Sosyal Medya

Dünya Ekonomisi

Goldman Sachs: Gelişen piyasalar 2025’te sürpriz yaptı, 2026 için beklenti korunuyor

Goldman Sachs’a göre gelişen piyasa hisseleri 2025’te beklentilerin de ötesinde güçlü bir performans sergilerken, bu ivmenin 2026’da da sürmesi bekleniyor. Zayıflayan dolar, düşen emtia fiyatları, Çin’in ihracat gücü ve küresel faiz indirim döngüsü; gelişen piyasaları, ABD’de yapay zekâ ve teknoloji hisselerinde yoğunlaşmanın yarattığı oynaklığa karşı portföylerde dengeleyici bir unsur haline getiriyor.

Goldman Sachs: Gelişen piyasalar 2025’te sürpriz yaptı, 2026 için beklenti korunuyor

Goldman Sachs Research’e göre gelişen piyasa hisseleri 2025 yılında güçlü şirket kârları ve elverişli makroekonomik koşullar sayesinde son yılların en iyi performanslarından birini sergiledi. MSCI Gelişen Piyasalar Endeksi’nin yılı yaklaşık %30 getiriyle kapatması bekleniyor; bu, 2017’den bu yana en güçlü yıllık performans anlamına geliyor.

Goldman Sachs Döviz ve Gelişen Piyasalar Baş Stratejisti Kamakshya Trivedi, bu performansın çıtayı yukarı taşıdığını ancak 2026’da da önemli destekleyici faktörlerin devrede olacağını söylüyor. Trivedi’ye göre gelişen piyasalar 2026’da fiyat bazında yaklaşık %13, toplam getiri bazında ise %16 civarında bir artış potansiyeline sahip.


Yapay zekâ odaklı oynaklığa karşı “dengeleyici” rol

Mevcut döngünün en dikkat çekici unsurlarından biri, gelişen piyasaların ABD borsalarında yapay zekâ ve teknoloji hisselerinde yoğunlaşmadan kaynaklanan ani dalgalanmalara karşı bir denge unsuru sunması. Bölgesel çeşitlilik sayesinde gelişen piyasalar, portföylerde risk dağılımını iyileştiriyor.

2025 boyunca bu çeşitliliğin somut örnekleri görüldü:

  • İlk çeyrekte Doğu Avrupa gelişen piyasaları %17 yükseldi

  • İkinci çeyrekte Güney Kore ve Tayvan borsaları %28 getiri sağladı

  • Üçüncü çeyrekte Çin ve Güney Afrika öne çıktı, her iki piyasada da yaklaşık %20 artış yaşandı

Bu coğrafi rotasyonun 2026’da da devam etmesi bekleniyor.


Kazançların ana motoru: Şirket kârları ve teknoloji

Goldman Sachs’a göre 2026’da gelişen piyasalarda getirilerin büyük bölümü şirket kârlarındaki artıştan gelecek. 2025’te olduğu gibi teknoloji sektörü öncü konumda kalmayı sürdürüyor. Özellikle:

  • Teknoloji donanımı ve yarı iletken sektörlerinde hisse başı kârların %37 artması

  • İnternet, medya ve eğlence sektörlerinde ise yaklaşık %15 kâr büyümesi

bekleniyor. Bu tablo, Kuzey Asya (Güney Kore, Tayvan) ve Çin gibi teknoloji ağırlıklı piyasaları ön plana çıkarıyor.


ABD kaynaklı şoklara karşı daha dayanıklı bir tablo

Trivedi, 2025’te gelişen piyasaların küresel şoklara karşı geçmişe kıyasla daha dirençli olduğunu vurguluyor. ABD’de ticaret gerilimleri ya da yapay zekâ balonu endişeleriyle S&P 500 sert düşüşler yaşarken, MSCI Gelişen Piyasalar Endeksi’nin bu düşüşlere daha sınırlı tepki verdiği görülüyor.

Bu noktada strateji, teknoloji ağırlıklı piyasalar ile Brezilya, Hindistan gibi daha iç dinamiklere dayalı büyüme hikâyesi sunan ülkeleri birlikte barındıran “barbell” (dengeleyici) bir yaklaşım olarak öne çıkıyor.


Çin faktörü: “Dezenflasyon ihraç eden” ekonomi

2025’te Çin’in tarifelere rağmen güçlü ihracat performansı sergilemesi dikkat çekti. Çin artık yalnızca düşük katma değerli ürünlerde değil; otomobil, güneş paneli ve makine gibi sermaye mallarında da küresel ölçekte rekabetçi bir oyuncu konumunda.

Bu durum gelişen piyasalar için çift yönlü bir etki yaratıyor:

  • Bir yandan yerel üreticiler için rekabet baskısı

  • Diğer yandan daha ucuz sermaye malları yoluyla enflasyonu aşağı çeken bir etki

Goldman Sachs, Çin’in bu yolla birçok gelişen ülkede dezenflasyon sürecine katkı sağladığını ve bunun merkez bankalarına faiz indirimleri için alan açtığını belirtiyor.


