Sosyal Medya

Dünya Ekonomisi

Ernst & Young: 2026 küresel ekonomik görünüm

Ernst & Young (EY) Parthenon’un küresel görünüm raporuna göre dünya ekonomisi 2026’da ılımlı bir yavaşlama sürecine giriyor. Küresel büyümenin %3,1’e gerilemesi beklenirken, ticaret gerilimleri, demografik baskılar ve jeopolitik riskler aşağı yönlü riskleri artırıyor. Buna karşın yapay zekâ yatırımları, orta vadede verimlilik ve büyüme açısından önemli bir fırsat alanı olarak öne çıkıyor.

Ernst & Young: 2026 küresel ekonomik görünüm

Ernst & Young (EY) Parthenon’un küresel görünüm raporuna göre dünya ekonomisi 2026’da ılımlı bir yavaşlama sürecine giriyor. Küresel büyümenin %3,1’e gerilemesi beklenirken, ticaret gerilimleri, demografik baskılar ve jeopolitik riskler aşağı yönlü riskleri artırıyor. Buna karşın yapay zekâ yatırımları, orta vadede verimlilik ve büyüme açısından önemli bir fırsat alanı olarak öne çıkıyor.


Ernst & Young Parthenon’un yayımladığı 2026 küresel ekonomik görünüm raporu, dünya ekonomisinin artan belirsizliklere rağmen dayanıklılığını koruduğunu, ancak büyüme ivmesinin zayıfladığını ortaya koyuyor. Rapora göre küresel reel GSYH artışı 2025 ve 2024’teki %3,3 seviyesinden 2026’da %3,1’e gerileyecek.

Raporda, ticaret politikalarındaki yön değişimleri, yaşlanan nüfus, iş gücü piyasasındaki dönüşüm ve hızlanan yapay zekâ (AI) döngüsünün küresel ekonomi üzerinde aynı anda etkili olduğu vurgulanıyor.

Ticaret savaşları büyümeyi sınırlıyor, ancak çöküş yok

Son dönemde artan gümrük tarifelerine rağmen küresel ticarette sert bir çöküş yaşanmadığına dikkat çekiliyor. Muafiyetler, şirketlerin riskten korunma stratejileri ve tedarik zincirlerinin yeniden yapılandırılması bu süreci dengeleyen unsurlar olarak öne çıkıyor. Bununla birlikte EY, ticaret gerilimlerinin daha yıkıcı bir faza geçmesinin hâlâ ciddi bir risk olduğuna işaret ediyor. Buna karşılık, ticaret tansiyonunun kalıcı biçimde düşmesi küresel büyüme açısından önemli bir “yukarı yönlü sürpriz” olarak değerlendiriliyor.

Gelişmiş ekonomilerde büyüme yavaşlıyor

Rapora göre gelişmiş ekonomilerde 2026’da büyüme daha da zayıflayacak. Yaşlanan nüfus, kronik yatırım eksikliği ve göç politikalarının sıkılaşması gibi yapısal sorunlar potansiyel büyümeyi sınırlıyor. Artan korumacılık eğilimleri de bu tabloyu ağırlaştırıyor.

Buna karşın, yapay zekâ yatırımlarındaki patlama önemli bir denge unsuru olarak görülüyor. EY, AI yatırımlarının orta vadede verimlilik artışı sağlayabileceğini ve sınırlı da olsa dezenflasyonist etki yaratabileceğini belirtiyor.

ABD, Euro Bölgesi ve Japonya görünümü

ABD ekonomisi dayanıklılığını korusa da büyümenin giderek dar bir zemine dayandığı ifade ediliyor. Rapora göre ABD’de büyüme; yüksek gelirli tüketiciler, yapay zekâ destekli sermaye yatırımları ve yüksek varlık fiyatları sayesinde ayakta duruyor. Ancak bu yapı “sağlam ama kırılgan” bir denge oluşturuyor. ABD büyümesinin 2025’te %2,0 iken 2026’da %1,9’a gerilemesi bekleniyor.

