Dünya Ekonomisi
İngiltere Merkez Bankası Başkanı: Brexit Uzun Süre Büyümeyi Yavaşlatacak
İngiltere Merkez Bankası Başkanı Andrew Bailey, ülke ekonomisinin Brexit sonrası dönemde uzun süre zayıf bir büyüme patikasında kalacağını belirtti. Bailey,…

İngiltere Merkez Bankası Başkanı Andrew Bailey, ülke ekonomisinin Brexit sonrası dönemde uzun süre zayıf bir büyüme patikasında kalacağını belirtti. Bailey, İngiltere’nin potansiyel büyüme oranının son 15 yılda yüzde 2,5’ten yüzde 1,5’e gerilediğine dikkat çekti. Bu düşüşün, üretkenlikteki zayıflama, nüfusun yaşlanması ve Brexit sonrası ticaret kısıtlamalarından kaynaklandığını ifade etti.
Brexit’in Ekonomik Bedeli
Bailey, Brexit’in İngiltere ekonomisi üzerinde uzun vadeli bir yük oluşturduğunu belirterek, “Kısa vadede etkisi olumsuz, çünkü dışa açıklığı azaltmak büyüme potansiyelini sınırlıyor” dedi. İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden ayrılmasıyla birlikte, ticarette artan bürokrasi, yeni gümrük kontrolleri ve ihracat kısıtlamalarının işletmelerin rekabet gücünü düşürdüğünü vurguladı.
Ancak Bailey, bu durumun kalıcı olmadığını da ekledi. Zaman içinde ticaretin yeniden şekilleneceğini ve yeni pazarların devreye gireceğini belirterek, “Uzun vadede ticaret dengelenir, yeni bağlantılar kurulur, ticaret yeniden canlanır” ifadelerini kullandı.
İngiltere ekonomisinin uzun süredir düşük büyüme tuzağında olduğunu belirten uzmanlar, Brexit’in bu süreci hızlandırdığını düşünüyor. Bailey, bu noktada Adam Smith’in serbest ticaret anlayışına atıfta bulunarak, “Bir ekonomiyi dış dünyaya kapatmak büyüme hızını sınırlayan en temel etkenlerden biridir. Daha az açık bir ekonomi, daha az üretken olur” şeklinde konuştu.
Verimlilik ve Nüfus Yaşlanması Etkisi
İngiltere’nin büyüme hızındaki düşüşte yalnızca Brexit değil, yapısal faktörlerin de önemli rol oynadığı vurgulanıyor. Son yıllarda sanayi yatırımlarının azalması, iş gücü verimliliğinin sınırlı artması ve dijital dönüşümde yaşanan gecikmelerin büyüme potansiyelini zayıflattığını dile getirdi.
Ayrıca nüfusun yaşlanmasının da ekonomide kalıcı etkiler yarattığını söyleyen Bailey, “Yaşlanan nüfus üretim kapasitesini düşürür, iş gücünü daraltır. Bu da potansiyel büyümeyi aşağı çeker” değerlendirmesinde bulundu. Bu nedenle ekonomik büyümenin yeniden hızlanması için genç nüfusun iş gücüne daha fazla katılımını teşvik eden politikalar öneriliyor.
Bailey, yaşlanma ve düşük üretkenlik sorununa çözüm olarak inovasyon ve yeni teknolojilere yatırım yapılması gerektiğini savundu. Ona göre İngiltere, gelecekteki büyümesini teknoloji odaklı sektörler üzerinden yeniden inşa etmek zorunda.
Yapay Zekâ Umudu ve Riskler
Andrew Bailey, gelecekte ekonomik büyümeyi canlandırabilecek en önemli unsurun yapay zekâ olabileceğini söyledi. Yapay zekânın, üretim verimliliğini artırarak uzun vadede yeni bir sanayi devrimi yaratma potansiyeline sahip olduğunu belirtti. “Yapay zekâ, yeni genel amaçlı teknoloji haline geliyor. Bu teknolojiyi doğru yönlendirirsek, üretkenlikte önemli bir sıçrama yaratabiliriz” dedi.
Ancak Bailey, bu gelişmenin kısa vadede finansal istikrarsızlık risklerini artırabileceği uyarısında bulundu. Yapay zekâ şirketlerinin aşırı değerlenmesi, teknoloji hisselerinde balon riski yaratıyor. Bailey, “AI piyasalarında yaşanan değerlemeler son derece yüksek. Bu durum finansal istikrar açısından dikkatle izlenmeli” ifadelerini kullandı.
Yapay zekânın, üretkenlik sorununa uzun vadeli bir çözüm olabileceğini savunan Bailey, “Bu teknolojinin gelişmesi insanlık için en büyük fırsatlardan biri. Ancak aynı zamanda dikkatli bir denetimle yönlendirilmesi gerekiyor” dedi.
Yatırımın Önemi ve Politika Zorunluluğu
İngiltere Merkez Bankası Başkanı, yavaşlayan büyümeye karşı çözümün yatırımlardan geçtiğini belirtti. “Ticaret kısıtlamaları ve yaşlanan nüfusu dengeleyebilmek için tüm kartlarımızı yatırımlara oynamalıyız” diyen Bailey, özellikle üretken teknolojilere ve yapay zekâya yapılan yatırımların ülkenin geleceği açısından belirleyici olacağını söyledi.
Bailey’ye göre, İngiltere ekonomisinin yeniden denge kazanabilmesi için özel sektörün cesur adımlar atması gerekiyor. Bu yatırımlar, yalnızca üretim kapasitesini artırmakla kalmayacak, aynı zamanda ülkenin uluslararası rekabet gücünü de güçlendirecek.
Ayrıca, kamu politikalarının yatırım ortamını destekleyecek şekilde yeniden düzenlenmesi gerektiğini vurgulayan Bailey, “Yatırımların önünü açmazsak, düşük büyüme kalıcı hale gelir” uyarısında bulundu.
Zayıf Büyüme ve Yüksek Enflasyon Endişesi
İngiltere ekonomisinde son aylarda görülen durgunluk, bu açıklamaları daha da anlamlı hale getiriyor. Resmî verilere göre, temmuz ayında ülke ekonomisi yüzde 0,1 oranında daralırken, ağustosta sadece yüzde 0,1 büyüyebildi. Bu tablo, yılın ikinci yarısında da büyümenin zayıf seyredeceğine işaret ediyor.
Ayrıca, uluslararası kurumlar İngiltere’nin önümüzdeki iki yılda G7 ülkeleri arasında en yüksek enflasyon oranına sahip olacağını tahmin ediyor. Yüksek enflasyon, halkın alım gücünü azaltırken, işletmelerin maliyetlerini de artırıyor. Bu da yatırımların ertelenmesine ve büyümenin daha da yavaşlamasına neden oluyor.