Sosyal Medya

Dünya Ekonomisi

Eski DTÖ Başekonomisti Küresel Ekonomiyi 2026’da Bekleyen İki Büyük Riski Açıkladı

Dünya Ticaret Örgütü’nün eski başekonomisti Robert Koopman, 2025 küresel ekonomisini “karmaşık” olarak nitelerken, 2026 yılı için iki kritik risk öne çıkıyor: büyük ekonomik merkezlerde derinleşen demografik sorunlar ve ABD Başkanı Donald Trump’ın tarifelerle şekillenen belirsiz ticaret politikası. Koopman’a göre küresel değer zincirlerinde 40 yıllık düzen değişiyor; gelişmekte olan ülkeler hem fırsatlar hem de risklerle karşı karşıya.

Eski DTÖ Başekonomisti Küresel Ekonomiyi 2026’da Bekleyen İki Büyük Riski Açıkladı

Dünya Ticaret Örgütü’nün eski başekonomisti Robert Koopman, 2025 küresel ekonomisini “karmaşık” olarak nitelerken, 2026 yılı için iki kritik risk öne çıkıyor: büyük ekonomik merkezlerde derinleşen demografik sorunlar ve ABD Başkanı Donald Trump’ın tarifelerle şekillenen belirsiz ticaret politikası. Koopman’a göre küresel değer zincirlerinde 40 yıllık düzen değişiyor; gelişmekte olan ülkeler hem fırsatlar hem de risklerle karşı karşıya.


2025: Küresel Ekonomide Karmaşık ve Dönüşen Bir Görünüm

Shenzhen’de düzenlenen “Ticaret, Regülasyon ve Gelecek Nesil İçin Akademik Perspektifler” çalıştayı kapsamında konuşan Robert Koopman, 2025’in küresel ekonomi panoramasını değerlendirdi.

Koopman’a göre:

  • ABD, güçlü büyümesini yapay zekâ ve ileri teknoloji sektörlerinden aldığı yoğun sermaye girişine borçlu.

  • Avrupa, düşük verimlilik ve entegrasyon eksikliğinden kaynaklanan “vasat bir büyüme yılı” geçiriyor.

  • Çin, ihracatını artırsa da ithalatındaki düşüş nedeniyle 20 yıllık ekonomik modelinden uzaklaşıyor ve daha hizmet ve tüketim odaklı bir yapıya yöneliyor.

Çin’in ilk 11 aylık dış ticaret fazlası 1,08 trilyon doları aşarak rekor kırdı. Koopman bunu, Çinli şirketlerin üretim ağlarını Güneydoğu Asya ve diğer bölgelere yaydığı, daha olgun ekonomilerin tipik bir aşaması olarak değerlendiriyor:

“Ülkeler geliştikçe işgücü maliyetleri artar, ekonomi daha fazla hizmet sektörüne yönelir ve üretim maliyeti düşük ülkelere kayar.”

Bu dönüşüm, Güney Asya, Afrika ve Latin Amerika gibi gelişmekte olan ülkeler için hem yeni fırsatlar hem de küresel değer zincirlerindeki kırılganlıklar nedeniyle ciddi belirsizlikler yaratıyor.


Kritik Sektörler Küresel Büyümenin Sigortası Olabilir

Koopman, küresel ekonomi için risklere rağmen bazı yapısal fırsatların da altını çiziyor:

  • Yapay zekâ

  • Yarı iletken teknolojileri

  • Gelişmiş imalat sistemleri

Bu sektörlerin verimliliği artırarak küresel büyümeyi destekleme potansiyeli olduğunu belirtiyor.


2026 İçin İki Büyük Tehdit: Demografi Krizi ve Trump’ın Tarife Politikası

1) Demografik Erozyon Büyük Ekonomileri Zorluyor

Koopman’a göre 2026’nın en kritik riski ABD, Çin ve Avrupa’nın yaşlanan nüfusu.

“Ekonomik büyümenin uzun vadeli itici gücü işgücü sayısıdır. Nüfus azalması yakın dönemde büyümeyi yavaşlatır, uzun vadede inovasyonu da zayıflatır.”

Koopman ayrıca göçmenlerin inovasyona katkısının çok yüksek olduğunun altını çiziyor.
ABD’nin göçü sınırlaması veya kitlesel sınır dışı politikaları uygulamasının ekonomik büyüme potansiyelini düşüreceğini vurguluyor:

“Eğer ABD göçü teşvik etmez ve çok sayıda göçmeni sınır dışı ederse, bunun demografik etkisi büyük olur.”

Düşen nüfus ve daralan işgücü havuzunun, yatırımlar ve şirketlerin risk iştahı üzerinde baskı oluşturacağı görüşünde.


2) Trump’ın Tarifeleri ve Ticaret Belirsizliği

Koopman, Trump’ın mevcut tarifelerden memnun göründüğünü ve Yüksek Mahkeme engellese bile tarifeleri korumak için alternatif mekanizmalar kullanabileceğini ifade ediyor.

Bu politikayı şekillendirecek iki faktör olduğunu söylüyor:

  • ABD’de yaşam maliyetinin yükselmeye devam etmesi, Trump’ı belirli gıda ve temel ihtiyaç ürünlerinde tarifeleri azaltmaya zorlayabilir.

  • Trump’ın hoşlanmadığı ülkelerin tutumu, ABD’nin o ülkelere karşı misilleme tarifelerini sertleştirmesine yol açabilir.

“Trump siyasi gücünü dış politika hedefleri için kullanmaktan çekinmiyor.”

2026 seçimleri yaklaşırken büyük bir Demokrat dalgasının oluşması durumunda Kongre’nin bazı tarife politikalarına daha sert karşı çıkabileceğini de belirtiyor.


Ekonomik Düzen Değişiyor: Yeni Bir 40 Yıllık Döngünün Eşiği

Koopman’a göre son 25–40 yıldır süren küreselleşme modeli kırılma noktasında:

  • Üretim ağları yeniden şekilleniyor.

  • Nüfus dinamikleri büyümeyi zorluyor.

  • ABD tarifeleri küresel ticaret rotalarını değiştiriyor.

  • Gelişmekte olan ülkeler aynı anda hem risk hem de fırsat içeren bir döneme giriyor.

Koopman’ın değerlendirmesi, “Yeni bir küresel ekonomi paradigması” tartışmalarını güçlendiren bir çerçeve çiziyor.

Atilla Yeşilada ve Güldem Atabay tarafından kaleme alınan özel raporlarımıza abone olmak ister misiniz? Raporlarımız kurumsal müşterilere yöneliktir. Abonelik ücretlidir. Koşulları öğrenmek için bize e-mail atın: [email protected]

BAKMADAN GEÇME

Benzer Haberler