Euro Bölgesi’nde büyümenin 2025’teki %1,4 seviyesinden 2026’da %1,1’e düşeceği öngörülüyor. Tarifelerin dolaylı etkilerinin büyümeden yaklaşık yarım puan götürdüğü ve bölge içi ayrışmanın devam ettiği vurgulanıyor.

Japonya’da toparlanmanın sınırlı kalması bekleniyor. Tüketimdeki istikrar büyümeyi desteklerken, zayıf ihracat, düşük iş dünyası güveni ve yapısal kısıtlar büyümeyi baskılıyor. Japonya ekonomisinin 2026’da yaklaşık %0,5 büyümesi bekleniyor.

Gelişen piyasalar: Ayrışma belirgin

Gelişen piyasalarda toplam büyümenin 2025’te %4,5’ten 2026’da %4,1’e gerilemesi bekleniyor. Ancak ülkeler arasında ciddi farklar bulunuyor.

Hindistan, güçlü altyapı yatırımları, canlı iç talep ve hizmetler sektöründeki ivme sayesinde öne çıkıyor. Hindistan’ın 2025’te %7,6, 2026’da ise %6,8 büyümesi bekleniyor.

Çin ise yaşlanan nüfus, genç işsizliği, yetersiz tüketim, kapasite fazlası ve kalıcı deflasyon baskılarıyla karşı karşıya. Politika desteğine rağmen büyümenin 2025’te %4,9’dan 2026’da %4,4’e gerilemesi öngörülüyor.

Latin Amerika’da Brezilya, mali kırılganlıklar ve yüksek enflasyon nedeniyle baskı altında kalırken; Arjantin yüksek enflasyon ve sınırlı politika alanı nedeniyle istikrar sorunları yaşamaya devam ediyor.

Enflasyon 2026’da küresel olarak düşüyor

EY’ye göre küresel enflasyon 2026’da %3 seviyelerine doğru gerileyecek, ancak ülkeler arasında ciddi ayrışma sürecek. Tarifeleri artıran ülkelerde ithalat maliyetleri enflasyonu yukarı iterken, hedef olan ülkelerde talep zayıflığı dezenflasyonu destekliyor.

ABD’de enflasyon ticaret engelleri ve göç kısıtlamaları nedeniyle yeniden hızlanma eğilimi gösteriyor. Euro Bölgesi’nde enflasyon %2 hedefine yaklaşmış durumda. İngiltere’de ise sıkı iş gücü piyasası ve hizmet enflasyonu nedeniyle fiyat baskıları devam ediyor. Japonya’da enflasyonun 2026’nın ilk yarısında %2’nin altına düşmesi bekleniyor. Çin deflasyon baskısıyla karşı karşıya kalırken, Hindistan’da gıda ve emtia fiyatlarındaki düşüşle enflasyon son sekiz yılın en düşük seviyelerine geriledi.

Para ve maliye politikalarında ayrışma

Para politikası cephesinde gelişmiş ülkelerde temkinli bir duruş öne çıkıyor. ABD Merkez Bankası (Fed) ve İngiltere Merkez Bankası’nın (BoE) faiz indirimlerini çok yavaş gerçekleştirmesi beklenirken, Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) faizleri sabit tutması öngörülüyor. Japonya’da ise kademeli bir normalleşme süreci bekleniyor.

Maliye politikalarında da parçalı bir görünüm söz konusu. Bazı ülkeler savunma ve yapay zekâ bağlantılı stratejik yatırımlara öncelik verirken, yüksek borç ve faiz yükü altındaki ülkelerde mali alan giderek daralıyor.

Genel değerlendirme: Kırılgan denge

EY’ye göre küresel ekonomik görünüm kırılganlığını koruyor ve riskler aşağı yönlü. Ticaret savaşlarının yeniden tırmanması veya varlık fiyatlarında sert bir düzeltme küresel talebi olumsuz etkileyebilir. Buna karşın, daha net ticaret kuralları, güvenilir mali çerçeveler ve dengeli para politikaları beklentileri istikrara kavuşturabilir.