Fed faiz indirimleri ve zayıf dolar gelişen piyasaları destekliyor

ABD Merkez Bankası’nın faiz indirim sürecinin, gelişen piyasalar açısından iki önemli kanalı var:

  1. Küresel finansal koşullar gevşiyor ve gelişen ülke merkez bankalarına faiz indirimi alanı açılıyor

  2. Dolar üzerindeki aşağı yönlü baskı, gelişen ülke para birimlerini ve yerel varlık getirilerini destekliyor

Brezilya ve Güney Afrika gibi henüz faiz indirim döngüsüne başlamamış ülkelerde, bu sürecin 2026’da piyasaları desteklemesi bekleniyor.


Düşen emtia fiyatları neden olumlu?

Emtia fiyatları, gelişen piyasalarda enflasyon üzerinde gelişmiş ülkelere kıyasla çok daha belirleyici. Özellikle petrol fiyatlarındaki gerileme, yerel para cinsinden tahvil piyasalarına güçlü bir destek sağlıyor. Goldman Sachs’a göre bu ortam, 2026’da gelişen piyasalarda enflasyonun merkez bankası hedeflerine daha da yaklaşmasına yardımcı olacak.


Sonuç: Riskli ama olgunlaşan bir varlık sınıfı

Gelişen piyasalar uzun süre “yüksek risk” sınıfı olarak görülse de, Goldman Sachs bu varlıkların artık daha olgun ve dirençli bir yapıya kavuştuğunu savunuyor. 2026’da küresel ekonominin büyümeye devam etmesi beklentisiyle birlikte, gelişen piyasa hisseleri ve tahvilleri; ABD’de teknoloji odaklı oynaklığa karşı portföylerde dengeleyici bir rol oynamaya aday.


Atilla Yeşilada ve Güldem Atabay tarafından kaleme alınan özel raporlarımıza abone olmak ister misiniz? Raporlarımız kurumsal müşterilere yöneliktir. Abonelik ücretlidir. Koşulları öğrenmek için bize e-mail atın: [email protected]

BAKMADAN GEÇME

  • Merkez Bankası Rezervleri Yükseliş Gösterdi

    Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) toplam rezervleri, 12 Aralık haftasında önemli bir artış kaydetti. Bir önceki haftaya kıyasla 4 milyar…

  • FT: Yapay zekâ veri merkezleri uzaya taşınırsa ne olur?

    Google’ın uzayda, güneş enerjisiyle çalışan bir yapay zekâ veri merkezi kurma fikri, AI patlamasının enerji ve altyapı sınırlarını zorladığını gösteriyor. Karada enerji, su ve arazi engelleriyle karşılaşan teknoloji devleri, çözümü yörüngede ararken; uzay çöplüğü, çarpışma riski ve yönetişim eksikliği gibi yeni ve çok daha büyük sorunlar gündeme geliyor. Uzay veri merkezleri, AI’nin “sınırsız ölçeklenebilirliği” anlatısına güçlü ama tartışmalı bir metafor sunuyor.

  • İngiltere Merkez Bankası’ndan Faiz İndirimi

    İngiltere Merkez Bankası (BoE), 2025’in son para politikası toplantısında politika faizini 25 baz puan indirerek %3,75’e çekti. Karar, zayıflayan ekonomik veriler, yumuşayan iş gücü piyasası ve beklenenden hızlı gerileyen enflasyonun etkisiyle alındı. Faiz indirimi, özellikle mortgage borcu olan haneler ve kredi kullanan şirketler için kısa vadeli bir rahatlama sağlarken, tasarruf sahipleri açısından getirilerin düşmesi anlamına geliyor.

  • Zengin ülkelerde güven tavan yapıyor, Türkiye’de dipte: Toplumsal güven neden çöküyor?

    Pew Research Center’ın 25 ülkede gerçekleştirdiği kapsamlı araştırma, toplumsal güvenin ülkeler arasında keskin biçimde ayrıştığını ortaya koyuyor. Yüksek gelirli ve eğitim düzeyi yüksek ülkelerde “insanlara güven” yaygınken, Türkiye bu alanda dünyanın en düşük seviyelerine sahip ülkeler arasında yer alıyor. Araştırma, güvenin kültürel bir özellikten ziyade ekonomik refah, eğitim ve kurumsal yapı ile doğrudan ilişkili olduğunu gösteriyor.

