Sosyal Medya

Dünya Ekonomisi

Cumhuriyetçiler Öfkeli: Trump, “Solcu Öcü” Mamdani’yi Neden Kurtardı?

Oval Ofis’ten gelen son görüntüler, Washington siyasetinde alışılmadık bir tabloya işaret ediyor: Aylarca karşılıklı sert ifadeler kullanan ABD Başkanı Donald…

Cumhuriyetçiler Öfkeli: Trump, “Solcu Öcü” Mamdani’yi Neden Kurtardı?

Oval Ofis’ten gelen son görüntüler, Washington siyasetinde alışılmadık bir tabloya işaret ediyor: Aylarca karşılıklı sert ifadeler kullanan ABD Başkanı Donald Trump ile New York’un seçilmiş belediye başkanı Zohran Mamdani, kameralar önünde neredeyse “kanka” modunda, yan yana gülümseyerek poz verdi. Bu samimi atmosfer, sadece New York’un değil, Washington’un, Ukrayna savaşının, göç politikasının ve sağlık sisteminin geleceği açısından da yeni bir döneme işaret edebilir.

Oval Ofis’te Beklenmedik Yakınlaşma

Oval Ofis’teki ilk yüz yüze buluşmada Trump ve Mamdani, kameralar önünde karşılıklı övgüler yağdırdı. Trump, kısa süre önce “komünist” diye nitelediği Mamdani için bu kez “Harika bir politikacı, karizmatik, New York için iyi bir şans” tonunda konuştu ve “Onun yönettiği bir New York’ta yaşamayı rahatlıkla isterim” dedi.

Mamdani ise görüşmenin odağına siyasi etiketleri değil, New Yorkluların yaşadığı geçim sıkıntısını koyduklarını vurguladı. 8,5 milyon insanın barınma, enerji fiyatları ve yoksullukla boğuştuğuna dikkat çekip, “Onları sadece hayatta kalmaya değil, daha fazlasına erişmeye taşımak için ne yapabiliriz?” sorusuna odaklandıklarını söyledi.

Aylarca Süren Söz Savaşından “Bromance”a

Bu sıcak fotoğrafın arka planında ise aylar süren bir söz savaşı var. Trump tarafı Mamdani’yi “radikal solcu, sosyalist” olarak hedef gösterirken, Mamdani de Trump’ı “faşist” olarak niteliyordu. Oval Ofis’te bir gazeteci, Mamdani’ye “Hâlâ Trump’ın faşist olduğunu düşünüyor musunuz?” diye sorduğunda, Trump araya girip “Evet de geç, açıklamaya kalkmaktan daha kolay” diyerek ortamı yumuşattı.

Bu diyalog, iki ismin politik çizgilerinin hâlâ ne kadar ayrı olduğunu gösterse de, kişisel düzeyde şaşırtıcı bir uyum yakaladıklarına işaret ediyor.

Ortak Zemin: New York ve Geçim Sıkıntısı

İki lideri buluşturan başlıkların başında “affordability”, yani geçim derdi geliyor. Görüşmede konut fiyatları, kira maliyetleri, suç oranları ve özellikle enerji fiyatları detaylı biçimde gündeme geldi. New York’un elektrik ve doğal gaz sağlayıcısı şirket özellikle isim verilerek eleştirilirken, “faturaların düşmesi gerektiği” üzerinde duruldu.

Trump, uzun süredir dile getirdiği “Amerika’yı yeniden karşılanabilir kılma” söylemini bu görüşme üzerinden yeniden parlatma fırsatı buldu. Mamdani ise kampanyasının merkezine koyduğu “New York’ta yaşam maliyetini aşağı çekme” sözlerini, doğrudan federal destekle birleştirme imkânı yakalamış oldu.

Ücretsiz Otobüs, Ücretsiz Kreş, Kira Dondurma: Masadaki Projeler

Mamdani’nin New York için en iddialı vaatleri Oval Ofis’te de masadaydı: Kent genelinde ücretsiz otobüsler, evrensel ve ücretsiz kreş programı ve kira artışlarına fren getiren bir kira dondurma politikası.

Şehir içi ulaşım otoritesinin mevcut borç yükü ve tahvil yükümlülükleri nedeniyle “kendi başına bunu finanse edemeyeceği” biliniyor. Bu noktada, federal bütçeden sağlanabilecek ilave kaynaklar kritik hale geliyor. Aynı şekilde, evrensel kreş programının da büyük ölçüde federal fonlarla ayakta durabileceği konuşuluyor. Görüşme, “fon kesintisi” tehdidinden “yeni fon kanalları” ihtimaline doğru önemli bir söylem değişimini beraberinde getirdi.

Cumhuriyetçi Cephede Şok ve Hesaplaşma

Trump’ın Mamdani’ye gösterdiği sıcaklık, onu iç siyasette yeni bir “öcü figürü” olarak kullanmayı planlayan Cumhuriyetçiler için ciddi bir sürpriz oldu. Haftalardır Mamdani’nin adını “sosyalizm” aleyhine verilen mesajların merkezine yerleştiren parti içi aktörler, şimdi Beyaz Saray’daki bu görüntüler karşısında zor durumda.

Bazı Cumhuriyetçi isimler, Mamdani’yi “aşırılıkçı” ve hatta “cihatçı” ya benzeten açıklamalarını sürdürürken, Trump’ın aynı kişiye Oval Ofis’te kol kanat geren tutumu parti içi çelişkiyi daha da artırıyor. Bu tablo, partide “Trump ne derse o geçerlidir” kuralının ne kadar kırılganlaştığını da gösteriyor.

