Dünya Ekonomisi
Federer’ın Nike’tan Ayrılığı ve Uniqlo ile Milyon Dolarlık Hamlesi
Roger Federer ile Nike arasında 24 yıl süren ve spor dünyasında efsanevi kabul edilen iş birliği, 2018 yılında son buldu.…

Roger Federer ile Nike arasında 24 yıl süren ve spor dünyasında efsanevi kabul edilen iş birliği, 2018 yılında son buldu. Federer’in Nike ile yollarını ayırması ilk bakışta şaşırtıcı görünse de, bu karar onun kariyerindeki en kârlı adımlardan biri oldu. 20 Grand Slam şampiyonluğu boyunca Nike logosunu taşıyan İsviçreli yıldız, 2018 Wimbledon’da sahaya Nike’sız çıktı ve onun yerine Japon giyim markası Uniqlo’nun logosunu taşıdı. Bu sadece bir sponsorluk değişimi değil, Federer’in iş dünyasında kurduğu milyar dolarlık imparatorluğun başlangıcıydı.
Uniqlo ile imzalanan 300 milyon dolarlık 10 yıllık anlaşma, Federer’in sadece aktif kariyerinde değil, emeklilik döneminde de gelir elde etmesini garanti altına aldı. Bu uzun vadeli ve yüksek değerli kontrat, özellikle 37 yaşına yaklaşan bir sporcu için ender görülen bir teklifti. Nike, Federer’in global marka değerini göz ardı ederek bu anlaşmayı kabul etmedi ve yollar ayrıldı. Ancak Federer’in iş stratejisi burada bitmedi. Kendi logosu RF’nin haklarını da Nike’tan geri alarak kişisel markasını tamamen kontrol altına aldı.
RF Logosunun Geri Kazanımı ve Yeni Dönem
Nike, 2009 yılında Federer’in RF logosunun tescilini almıştı. Uniqlo ile anlaşma yaptıktan sonra ise bu logoyu kullanamayan Federer için markalaşma sürecinde bu durum büyük bir engeldi. Ancak 2020 yılında, Federer’in kendi şirketi Tenro AG, RF logosunun haklarını Nike’tan satın aldı. Böylece yıllarca onunla özdeşleşen logo tekrar sahibine kavuştu.
Bu gelişme, Federer için sadece sembolik değil aynı zamanda ticari anlamda da stratejik bir hamleydi. 2020’nin Aralık ayında Uniqlo, Federer’in RF logosunu taşıyan şapkalarını sekiz farklı renkte piyasaya sürdü ve tüm ürünler on dakika içinde tükendi. Bu, Federer’in marka değerinin yalnızca kort performansına değil, çok daha geniş bir kitleye hitap eden kişisel imajına dayandığını bir kez daha gösterdi.
Uniqlo ile yapılan anlaşma, Federer’in sponsorluk anlaşmalarında daha fazla özgürlük elde etmesini sağladı. Bu özgürlük, özellikle ayakkabı konusunda dikkat çekiciydi. Uniqlo’nun tenis ayakkabısı üretmemesi nedeniyle Federer, Nike ayakkabılarını kullanmaya devam etti. Ancak zamanla farklı bir rota izleyerek tamamen farklı bir iş ortaklığına yöneldi.
‘On Running’ ile Ortaklık ve Milyon Dolarlık Hisse
Ayakkabı konusunda Federer’in tercihi, köklerine daha yakın bir şirket oldu. İsviçre merkezli On Running adlı performans ayakkabısı şirketi, Federer’in ilgisini çekti. Şirketin kurucularından Olivier Bernhard da tıpkı Federer gibi eski bir profesyonel sporcuydu ve konfor ile performansı bir araya getiren özel bir ayakkabı tasarımı geliştirmişti.
Federer, On ile sadece sponsorluk anlaşması yapmadı; aynı zamanda şirkete yatırımcı olarak ortak oldu. 2019 yılında On şirketine yüzde 3 oranında ortak olan Federer, bu hamlesiyle sadece bir marka yüzü değil, ürün geliştirme ve pazarlama süreçlerinde aktif bir figür haline geldi. On ile birlikte geliştirilen “The Roger” isimli günlük kullanım ayakkabısı ve performans tenis ayakkabısı “The Roger Pro”, kısa sürede büyük ilgi gördü.
Şirket, 2021 yılında halka arz edildi ve 746 milyon dolarlık gelir elde etti. Halka arz sonrası şirketin değeri 11 milyar dolara ulaştı. Federer’in yüzde 3’lük hissesi bu süreçte 330 milyon doların üzerine çıktı ve bu, onun servetini milyar dolar seviyesinin ötesine taşıdı.
Nike’ın Geri Çekilişi ve Teniste Azalan Rolü
Nike, Federer ile yollarını ayırdıktan sonra tenis dünyasındaki etkinliğini yavaş yavaş kaybetmeye başladı. Nike’ın tenis bölümünü yöneten ekip dağıtıldı, bazı doping skandalları ve önemli tenisçilerin emekli olması gibi gelişmeler markanın bu alandaki ilgisini azalttı. Federer’in ayrılığıyla başlayan bu süreç, Nike’ın Rafael Nadal dışındaki birçok oyuncuyla da yollarını ayırmasına neden oldu.
Nike hâlâ Alcaraz gibi üst düzey bazı oyuncularla çalışıyor olsa da, markanın tenis pazarındaki baskınlığı ciddi oranda azaldı. Federer gibi spor tarihine damga vurmuş bir ismin RF logosunu değerlendirmemesi ve sonrasında bu hakkı geri vermesi, Nike’ın bu alandaki stratejik yön kaybının göstergelerinden biri olarak yorumlanıyor.
Federer’in Nike’tan ayrılığı, sadece bireysel bir sporcunun sponsorluk tercihi değil, aynı zamanda spor pazarlamasında ve kişisel marka yönetiminde bir paradigma değişiminin örneği haline geldi. Federer, kortta kazandığı başarıları iş dünyasına taşımayı başardı ve bir spor ikonundan çok daha fazlası haline geldi.