Raporda, yapay zekâ teknolojilerinin beklenenden hızlı yayılmasının ise önemli bir “yukarı yönlü risk” olduğu vurgulanıyor. Bu sürecin verimlilik artışı sağlayarak, küresel büyüme potansiyelini sektörler ve bölgeler genelinde yeniden şekillendirebileceği ifade ediliyor.


Kaynak: Ernst & Young (EY) Parthenon

Atilla Yeşilada ve Güldem Atabay tarafından kaleme alınan özel raporlarımıza abone olmak ister misiniz? Raporlarımız kurumsal müşterilere yöneliktir. Abonelik ücretlidir. Koşulları öğrenmek için bize e-mail atın: [email protected]

BAKMADAN GEÇME

  • Merkez Bankası Rezervleri Yükseliş Gösterdi

    Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) toplam rezervleri, 12 Aralık haftasında önemli bir artış kaydetti. Bir önceki haftaya kıyasla 4 milyar…

  • FT: Yapay zekâ veri merkezleri uzaya taşınırsa ne olur?

    Google’ın uzayda, güneş enerjisiyle çalışan bir yapay zekâ veri merkezi kurma fikri, AI patlamasının enerji ve altyapı sınırlarını zorladığını gösteriyor. Karada enerji, su ve arazi engelleriyle karşılaşan teknoloji devleri, çözümü yörüngede ararken; uzay çöplüğü, çarpışma riski ve yönetişim eksikliği gibi yeni ve çok daha büyük sorunlar gündeme geliyor. Uzay veri merkezleri, AI’nin “sınırsız ölçeklenebilirliği” anlatısına güçlü ama tartışmalı bir metafor sunuyor.

  • İngiltere Merkez Bankası’ndan Faiz İndirimi

    İngiltere Merkez Bankası (BoE), 2025’in son para politikası toplantısında politika faizini 25 baz puan indirerek %3,75’e çekti. Karar, zayıflayan ekonomik veriler, yumuşayan iş gücü piyasası ve beklenenden hızlı gerileyen enflasyonun etkisiyle alındı. Faiz indirimi, özellikle mortgage borcu olan haneler ve kredi kullanan şirketler için kısa vadeli bir rahatlama sağlarken, tasarruf sahipleri açısından getirilerin düşmesi anlamına geliyor.

  • Zengin ülkelerde güven tavan yapıyor, Türkiye’de dipte: Toplumsal güven neden çöküyor?

    Pew Research Center’ın 25 ülkede gerçekleştirdiği kapsamlı araştırma, toplumsal güvenin ülkeler arasında keskin biçimde ayrıştığını ortaya koyuyor. Yüksek gelirli ve eğitim düzeyi yüksek ülkelerde “insanlara güven” yaygınken, Türkiye bu alanda dünyanın en düşük seviyelerine sahip ülkeler arasında yer alıyor. Araştırma, güvenin kültürel bir özellikten ziyade ekonomik refah, eğitim ve kurumsal yapı ile doğrudan ilişkili olduğunu gösteriyor.

  • Türkiye Özgürlük Endeksinde 165 Ülke Arasında 144cü Sırada

    Cato Enstitüsü’nün Aralık 2024’te yayımlanan Human Freedom Index 2024 (İnsan Özgürlüğü Endeksi), Türkiye’nin hem kişisel hem de ekonomik özgürlükler alanında küresel ölçekte en zayıf ülkeler arasında yer aldığını ortaya koydu. Endekste Türkiye 165 ülke arasında 142’nci sırada yer alırken, 2025 ölçümlerinde bu sıralama 144’e geriledi. Rapora göre Türkiye, 2007’den bu yana özgürlüklerde en sert düşüş yaşayan ülkeler arasında Çin, İran ve Venezuela ile birlikte anılıyor.

  • İktidarın hedefi: “Sadık sermaye” yapılanması mı?

    T24'ten Gökçer Tahincioğlu'na göre, Son aylarda Türkiye’de operasyonların odağı belediyelerden finans, medya ve özel sektör şirketlerine kaymış durumda. İktidara ve iktidar ortağı MHP’ye yakın olduğu düşünülen kişi ve kurumların da hedef alınması, kulislerde farklı senaryoların konuşulmasına yol açıyor. En dikkat çekici iddialardan biri ise iktidarın, siyasi geleceğini garanti altına alacak “kendisine sadık bir sermaye yapısı” oluşturma arayışı.

