Sosyal Medya

Dünya Ekonomisi

Coface: ABD’nin ‘karşılıklı’ gümrük vergileri Ticaret Savaşı başlattı

Ekonomistlerimizin tahminlerine göre, bu artış, ortalama fiili tarife oranını %2,3’ten (2024) %26,2’ye çıkaracak ve bu oran, son yüzyılın en yüksek seviyesi olacak. Aynı zamanda 1930 tarihli Smoot-Hawley Yasası’ndan bu yana yaşanan en ani değişim niteliğini taşıyor.

Coface: ABD’nin ‘karşılıklı’ gümrük vergileri Ticaret Savaşı başlattı

Coface’ın uzman ekonomistleri ABD ve Trump yönetiminin tarife kararlarını değerlendirdi. Açıklamada şöyle denildi:

“2 Nisan’da, Kurtuluş Günü olarak anılan tarihte, Başkan Donald Trump tüm ticaret ortaklarına yönelik gümrük vergilerinde köklü bir artış açıkladı: tüm ülkeler için en az %10, bazıları için ise çok daha yüksek oranlar. Bu önlemlerin yürürlükte kalıp kalmayacağı belirsiz olsa da, savaş sonrası küresel ticaret sisteminde şimdiden benzeri görülmemiş bir şok etkisi yarattı.

Korumacılığa tarihi bir dönüş

En az %10 oranındaki sözde ‘karşılıklı’ gümrük vergilerinin 5 Nisan’da yürürlüğe girmesi, ABD ticaret politikasında kampanya vaatlerini ve en kötü senaryoları dahi aşan dramatik bir tırmanışa işaret ediyor. Çin (%34), Avrupa Birliği (%20) ve Japonya (%24) gibi diğer birçok ticaret ortağına ise 9 Nisan’dan itibaren daha yüksek vergiler uygulanacak.

Meksika ve Kanada, USMCA anlaşması1 kapsamında ABD pazarına gümrüksüz erişim hakkını koruyarak bu ‘karşılıklı’ vergilerden muaf tutulan az sayıdaki ülke arasında yer alıyor. Yurt içinde temin edilemeyen enerji ve mineraller ile halihazırda belirli vergilere tabi olan (çelik, alüminyum, otomotiv) veya önümüzdeki haftalarda tabi olacak sektörler de muafiyet kapsamında.

Küresel ticarette kırılma

Ekonomistlerimizin tahminlerine göre, bu artış, ortalama fiili tarife oranını %2,3’ten (2024) %26,2’ye çıkaracak ve bu oran, son yüzyılın en yüksek seviyesi olacak. Aynı zamanda 1930 tarihli Smoot-Hawley Yasası’ndan bu yana yaşanan en ani değişim niteliğini taşıyor.

Bu açıklamalar, çok taraflı ticaret normlarından (örneğin DTÖ kuralları) bir kopuş anlamına geliyor ve korumacı önlemler sarmalını tetikleme riski taşıyor. Aynı zamanda tedarik zincirlerini zayıflatıyor ve jeo-ekonomik parçalanma riskinin halihazırda yüksek olduğu bir dönemde işletmeler için belirsizliği artırıyor.

Bölgelere göre farklılaşan etkiler

ABD ticaretine büyük ölçüde bağımlı olan Asya ekonomileri (Vietnam, Kamboçya, Tayvan, Malezya ve Tayland), bu uygulamadan en çok etkilenecek bölgeler arasında yer alıyor; bu ülkelerin ihracatlarına ağır vergiler getirilecek. Bazı Afrika (Lesotho, Madagaskar) ve Orta Amerika (Nikaragua, Honduras) ülkeleri de ciddi şekilde etkilenecek, ancak bu ülkeler ABD’ye daha az bağımlı oldukları için nispeten daha sınırlı bir etki görecek.

Büyük ekonomiler arasında Güney Kore, Japonya, Çin ve Hindistan’ın sert darbe alması bekleniyor. Tüm AB üye ülkeleri %20 oranında tarifeye tabi olacak ve Almanya ile İtalya bu durumdan özellikle olumsuz etkilenecek.

Ticaret geriliminin tırmanması olası

Kısa vadede olumlu bir sonuç elde etmek oldukça zor görünüyor. AB ve Çin gibi aktörler, ABD’den ithal edilen ürünlere vergi uygulayarak misilleme yapma niyetlerini şimdiden ortaya koydu. Bu durum, ticaret gerilimlerinin tırmanmasını muhtemel, hatta kaçınılmaz hâle getiriyor. Buna karşılık, AB 2023 sonunda kabul ettiği ‘Zorlamaya Karşı Araç’ı ilk kez devreye sokabilir.

Orta vadede ise ticaret akışlarının yeniden yapılandırılması tüm ekonomileri etkileyecek: Örneğin Asyalı ihracatçılar yeni fırsatlar aramak zorunda kalacak, bu da özellikle Avrupa’da rekabetin artmasına neden olabilir.