Trump İçin Gündem Değiştirme Hamlesi

Siyasi gözlemciler, bu yakınlaşmayı Trump açısından yalnızca New York politikası üzerinden değil, genel strateji bağlamında okuyor. Devam eden skandallar, hassas dosyalar ve bazı eyalet yarışlarındaki başarısızlıkların ardından Trump’ın, kamuoyunun dikkatini “kutup siyaseti”nden “geçim derdi”ne çekmek istediği yorumu yapılıyor.

Konut, gıda ve enerji fiyatlarını düşürme söylemi, geniş seçmen kitlelerine hitap ediyor. Bu nedenle, genç ve karizmatik bir büyükşehir belediye başkanı ile yan yana “geçim odaklı” mesaj vermek, Trump’ın siyasi imajı açısından önemli bir hamle olarak görülüyor.

Ukrayna’ya Şükran Günü Ültimatomu

Görüşmenin gölgesinde kalan ama dünya siyaseti açısından son derece önemli bir başlık ise Ukrayna’ya verilen süreli mesaj. Washington, Kiev’e, ABD ve Rusya arasında üzerinde çalışılan bir barış planını kabul etmemesi halinde istihbarat ve silah desteğinin kesilebileceği uyarısını iletti.

İddialara göre plan, Ukrayna’nın doğusundaki topraklarının bir bölümünden vazgeçmesini ve NATO üyelik hedefinden geri adım atmasını öngörüyor. Buna karşılık “NATO benzeri” güvenlik garantilerinden söz ediliyor. Ancak planın ayrıntıları birçok uzman tarafından “adaletsiz ve tehlikeli” bulunuyor. Avrupa’daki müttefiklerin de sürecin dışında bırakılmalarına ciddi tepki gösterdikleri belirtiliyor.

Kiev Üzerindeki Askerî ve Siyasi Baskı

Ukrayna tarafı, bir yandan ağır kış koşulları ve enerji altyapısını hedef alan bombardımanlarla mücadele ederken, diğer yandan bu siyasi baskıyla karşı karşıya. Ülkenin elektrik şebekesi, petrol ve gaz tesisleri sık sık saldırıya uğruyor; yeni bir mülteci dalgası ve derin bir insani kriz riski tartışılıyor.

Ayrıca Kiev’deki yolsuzluk iddiaları ve yönetim içindeki sarsıntılar, Ukrayna liderliğinin manevra alanını daraltıyor. Bu ortamda, “kötü bir anlaşmayı imzalamak ile desteği kaybetme riski arasında sıkışmış bir ülke tablosu” çiziliyor.

Göç Politikası ve “ICE Kasabaları”

Programda öne çıkan bir diğer başlık, ABD’nin göç politikasında merkezi rol oynayan özel göçmen gözaltı merkezleri. Özellikle New Mexico gibi kırsal eyaletlerdeki küçük kasabalar, federal hükümetle yapılan anlaşmalar sayesinde bu merkezlerden aldıkları vergi ve kira gelirine büyük ölçüde bağımlı hale gelmiş durumda.

Bazı tesislerde, göçmen olsa da olmasa da 500 yataklık kapasite üzerinden her ay garanti ödeme yapılıyor. Bu, özel şirketler için düzenli kâr, küçük kasabalar için ise kritik bir gelir kapısı anlamına geliyor. Öte yandan, uzak ve yoksul bölgelerde kurulan bu merkezlerde personel yetersizliği, sık sık gündeme gelen denetim eksikleri ve insan hakları tartışmaları da sürüyor.

Sağlık Sigortası Krizi Kapıda

Washington’da masadaki bir diğer kritik dosya, milyonlarca Amerikalının sağlık sigortasını doğrudan ilgilendiriyor. Gelir düzeyi düşük ve orta sınıf ailelerin sağlık planlarını karşılanabilir kılan vergi kredilerinin yıl sonunda sona erme riski var. Bu destekler uzatılmazsa, yaklaşık 20 milyondan fazla kişinin primlerinde sert artışlar bekleniyor.

Bazı muhalefet temsilcileri, üç yıllık bir uzatma planını gündeme getirirken, iktidar cephesinde henüz net bir karşı teklif ortaya çıkmış değil. “Zaten geçinemiyoruz, bir de sağlık primleri ikiye katlanmasın” diyen seçmen baskısının, önümüzdeki haftalarda Washington’daki pazarlıkları hızlandırması bekleniyor.

Epstein Dosyaları ve Şeffaflık Baskısı

Siyasi atmosferi daha da ısıtan önemli bir başlık da yıllardır tartışılan bazı hassas dosyaların kamuoyuna açılması talebi. Kongre’de neredeyse oybirliğiyle kabul edilen bir düzenleme, ilgili belgelerin belirli bir süre içinde kamuoyuna açıklanmasını öngörüyor. Ancak Adalet Bakanlığı’nın, süren soruşturmaları gerekçe göstererek geciktirme ihtimali tartışılıyor.

Hem iktidar hem muhalefet kanadından gelen “Artık ne varsa açıklansın, seçmen kararını kendi versin” yönündeki çağrılar, bu konuda alışılmadık bir iki partili baskı oluşturmuş durumda.

Kutuplaşmanın İçinde Beklenmedik İttifaklar

Tüm bu başlıkların ortak noktasında, derin şekilde kutuplaşmış bir ülkede bile zaman zaman ortaya çıkan şaşırtıcı ittifaklar bulunuyor. Trump ile Mamdani arasındaki Oval Ofis samimiyeti, bir yandan Cumhuriyetçi stratejileri alt üst ederken, diğer yandan “kira, market faturası, elektrik” gibi gündelik dertlerin ideolojik etiketlerden daha güçlü olduğuna dair bir tablo çiziyor.

BAKMADAN GEÇME

Benzer Haberler