  • Türkiye Özgürlük Endeksinde 165 Ülke Arasında 144cü Sırada

    Cato Enstitüsü’nün Aralık 2024’te yayımlanan Human Freedom Index 2024 (İnsan Özgürlüğü Endeksi), Türkiye’nin hem kişisel hem de ekonomik özgürlükler alanında küresel ölçekte en zayıf ülkeler arasında yer aldığını ortaya koydu. Endekste Türkiye 165 ülke arasında 142’nci sırada yer alırken, 2025 ölçümlerinde bu sıralama 144’e geriledi. Rapora göre Türkiye, 2007’den bu yana özgürlüklerde en sert düşüş yaşayan ülkeler arasında Çin, İran ve Venezuela ile birlikte anılıyor.

  • İktidarın hedefi: “Sadık sermaye” yapılanması mı?

    T24'ten Gökçer Tahincioğlu'na göre, Son aylarda Türkiye’de operasyonların odağı belediyelerden finans, medya ve özel sektör şirketlerine kaymış durumda. İktidara ve iktidar ortağı MHP’ye yakın olduğu düşünülen kişi ve kurumların da hedef alınması, kulislerde farklı senaryoların konuşulmasına yol açıyor. En dikkat çekici iddialardan biri ise iktidarın, siyasi geleceğini garanti altına alacak “kendisine sadık bir sermaye yapısı” oluşturma arayışı.

  • Küresel Jeopolitik Görünüm: Ateşkes Arayışları, Bölgesel Gerilimler ve Kırılgan Denge

    2025 sonuna yaklaşılırken küresel jeopolitik tablo, diplomatik temasların hız kazandığı ancak kalıcı çözümlerin hâlâ zor olduğu bir dengeye işaret ediyor. Rusya-Ukrayna savaşından Orta Doğu’daki kırılgan ateşkeslere, ABD-Çin rekabetinden enerji ve ticaret hatlarının yeniden şekillenmesine kadar birçok başlıkta riskler yüksek seyrediyor. Küresel sistem, çatışmaların yayılmasını sınırlamaya çalışırken, yapısal belirsizlikler ve bölgesel krizler kırılganlığı artırıyor.

  • Ernst & Young: 2026 küresel ekonomik görünüm

    Ernst & Young (EY) Parthenon’un küresel görünüm raporuna göre dünya ekonomisi 2026’da ılımlı bir yavaşlama sürecine giriyor. Küresel büyümenin %3,1’e gerilemesi beklenirken, ticaret gerilimleri, demografik baskılar ve jeopolitik riskler aşağı yönlü riskleri artırıyor. Buna karşın yapay zekâ yatırımları, orta vadede verimlilik ve büyüme açısından önemli bir fırsat alanı olarak öne çıkıyor.

  • Ticaret Bakanlığı’ndan Yeni Düzenleme: Elektronik Defter Dönemi Başlıyor

    Ticaret Bakanlığı, 1 Ocak 2026 tarihinden itibaren kurulacak tüm şirketler için Elektronik Ticari Defter Sistemi’nin (ETDS) zorunlu hale getirileceğini duyurdu.

  • 🏆 Saxo Bank’tan Dev Altın Analizi: “Sadece Bir Yatırım Değil, Sistemin Yeni Köşe Taşı!”

    Küresel piyasaların dev ismi Saxo Bank, altının son iki yıldaki %110’luk rallisini analiz ederek 2026 sonu için 5.000 dolar hedefini yineledi. Rapora göre altın, artık geçici bir korunma aracı olmaktan çıkıp küresel finans sisteminin stratejik merkezine yerleşti.

  • Asya Kalkınma Bankası’ndan Türkiye’ye Dev Finansman: Deprem Bölgeleri İçin Destek Verecekler

    Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası (TKYB), 6 Şubat 2023’te yaşanan depremlerin ardından toparlanma sürecini hızlandırmak, enerji ile imalat sektörlerindeki yatırımları desteklemek amacıyla Asya Kalkınma Bankası’ndan (AKB) toplam 325 milyon dolarlık kaynak sağladığını açıkladı.

  • Çin’de İhracat Kontrollerinin Gevşemesi Nadir Metal Sevkiyatlarını Artırdı

    Çin, ihracat kontrollerinde gevşemeye gitmesinin ardından önceki dönemlere kıyasla daha fazla nadir metal ürünü ihraç etti. Kasım ayında nadir metal ürünleri ihracatı bir önceki aya göre yüzde 13 artış gösterdi. Daha esnek ihracat rejiminin, elektrikli araçlar, savunma sanayii ve yüksek teknoloji üretiminde kritik öneme sahip minerallerin yeniden küresel piyasalara akışını hızlandırdığı ifade ediliyor.

  • Almanya İhracatında Sınırlı Güven Artışı, Sektörel Beklentiler Farklılaşıyor

    Almanya’nın ihracat sektörüne ilişkin güven, sınırlı da olsa toparlanma sinyalleri verdi. ifo İhracat Beklentileri Endeksi, aralık ayında kasım ayındaki eksi 3,8 puandan eksi 3,1 puana yükseldi.

Benzer Haberler