Sosyal Medya

Dünya Ekonomisi

JP Morgan CEO’su Uyarıyor: Enflasyon Bitmedi, Riskler Birikiyor

Amerikan finans dünyasının en etkili isimlerinden biri olarak kabul edilen JPMorgan Chase CEO’su Jamie Dimon, son açıklamalarında hem küresel ekonominin…

JP Morgan CEO’su Uyarıyor: Enflasyon Bitmedi, Riskler Birikiyor

Amerikan finans dünyasının en etkili isimlerinden biri olarak kabul edilen JPMorgan Chase CEO’su Jamie Dimon, son açıklamalarında hem küresel ekonominin gidişatına dair uyarılarda bulundu hem de liderlik anlayışına dair önemli mesajlar verdi. Yaklaşık yirmi yıldır dünyanın en büyük bankalarından birini yöneten Dimon, küresel tabloyu değerlendirirken “belirsizliğin artık norm hâline geldiğini” vurguladı. Ona göre, ticaret savaşlarından jeopolitik risklere, yapay zekâ yatırımlarından kamu açıklarına kadar her alanda karmaşık bir döneme girildi.

Küresel Ekonomide Uyarı Sinyalleri: “Enflasyon Bitmedi, Riskler Birikiyor”

Dimon, dünya ekonomisinin yüzeyde istikrarlı görünse de temelde birçok kırılganlığı barındırdığını belirtiyor. Tüketici harcamalarının hâlâ güçlü olduğunu, ancak bu gücün altının kazıldığını ifade eden Dimon, “Altı yılda 10 trilyon dolar borçlandık ve harcadık. Elbette bu geçici bir refah yaratır, ama sonunda faturası çıkar” sözleriyle kamu açıklarına dikkat çekti.

Ona göre, sağlık ve gıda fiyatlarındaki artış, göç politikalarının maliyeti ve küresel ölçekte yeniden silahlanma trendi enflasyonun kalıcılaşmasına neden oluyor. “Faizler tekrar yükselebilir, üstelik bu kez stagflasyon riskiyle birlikte” diyen Dimon, merkez bankalarının manevra alanının daraldığına vurgu yaptı. ABD’de işsizlik oranının düşük olmasına rağmen ücret artışlarının yavaşlaması ve kredi koşullarının sıkılaşması, büyüme tarafında yavaşlama sinyali olarak değerlendiriliyor.

Yatırımcıların aşırı iyimser olduğunu söyleyen Dimon, “Piyasalar yumuşak inişi fiyatlıyor, ama sürpriz ihtimali her zamankinden yüksek. Tarih, en büyük krizlerin hep bu dönemde, ‘her şey yolunda’ sanıldığı anda patladığını gösteriyor” ifadelerini kullandı.

Yapay Zekâ Gerçek, Ama Her Proje Gerçek Değil

Dimon, JPMorgan’ın teknolojiye yaptığı yatırımların somut sonuçlar doğurduğunu söylüyor. Banka bünyesinde 2.000’den fazla kişinin yapay zekâ projelerinde çalıştığını ve 150.000 çalışanın büyük dil modellerini aktif olarak kullandığını belirtti. Ancak bu yatırımların “moda olduğu için” değil, doğrudan iş süreçlerini iyileştirdiği için yapıldığını vurguladı.

“Bazı şirketlerin milyarlarca dolar harcayıp hiçbir sonuç alamadığını biliyoruz. Biz farklı bir yol izledik,” diyen Dimon, bankada yapay zekânın hata azaltma, dolandırıcılık tespiti, pazarlama verimliliği ve müşteri hizmetlerinde ciddi maliyet avantajı sağladığını açıkladı. “Bir işlemi 12 günde değil, 12 saatte hatta 12 dakikada tamamlıyoruz. Bu yalnızca teknoloji değil, süreç zekâsı,” sözleriyle verimliliğe dikkat çekti.

Yapay zekâya şüpheyle yaklaşanlara da çağrıda bulunan Dimon, “Artık bekleme dönemi bitti. Şirketler bunu araç setlerinin parçası hâline getirmeli. Hatalardan korkmadan denemeliler,” ifadelerini kullandı. JPMorgan yöneticilerinin, MIT’de verilen özel “Yapay Zekâ Master Class” programlarına katılarak bu alandaki becerilerini geliştirdiklerini de belirtti.

Ticaret Savaşları, Çin ve Yeni Denge Arayışı

Dimon’un gündeminde yalnızca teknoloji değil, aynı zamanda küresel ticaret politikaları da var. ABD’nin uyguladığı yeni gümrük tarifelerini değerlendirirken, “Bu tür kararlar genellikle ilk anda sarsıcı olur ama ardından müzakere gelir. Önemli olan ticari şikayetlerin meşru zeminde çözülmesidir,” dedi.

