Dünya Ekonomisi
FT: Trump’ın NATO Zirvesindeki Sürpriz Zaferi
Zirve Öncesi Kaygılar: Trump’tan Beklenen Gerilim NATO’nun Lahey’de düzenlenen zirvesi öncesinde, ABD Başkanı Donald Trump’ın son derece agresif dış politika…

Zirve Öncesi Kaygılar: Trump’tan Beklenen Gerilim
NATO’nun Lahey’de düzenlenen zirvesi öncesinde, ABD Başkanı Donald Trump’ın son derece agresif dış politika hamleleri transatlantik müttefikleri arasında tedirginliğe neden olmuştu. İran’ın nükleer tesislerine yönelik ABD hava saldırılarının ardından, Trump’ın zirveye öfke dolu bir ruh haliyle katılacağı ve müttefiklerle ilişkileri daha da gerileceği yönünde beklentiler hakimdi. Beyaz Saray’dan ayrılırken yaptığı açıklamada İran ve İsrail için “ne yaptıklarını bilmiyorlar” ifadelerini kullanan Trump, diplomatik nezaketten uzak bir üslup sergiledi.
Ancak beklenenin aksine, Trump zirvede yapıcı bir tutum sergileyerek ittifakı parçalamak yerine güçlendiren adımlar attı. Zirvenin kapanışında yaptığı açıklamada, “güzel bir grup insanla masadaydım” sözleriyle NATO’ya olan desteğini dile getirdi.
Savunma Harcamalarında Dönüm Noktası
Trump’ın uzun süredir baskı yaptığı NATO üyeleri, savunma harcamalarını artırma taahhüdünde bulunarak ABD Başkanı’nı memnun etti. Yeni Genel Sekreter Mark Rutte’nin Trump’a yönelik övgüleri —ki Rutte, ikili görüşmede Trump’a “daddy” (baba) hitabını kullandı— Başkan’ın havasını yumuşattı. Zirve sonunda 2035 yılına kadar NATO ülkelerinin savunma harcamalarını GSYİH’nin %5’ine çıkarma hedefi resmiyet kazandı.
Trump, basın toplantısında “bu artık bir sömürü değil, biz onların güvenliğini sağlamak için buradayız” dedi. Ancak zirve süresince İspanya’nın bu hedefe katılmayı reddetmesi dikkat çekti. Trump, İspanya Başbakanı Pedro Sánchez’i açıkça eleştirerek, ticaret anlaşmaları üzerinden baskı kuracağını ifade etti.
İran Stratejisinde Gelgitler
Zirvenin hemen öncesinde ABD’nin İran’ın nükleer tesislerine düzenlediği saldırılar uluslararası yankı uyandırmıştı. Trump, saldırıların İran’ın nükleer programını “yerle bir ettiğini” iddia etse de, askeri istihbarat raporları programın yalnızca birkaç aylık gecikmeye uğradığını ortaya koydu. Trump bu raporları reddederek medyayı hedef aldı.
Bununla birlikte, saldırılar sonrası ABD’nin İran ile yeniden müzakere masasına oturmaya hazır olduğunu açıklaması, dış politikada yeni bir dönüşü işaret etti. Cumhuriyetçi Senatör Lindsey Graham gibi Trump’a yakın isimler bile bu hızlı değişim karşısında temkinli açıklamalar yaptı.
Görünüm mü, Gerçek mi?
Trump’ın dış politikasının temelinde öngörülemezlik olduğu sıkça vurgulanıyor. Princeton Üniversitesi’nden Prof. Julian Zelizer, Trump’ın belirli bir ideolojik çizgiye değil, kişisel çıkarlara göre hareket ettiğini ifade ediyor. Dış politika uzmanı Ray Takeyh ise “Trump’ın kadrosunun kim olduğu önemsiz; çünkü sonunda her şeyi kendi bildiği gibi yapıyor” diyor.
Lahey zirvesi sonunda NATO’nun bölünmeden çıkmış olması ve ABD’nin İran saldırısıyla bölgede geçici de olsa bir denge kurması, Trump açısından dış politikada kısa vadeli başarılar olarak sunulabilir. Ancak bu kazanımların kalıcı olup olmayacağı, İran’ın nükleer silah geliştirme kararlılığı ve NATO içinde devam eden yük paylaşımı tartışmaları ışığında belirsizliğini koruyor.