Sosyal Medya

Dünya Ekonomisi

Danimarka Ekonomisi Avrupa’nın Geri Kalanından Neden Ayrışıyor?

Düşük Enflasyon, Güçlü Büyüme, Sağlam Mali Denge Avrupa’nın genelinde ekonomik büyümenin zayıf seyrettiği, enflasyonun yüksek kaldığı ve kamu maliyesinin ciddi…

Danimarka Ekonomisi Avrupa’nın Geri Kalanından Neden Ayrışıyor?

Düşük Enflasyon, Güçlü Büyüme, Sağlam Mali Denge

Avrupa’nın genelinde ekonomik büyümenin zayıf seyrettiği, enflasyonun yüksek kaldığı ve kamu maliyesinin ciddi baskı altında olduğu bir dönemde, Danimarka ekonomisinin dikkate değer bir istisna oluşturduğu değerlendiriliyor. Son iki yıldır enflasyonun %2’nin altında seyrettiği, kamu bütçesinde üst üste fazla verildiği ve kişi başı gelirde Avrupa’nın en üst sıralarında yer alındığı gözlemleniyor. Ülke ekonomisinin bu performansı, yalnızca ilaç sektöründeki başarıya değil, aynı zamanda yapısal avantajlara dayandırılıyor.

Danimarka’nın GSYH’si pandemi sonrasında keskin bir toparlanma göstermiş, 2021 yılında %7,4’lük büyüme oranıyla öne çıkmıştı. Bu büyümenin ardından 2022’de %1,5, 2023’te %2,5 ve 2024’te %3,7 oranında büyüme kaydedildi. 2025 ve 2026 yıllarında da sırasıyla %3,6 ve %2 civarında büyüme beklenmektedir. Aynı dönemde enflasyon oranı %1,5 seviyesinde sabit tutulmaktadır.

Bütçe tarafında ise 2015 yılından bu yana istikrarlı biçimde fazla verilmektedir. Özellikle 2020 yılında, pandeminin en yoğun döneminde dahi %0,4 bütçe fazlası kaydedilmiş, 2024 yılı itibarıyla bu oran %4,5’e ulaşmıştır. Bu disiplinli mali yapı sayesinde Danimarka’nın kamu borcu oranı 2020’deki %46 seviyesinden %31’e kadar gerilemiştir. Bu oranın 2026 yılına kadar %29’a düşeceği öngörülmektedir. AB genelinde ise ortalama borç oranı %80 düzeyindedir ve artış eğilimi göstermektedir.

Yüksek Vergilerle Finanse Edilen Güçlü Sosyal Devlet

Danimarka’nın refah devletinin güçlü yapısı, yüksek vergi gelirleriyle desteklenmektedir. Ülkede vergi yükü GSYH’nin %44,1’ine karşılık gelmektedir ve bu oranla Avrupa Birliği içinde Fransa ve Belçika’nın ardından üçüncü sırada yer almaktadır. En yüksek gelir dilimindeki bireyler %55,9 oranında vergi ödemekte olup, bu oran OECD ortalamasının yaklaşık 13 puan üzerindedir.

Bu kaynaklarla finanse edilen sistem, vatandaşlarına ücretsiz sağlık, eğitim ve çocuk bakım hizmetleri sunmakta; ayrıca işsiz kalan bireylere 2 yıl boyunca önceki gelirlerinin %75’i oranında işsizlik maaşı sağlanmaktadır. Bu oran, OECD ortalamasının yaklaşık iki katıdır. Bu sosyal güvenlik ağı, esnek işgücü piyasası modeliyle desteklenmektedir. İşe alım ve işten çıkarmaların kolaylaştırıldığı bu sistemde, işsiz kalan bireylerin hızlı biçimde yeniden üretken iş gücüne katılması amaçlanmaktadır.

Üretkenlik, Yeşil Enerji ve İlaç Sektörünün Rolü

Ülkede yasal asgari ücret bulunmamakla birlikte, çalışanların büyük kısmı toplu sözleşmelerle koruma altındadır. Çoğu sektör çalışanı saatlik 15 euroya yakın ücret almaktadır. Yüksek ücret seviyelerine rağmen işsizlik oranlarının düşük seyretmesi, işverenlerin iş gücüne yatırım yapma eğiliminde olduğunu ve çalışanların becerilerini geliştirme yönünde motive edildiğini göstermektedir. Bu durum, son on yılda Avrupa genelinin aksine, Danimarka’da işgücü verimliliğinin artmasını sağlamıştır.

Danimarka’nın rüzgar enerjisine yönelik stratejik yatırımları da sonuç vermiştir. Bugün ülkede elektrik üretiminin çoğunluğu rüzgar enerjisinden sağlanmakta; sanayi için enerji maliyetleri Avrupa’nın en düşük seviyelerinde yer almaktadır. Yüksek konut faturalarına rağmen, sanayi elektrik fiyatlarının düşük kalması, ülkenin üretim sektörünün GSYH içindeki payının artmasına katkı sağlamaktadır.

Ancak bu tabloya rağmen, büyümenin önemli kısmının tek bir sektöre dayandığı ifade edilmektedir. İlaç devi Novo Nordisk tarafından geliştirilen obezite ve diyabet ilaçları Wegovy ve Ozempic’in küresel başarısı, Danimarka’nın ekonomik performansında belirleyici rol oynamaktadır. Şirketin Avrupa’nın en değerli firmalarından biri hâline geldiği ve Danimarka’daki son dönem GSYH büyümesinin yaklaşık yarısının bu sektörden kaynaklandığı belirtilmektedir. Bu durum, bazı analistler tarafından 2000’lerde Nokia’ya bağımlı hâle gelen Finlandiya ekonomisine benzetilmiştir. Ancak Novo Nordisk’in patent süresinin 2032 yılına kadar devam ettiği ve ülke ekonomisinin genel olarak güçlü temellere dayandığı vurgulanmaktadır.

BAKMADAN GEÇME

Benzer Haberler