Çin’le olan ekonomik rekabete de değinen Dimon, Pekin’in nadir elementlerde piyasa üstünlüğü sağlamasının endişe verici olduğunu, ancak bu durumun kalıcı olmayacağını savundu. “Nadir elementler aslında o kadar da nadir değil. Biz kirli üretimi başka ülkelere ihraç ettik. Şimdi temiz üretimle kendi tedarik zincirimizi güçlendirmeliyiz,” açıklamasında bulundu.

ABD’nin müttefik ülkelerle ekonomik ilişkilerini koruması gerektiğini de belirten Dimon, “Batı dünyasının ekonomik dayanışması, savunma iş birliği kadar önemli. Aksi hâlde Çin ve diğer yükselen güçler arasındaki denge bozulur,” diyerek küresel ittifakların ekonomik yönünü öne çıkardı.

Kapitalizm Eleştirisi: “Sistem Kusursuz Değil, Ama Tamiri Mümkün”

Dimon, kapitalizmin eleştirilere açık olduğunu kabul ederken, çözümün sistemi yıkmakta değil, düzeltmekte yattığını söylüyor. “Hiçbir piyasa tamamen özgür değildir. Düzenleme gerekir, ama düzenlemenin akıllısı olmalı,” diyerek denetimin gerekliliğini savundu. Hükümetlerin, toplumsal kaynakların kullanımında hesap verebilir olması gerektiğini vurgulayan Dimon, “Eğer bana eğitim için bir bütçe veriyorsanız, sonucunu da açıklayın. Kaç kişiye ulaştınız, kaçı iş buldu? Devlet bunu yapmıyor, işte sorun burada,” ifadelerini kullandı.

Bürokrasinin ve verimsizliğin reform gerektirdiğini belirten Dimon, “Washington’a bir trilyon dolar daha verilse yoksulların hayatı değişir mi? Sanmıyorum. Sorun paranın kendisinde değil, sistemin nasıl işlediğinde,” diyerek yönetim kalitesine dikkat çekti.

Yerel Siyaset Üzerine: “New York Her Şeye Rağmen Ayakta Kalır”

New York’ta olası siyasi değişimlerle ilgili görüşü sorulan Dimon, olası yeni yönetimlere karşı soğukkanlı bir tavır sergiledi. “Ben elimdeki dünyayla çalışırım, hayal ettiğim dünyayla değil. Eğer yönetim değişirse, onlara da yardım ederim. Katılmasam bile destek veririm,” dedi. Bu yaklaşım, onun kurumsal pragmatizminin en somut örneği olarak değerlendiriliyor.

Şehirdeki pay-to-play yasalarının, finansal kurumların yerel siyasete katılımını engellediğini eleştiren Dimon, “Hukukçular, emlakçılar, sendikalar bu sürece dâhil olabiliyor ama biz olamıyoruz. Bu ifade özgürlüğüne aykırı,” sözleriyle sistemin adil olmadığını savundu.

New York’un zorluklara rağmen dirençli bir kent olduğunu vurgulayan Dimon, “De Blasio dönemini atlattık, bunu da atlatırız. Bu şehir her zaman yeniden doğar,” dedi.

Liderlik Dersleri: “Arrogans, Şirketleri Öldürür”

Dimon, liderlik sürecine ilişkin en çarpıcı sözlerini ise yöneticilere verdiği öğütlerde dile getirdi. “Yönetim, eğlencelidir ama insanlar zordur. İyi lider, yorulsa da sorumluluğunu bırakmaz. Eğer bir toplantıda uykunuz geliyorsa, artık orada olmamanız gerekir,” diyerek disiplinin önemini vurguladı.

Kibir, rehavet ve merak eksikliğini “kurumsal ölümün tohumları” olarak nitelendiren Dimon, “Her gün öğrenmeye devam etmezseniz, şirketinizin sonunu hazırlarsınız. Tarih bunun örnekleriyle dolu: Nokia, Sears, BlackBerry… Hepsini kibir öldürdü,” ifadelerini kullandı.

Onun yönetim anlayışı, yalnızca rakamlara değil, insana odaklanıyor. Şirket içinde düzenli olarak “After Action Report” benzeri toplantılar yapıldığını, en alt kademe çalışanların bile açıkça yöneticileri eleştirebildiğini söylüyor. “Gerçek liderlik, dinlemekten geçer,” diyerek sözü bitiriyor.

BAKMADAN GEÇME

Benzer Haberler