Zayıflayan ABD ekonomisi

Bu tarifeler, 2025’in başlarında hane halkı tüketiminin düşük seyrettiği (%0,1 – Ocak’ta daralma sonrası) bir dönemde zaten kırılganlaşan ABD ekonomisini vuracak. İthalat oranlarındaki artışın yol açtığı maliyet artışı, şirketlerin yatırım kararlarını ve tüketicilerin satın alma davranışlarını önemli ölçüde yavaşlatabilir. Bu haftaki açıklamalardan önce 2025 yılı için %2,8 olarak öngörülen enflasyon üzerindeki etkiler ise yakından takip edilecek. Geçtiğimiz yılki seçim kampanyası sırasında yapılan bazı tahminler, bu tür tarife artışlarının bu yılki enflasyona 2 puana kadar ek yük getirebileceğini ortaya koyuyordu. Olası bir resesyon döneminde artan enflasyon riski, faiz indirim planlarını dikkatli bir şekilde yürüten ABD Merkez Bankası’nın (Fed) işini daha da zorlaştıracak.

Hedefler var; sonuçlar belirsiz

Trump yönetiminin hedefleri – ticaret dengesini sağlamak, üretimi geri getirmek, vergi geliri elde etmek ve pazarlık gücü yaratmak – politik olarak cazip görünse de, tarifelerin bu hedeflere etkili biçimde ulaşıp ulaşamayacağı net değil. Ticaret açıkları esasen makroekonomik faktörlere dayanır, ithalat vergilerine değil. Ayrıca tarifeler, yeniden yerelleşme için gerekli olan işgücü maliyetleri ve beceriler gibi yapısal engelleri ortadan kaldırmaz. 2024’te tarifeler yalnızca yaklaşık 88 milyar dolar, yani toplam federal gelirin %1,5’ini oluşturdu. Son olarak, tüm ülkelere aynı anda sert şekilde yüklenmek, ticaret ortaklarının yanıtlarını koordine etme olasılığını artırır ki Japonya, Güney Kore ve Çin yakın zamanda bunu yapmaya başlamıştır. Bu da ABD’nin müzakere pozisyonunu zayıflatabilir.”

BAKMADAN GEÇME

  • Konut Satışlarında ‘İş Yatırım’ dan Dikkat Çeken Analiz

    İş Yatırım’ın hazırladığı konut sektörü verilerine göre, Türkiye’de konut satışları Eylül 2025’te güçlü bir ivme yakalayarak 150.657 adede ulaştı. Yıllık bazda %6,9’luk artış kaydeden satışlar, özellikle ipotekli işlemlerdeki %34,4’lük sıçramayla dikkat çekti.

  • ING Yatırım’dan Yıl Sonu Enflasyon ve Faiz Tahmini

    Eylül ayına ilişkin enflasyon verisinin beklenenden yüksek gelmesi, tüm ekonomik hesaplamaları yeniden şekillendirdi. Yıl sonuna yönelik tahminler güncellenirken, ING Yatırım Genel Müdürü Murat Yılmaz, yıl sonuna kadar yapılacak iki Para Politikası Kurulu toplantısında Merkez Bankası’nın toplam politika faizi indirimlerinin 300 baz puanı aşmayacağını öngördüklerini ifade etti.

  • Memurların Fazla Mesai ve Gündelik Ücretlerine Zam: 2026 Ücretleri Belli Oldu

    2026 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi’ne göre, devlet memurlarının saatlik fazla mesai ücretinde önemli bir artış yapılacak. 2025 yılında 12,80 TL olan saatlik fazla mesai ücreti, 1 Ocak 2026 itibarıyla %29,3 artışla 16,55 TL’ye yükselecek.

  • Trump ve Putin Görüşme Kararı Aldı, Piyasalarda Hareket Başladı

    Dün ABD Başkanı Donald Trump ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin bir teleton görüşmesi yaptışar. O görüşmede bir başka ve bu kez yüz yüze görüşmenin kararı çıktı. Trump ve Putin muhtemelen 2 hafta içinde Macaristan'ın başkenti Budapeşte'de görüşecek. Görüşmenin konusu doğrudan doğruya Ukrayna savaşını bitirmek olacak.

  • Dikkatlerden Kaçan Bomba Operasyon: Eski TCMB Başkan Yardımcısı ve Eski BKM Genel Müdürü Tutuklandı

    Sabah saatlerinde herkes Can Holding'e yönelik 2. Dalga operasyon haberine dikkatlerini vermişken, en az onun kadar önemli bir operasyonun haberi gözlerden kaçtı.

  • SASA’ya Dev Yatırım Adımı:Yumurtalık’taki O Alan ‘Özel Endüstri Bölgesi’ İlan Edildi

    Erdemoğlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Erdemoğlu, geçen Cuma gününü Cumartesi'ye bağlayan gece saat 00.18’de Resmî Gazete’de yayımlanan “Cumhurbaşkanlığı Kararı”nı paylaştı. Kararda, Adana ili Yumurtalık ilçesinde yer alan ve ekli haritada sınırları gösterilen alanın, 4737 sayılı Endüstri Bölgeleri Kanunu’nun 4/Ç maddesi uyarınca “SASA Polyester Sanayi Anonim Şirketi Yumurtalık Özel Endüstri Bölgesi” olarak ilan edilmesine karar verildiği belirtildi.

