Dünya Ekonomisi
IMF: Küresel Borç GSYH’nin %235’ine Ulaştı, Dengelenme Sinyalleri Zayıf
IMF verilerine göre küresel borç seviyesi 2023'te durağan seyretse de, toplam borç küresel GSYH'nin %235'ine ulaşarak tarihsel olarak yüksek seviyelerde kalmayı sürdürüyor. Kamu borçlarındaki artış, özel sektör borcundaki düşüşle kısmen dengelenmiş durumda.

IMF verilerine göre küresel borç seviyesi 2023’te durağan seyretse de, toplam borç küresel GSYH’nin %235’ine ulaşarak tarihsel olarak yüksek seviyelerde kalmayı sürdürüyor. Kamu borçlarındaki artış, özel sektör borcundaki düşüşle kısmen dengelenmiş durumda.
Uluslararası Para Fonu (IMF), yayımladığı Küresel Borç Veritabanı Güncellemesi ile dünya ekonomilerinin borç dinamiklerine dair son tabloyu gözler önüne serdi. Rapora göre, 2023 yılında toplam borç seviyesi 251 trilyon dolara yükseldi. Bu, küresel gayrisafi yurtiçi hasılanın (GSYH) %235’ine denk geliyor.
Bu borcun 99.2 trilyon doları kamu kesimine, 151.8 trilyon doları ise özel sektöre ait. Özel sektör borcu, toplam GSYH’nin %143’üne düşerek 2015’ten bu yana en düşük seviyesine geriledi. Kamu borcu ise neredeyse %93’e çıkarak yeni bir zirveye ulaştı.
Kamu Borcu Yükseliyor, Özel Sektör Borcu Geriliyor
IMF’ye göre, özel sektör borcundaki düşüş özellikle hanehalkı borçlarındaki azalmadan kaynaklanıyor. Şirket borçları ise genel anlamda sabit kaldı. Buna karşın kamu borcundaki artış, COVID-19 sonrası sosyal destek harcamaları ve yükselen faiz giderleri nedeniyle hız kazandı.
Özellikle ABD ve Çin, küresel borç eğilimlerinde belirleyici rol oynuyor. ABD’de genel hükümet borcu 2023’te GSYH’nin %121’ine çıktı. Çin’de ise bu oran %88’e yükseldi. Bu iki ülke hariç tutulduğunda, gelişmiş ekonomilerde kamu borcu ortalama 2.5 puan azalarak %110’a geriledi.
Gelişmekte Olan Ülkelerde Borç Dinamikleri Karmakarışık
Çin dışındaki gelişmekte olan ve düşük gelirli ülkelerde kamu borcu ortalama %56’ya geriledi. Ancak özel sektör borçlarında ciddi ayrışmalar gözlemleniyor.
-
ABD’de özel borçlar GSYH’nin %143’üne gerileyerek 4.5 puanlık bir düşüş yaşadı.
-
Çin’de ise özel borç oranı 6 puan artarak %206’ya yükseldi. Bu artışın büyük bölümü finans dışı şirket borçlarından kaynaklanıyor.
-
Hindistan, Brezilya ve Meksika gibi gelişen ekonomilerde özel borçlar artarken; Şili, Kolombiya ve Tayland gibi ülkelerde ise azaldı.
Neden Bu Farklılıklar Yaşanıyor?
IMF raporu, bu borç eğilimlerinin farklı ekonomik ve yapısal faktörlerden kaynaklandığını belirtiyor. Gelişmiş ülkelerde şirketler, düşük büyüme beklentileri ve güçlü nakit pozisyonları nedeniyle borçlanma iştahını azaltmış durumda. ABD’de şirketlerin sağlam bilançoları da bu trendi destekliyor.
Bazı ülkelerde kamu borcunun hızla artması, kredi piyasasında “crowding-out” (özel sektörün dışlanması) etkisi yaratıyor. Yani, devletin yoğun borçlanması özel sektörün krediye erişimini kısıtlıyor ya da kredi maliyetlerini artırıyor.
Çin: Kamu Destekli Şirketler Borçlanıyor, Hanehalkı Çekimser
Çin’de özel sektör borcundaki artışın büyük kısmı kamu destekli stratejik sektörlere sağlanan kredilerden geliyor. Buna karşın, hanehalkı borçlanması düşük kalmaya devam ediyor. Durgun konut talebi, istihdam ve ücret artışı konusundaki belirsizlikler tüketicilerin borç alma eğilimini sınırlıyor.
Yükselen Faizler ve Büyüme Beklentileri
Brezilya’da özel sektör borcundaki artış, yüksek faiz oranlarının bankacılık sistemi üzerindeki etkileri ve batık kredi oranlarındaki artışla ilişkili. Hindistan’da ise kısa vadeli büyüme beklentilerinin iyileşmesi ve şirket birleşmeleri özel borçları artırıyor. Kolombiya ve Tayland gibi ülkelerde zayıf büyüme görünümü ise borçlanmayı sınırlıyor.
Düşük Gelirli Ülkelerde Finansal Kısıtlar
Düşük gelirli ülkelerde borç dinamikleri daha karmaşık. Finansal sistemlerin yetersiz gelişmişliği, likidite kısıtları ve kamu-özel borç ilişkisinden kaynaklanan dışlama etkileri öne çıkıyor.
IMF’den Politika Tavsiyesi: Orta Vadeli Mali Disiplin
IMF, hükümetlere kamu borçlarını kontrol altına alacak gerçekçi ve orta vadeli mali uyum planları geliştirme çağrısında bulundu. Bu planların özel sektörü dışlamadan, büyümeyi ve yatırımı teşvik edecek şekilde tasarlanması gerektiği vurgulandı.
Ayrıca, yatırım ortamını iyileştirecek ve ekonomik belirsizliği azaltacak yapısal reformların, hem kamu borcunun sürdürülebilirliği hem de özel sektör yatırımlarının artması açısından kritik olduğu ifade edildi.
Atilla Yeşilada ve Güldem Atabay tarafından kaleme alınan haftalık strateji raporlarımıza abone olmak ister misiniz? Bize e-mail atın: [email protected]
Abonelik ücretlidir ve sadece kurumlara hitap eder. Yatırım tavsiyesi içermez.