  • Küresel Jeopolitik Görünüm: Ateşkes Arayışları, Bölgesel Gerilimler ve Kırılgan Denge

    2025 sonuna yaklaşılırken küresel jeopolitik tablo, diplomatik temasların hız kazandığı ancak kalıcı çözümlerin hâlâ zor olduğu bir dengeye işaret ediyor. Rusya-Ukrayna savaşından Orta Doğu’daki kırılgan ateşkeslere, ABD-Çin rekabetinden enerji ve ticaret hatlarının yeniden şekillenmesine kadar birçok başlıkta riskler yüksek seyrediyor. Küresel sistem, çatışmaların yayılmasını sınırlamaya çalışırken, yapısal belirsizlikler ve bölgesel krizler kırılganlığı artırıyor.

  • Goldman Sachs: Gelişen piyasalar 2025’te sürpriz yaptı, 2026 için beklenti korunuyor

    Goldman Sachs’a göre gelişen piyasa hisseleri 2025’te beklentilerin de ötesinde güçlü bir performans sergilerken, bu ivmenin 2026’da da sürmesi bekleniyor. Zayıflayan dolar, düşen emtia fiyatları, Çin’in ihracat gücü ve küresel faiz indirim döngüsü; gelişen piyasaları, ABD’de yapay zekâ ve teknoloji hisselerinde yoğunlaşmanın yarattığı oynaklığa karşı portföylerde dengeleyici bir unsur haline getiriyor.

  • Ticaret Bakanlığı’ndan Yeni Düzenleme: Elektronik Defter Dönemi Başlıyor

    Ticaret Bakanlığı, 1 Ocak 2026 tarihinden itibaren kurulacak tüm şirketler için Elektronik Ticari Defter Sistemi’nin (ETDS) zorunlu hale getirileceğini duyurdu.

  • 🏆 Saxo Bank’tan Dev Altın Analizi: “Sadece Bir Yatırım Değil, Sistemin Yeni Köşe Taşı!”

    Küresel piyasaların dev ismi Saxo Bank, altının son iki yıldaki %110’luk rallisini analiz ederek 2026 sonu için 5.000 dolar hedefini yineledi. Rapora göre altın, artık geçici bir korunma aracı olmaktan çıkıp küresel finans sisteminin stratejik merkezine yerleşti.

  • Asya Kalkınma Bankası’ndan Türkiye’ye Dev Finansman: Deprem Bölgeleri İçin Destek Verecekler

    Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası (TKYB), 6 Şubat 2023’te yaşanan depremlerin ardından toparlanma sürecini hızlandırmak, enerji ile imalat sektörlerindeki yatırımları desteklemek amacıyla Asya Kalkınma Bankası’ndan (AKB) toplam 325 milyon dolarlık kaynak sağladığını açıkladı.

  • Çin’de İhracat Kontrollerinin Gevşemesi Nadir Metal Sevkiyatlarını Artırdı

    Çin, ihracat kontrollerinde gevşemeye gitmesinin ardından önceki dönemlere kıyasla daha fazla nadir metal ürünü ihraç etti. Kasım ayında nadir metal ürünleri ihracatı bir önceki aya göre yüzde 13 artış gösterdi. Daha esnek ihracat rejiminin, elektrikli araçlar, savunma sanayii ve yüksek teknoloji üretiminde kritik öneme sahip minerallerin yeniden küresel piyasalara akışını hızlandırdığı ifade ediliyor.

  • Almanya İhracatında Sınırlı Güven Artışı, Sektörel Beklentiler Farklılaşıyor

    Almanya’nın ihracat sektörüne ilişkin güven, sınırlı da olsa toparlanma sinyalleri verdi. ifo İhracat Beklentileri Endeksi, aralık ayında kasım ayındaki eksi 3,8 puandan eksi 3,1 puana yükseldi.

Benzer Haberler