  • Reuters: Kredi Riski Balonla Buluştu — Piyasalar “Güvenli Liman”a Kaçıyor

    ABD borsalarında yüksek değerlemeler, yapay zekâ (AI) balonu endişeleri, hükümetin kapanması ve Washington–Pekin hattındaki gerilim derken, şimdi de bölgesel bankalar kaynaklı kredi riski gündemde. Zions ve Western Alliance’ın açıkladığı zararlardan sonra banka hisseleri sert düştü. Piyasalar panik moduna geçerken, altın fiyatı 4.378 dolar ile rekor kırdı ve yatırımcılar Fed’in faiz indirimine gideceği beklentisini güçlendirdi.

  • Bloomberg: Türk Lirası Yeni Rekor Düşüşte — Kademeli Değer Kaybı Devam Ediyor

    Türk lirası haftayı 41,95 seviyesinden kapatarak tarihî dip seviyesini yeniledi. Bloomberg’e göre, piyasa beklentileri TCMB’nin kontrollü bir değer kaybına izin verdiği yönünde. Liranın zayıflama hızı, enflasyon oranının altında kaldığı sürece politika çerçevesine uygun görülüyor. Uzmanlar, bu stratejinin “öngörülebilir ama kalıcı bir değer kaybı” anlamına geldiğini belirtiyor.

  • Trump–Putin Zirvesi Yeniden Gündemde: “Barış Planı mı, Zaman Kazanma Hamlesi mi?”

    ABD Başkanı Donald Trump, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile ikinci kez yüz yüze görüşmeye hazırlanıyor. Alaska’da yapılan ilk zirveden sonuç alınamamasına rağmen Trump, “Ukrayna savaşını bitirme” hedefiyle yeni bir buluşma planladığını açıkladı. Ancak uzmanlar, bu adımın Putin üzerindeki diplomatik baskıyı azaltabileceği ve Ukrayna’ya yönelik desteği zayıflatabileceği uyarısında bulunuyor. Görüşmenin planlanan adresi Budapeşte, Avrupa başkentlerinde kuşkuyla karşılandı.

  • İş Yatırım Doğuş Otomotiv (DOGAS) Analizi: 3Ç25 Kar Tahmini

    Borsada bilanço zamanı başladı. Pek çok yatırım kuruluşu da bilançolardaki 3.çeyrek kar tahminlerini analizlerini ele almaya başladı. Aşağıda İş Yatırım'ın Doğuş Otomotiv için yaptığı kar tahminini bulacaksınız.

  • Akbank’tan Ekim Enflasyon Tahmini: “Yıllık Enflasyon %33,2 ile Yatay, Politika Duruşu Kritik Eşik Öncesinde”

    Akbank Ekonomik Araştırmalar birimi, ekim ayı için enflasyon tahminini %2,8 olarak açıkladı. Buna göre yıllık enflasyonun %33,2 seviyesinde yatay kalması bekleniyor. Banka, yıl sonu için tahminini %32,0 düzeyinde korurken, TCMB’nin Kasım Enflasyon Raporu’nda tahmin bandını yukarı yönlü güncellemesinin muhtemel olduğunu belirtiyor. Raporda ayrıca döviz kurundaki ılımlı seyir ve enflasyon katılığına dikkat çekilerek, para politikasının önümüzdeki dönemde kararlılıkla sınanacağı vurgulandı.

  • IMF Uyardı: Sakin Görünen Küresel Finansal Zeminin Altında Riskler Büyüyor

    IMF’nin son Küresel Finansal İstikrar Raporu, finansal sistemde “görünürdeki sükûnetin” altında giderek artan risklere dikkat çekiyor. Aşırı değerlenmiş varlık fiyatları, tahvil piyasalarındaki baskılar, yükselen kamu borcu ve banka dışı finansal kurumların (NBFI) artan etkisi, küresel istikrarı tehdit ediyor. Fonların zorunlu satışları, doların değer kaybı ve gelişen ülke tahvillerine yoğun sermaye girişi gibi gelişmelerin, yeni kırılganlıklar yaratabileceği vurgulanıyor.

  • Can Holding Soruşturmasında İkinci Dalga Operasyon: Çok Sayıda Kişiye Gözaltı Kararı Var

    Can Holding’e yönelik yürütülen soruşturma kapsamında, dosyaya yeni eklenen MASAK raporu ve elde edilen deliller doğrultusunda, 35 şüpheliye yönelik ikinci bir operasyon gerçekleştirildi. Savcılık tarafından yapılan açıklamada, Holding ve bağlantılı 121 şirkete ait hesaplarda toplam 88 milyar TL’lik şüpheli para hareketi tespit edildiği belirtildi.

Benzer Haberler