapı ile doğrudan ilişkili olduğunu gösteriyor.

  • Türkiye Özgürlük Endeksinde 165 Ülke Arasında 144cü Sırada

    Cato Enstitüsü’nün Aralık 2024’te yayımlanan Human Freedom Index 2024 (İnsan Özgürlüğü Endeksi), Türkiye’nin hem kişisel hem de ekonomik özgürlükler alanında küresel ölçekte en zayıf ülkeler arasında yer aldığını ortaya koydu. Endekste Türkiye 165 ülke arasında 142’nci sırada yer alırken, 2025 ölçümlerinde bu sıralama 144’e geriledi. Rapora göre Türkiye, 2007’den bu yana özgürlüklerde en sert düşüş yaşayan ülkeler arasında Çin, İran ve Venezuela ile birlikte anılıyor.

  • İktidarın hedefi: “Sadık sermaye” yapılanması mı?

    T24'ten Gökçer Tahincioğlu'na göre, Son aylarda Türkiye’de operasyonların odağı belediyelerden finans, medya ve özel sektör şirketlerine kaymış durumda. İktidara ve iktidar ortağı MHP’ye yakın olduğu düşünülen kişi ve kurumların da hedef alınması, kulislerde farklı senaryoların konuşulmasına yol açıyor. En dikkat çekici iddialardan biri ise iktidarın, siyasi geleceğini garanti altına alacak “kendisine sadık bir sermaye yapısı” oluşturma arayışı.

  • Küresel Jeopolitik Görünüm: Ateşkes Arayışları, Bölgesel Gerilimler ve Kırılgan Denge

    2025 sonuna yaklaşılırken küresel jeopolitik tablo, diplomatik temasların hız kazandığı ancak kalıcı çözümlerin hâlâ zor olduğu bir dengeye işaret ediyor. Rusya-Ukrayna savaşından Orta Doğu’daki kırılgan ateşkeslere, ABD-Çin rekabetinden enerji ve ticaret hatlarının yeniden şekillenmesine kadar birçok başlıkta riskler yüksek seyrediyor. Küresel sistem, çatışmaların yayılmasını sınırlamaya çalışırken, yapısal belirsizlikler ve bölgesel krizler kırılganlığı artırıyor.

  • Goldman Sachs: Gelişen piyasalar 2025’te sürpriz yaptı, 2026 için beklenti korunuyor

    Goldman Sachs’a göre gelişen piyasa hisseleri 2025’te beklentilerin de ötesinde güçlü bir performans sergilerken, bu ivmenin 2026’da da sürmesi bekleniyor. Zayıflayan dolar, düşen emtia fiyatları, Çin’in ihracat gücü ve küresel faiz indirim döngüsü; gelişen piyasaları, ABD’de yapay zekâ ve teknoloji hisselerinde yoğunlaşmanın yarattığı oynaklığa karşı portföylerde dengeleyici bir unsur haline getiriyor.

  • Ernst & Young: 2026 küresel ekonomik görünüm

    Ernst & Young (EY) Parthenon’un küresel görünüm raporuna göre dünya ekonomisi 2026’da ılımlı bir yavaşlama sürecine giriyor. Küresel büyümenin %3,1’e gerilemesi beklenirken, ticaret gerilimleri, demografik baskılar ve jeopolitik riskler aşağı yönlü riskleri artırıyor. Buna karşın yapay zekâ yatırımları, orta vadede verimlilik ve büyüme açısından önemli bir fırsat alanı olarak öne çıkıyor.

  • Ticaret Bakanlığı’ndan Yeni Düzenleme: Elektronik Defter Dönemi Başlıyor

    Ticaret Bakanlığı, 1 Ocak 2026 tarihinden itibaren kurulacak tüm şirketler için Elektronik Ticari Defter Sistemi’nin (ETDS) zorunlu hale getirileceğini duyurdu.

  • 🏆 Saxo Bank’tan Dev Altın Analizi: “Sadece Bir Yatırım Değil, Sistemin Yeni Köşe Taşı!”

    Küresel piyasaların dev ismi Saxo Bank, altının son iki yıldaki %110’luk rallisini analiz ederek 2026 sonu için 5.000 dolar hedefini yineledi. Rapora göre altın, artık geçici bir korunma aracı olmaktan çıkıp küresel finans sisteminin stratejik merkezine yerleşti.

Benzer Haberler