Dünya Ekonomisi
Çin ve Hindistan’dan Güney Kıbrıs’a Stratejik Yaklaşım: Yeni Bir Finans ve Teknoloji Merkezi Doğuyor
Güney Kıbrıs, son dönemde Asya’nın iki büyük gücü Çin ve Hindistan’ın dikkatini çeken stratejik merkezlerden biri hâline gelmiş durumda. Avrupa…

Güney Kıbrıs, son dönemde Asya’nın iki büyük gücü Çin ve Hindistan’ın dikkatini çeken stratejik merkezlerden biri hâline gelmiş durumda. Avrupa Birliği’nin (AB) dış sınırında bulunan Kıbrıs, sadece siyasi bir sorun alanı değil; aynı zamanda finans, teknoloji, enerji ve lojistik açısından giderek önem kazanan bir bölgesel platform olarak öne çıkıyor.
Kıbrıs’ın Dönüşümü: Finans, Teknoloji ve Gri Sermaye
Son yıllarda Güney Kıbrıs, kendisini sadece turizmle değil, yüksek teknoloji ve startup ekosistemiyle de yeniden konumlandırmaya başladı. Startup sayısı 2020’ye kıyasla 5 kat artarken, ülke özellikle fintech ve oyun sektörlerinde yatırım çekme potansiyeliyle öne çıkıyor. 2025 itibarıyla katma değerli yatırımlar, 2015’e kıyasla ikiye katlandı. Avrupa’daki küçük ülkeler arasında startup dostu politikalarla ilk sıralarda yer almaya başlayan Kıbrıs, teknoloji hub’ı olma yönündeki politikalarını artırarak sürdürüyor.
Ancak bu dönüşüm, geçmişten gelen “gri sermaye” imajını da yanında taşıyor. Uzun yıllar boyunca Rus oligarkların Avrupa’ya giriş kapısı olan Kıbrıs, finansal regülasyonlardan kısmen bağımsız yapısıyla hem Çin hem de Hindistan gibi ülkeler için cezbedici bir liman olmayı sürdürüyor. Özellikle, AB regülasyonlarına tam uymayan ama AB’ye entegre finansal işlemleri kolaylaştıran bu yapı, büyük Asya sermayesinin Avrupa pazarlarına geçişini kolaylaştırıyor.
Çin ve Hindistan, Güney Kıbrıs’ta Neyi Hedefliyor?
Çin Komünist Partisi Dış İlişkiler Bakanlığı’ndan bir heyet, Haziran ayında Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ni ziyaret etti. Ziyaretin temel amacı, Çinli şirketlerin Avrupa pazarına girişinde Kıbrıs’ın “düşük gümrük maliyetli” bir köprü olarak değerlendirilmesi oldu. Finansal işlemlerin kolaylaştırılması, AB’nin sıkı regülasyonlarından kısmen muaf kalınması ve yüksek teknoloji firmalarının entegrasyonunun hızlandırılması gibi nedenlerle Kıbrıs, Çin için Panama benzeri bir stratejik yatırım kapısı hâline geliyor.
Hindistan açısından da benzer hedefler dikkat çekiyor. Kıbrıs, Hindistan için yalnızca Avrupa Birliği’ne erişim sağlayan bir “ön kapı” değil, aynı zamanda Avrupa Konseyi dönem başkanlığını 2026’da üstlenecek olması sebebiyle diplomatik etkisi artacak bir ortak olarak görülüyor. Hintli şirketlerin Avrupa’da finansal faaliyetlerini kolaylaştırmak amacıyla Mumbai’de Eurobank şubesinin açılması, bu sürecin somut bir örneği olarak öne çıkıyor.
Yeni Bir Lojistik Koridorun Kavşak Noktası: İMEC ve Doğu Akdeniz
Güney Kıbrıs’ın stratejik konumu, Hindistan tarafından geliştirilen IMEC (India-Middle East-Europe Corridor) projesi açısından da büyük önem taşıyor. Hindistan’ın enerji ve lojistik hatlarını Pakistan üzerinden yönlendirmemek adına oluşturduğu bu koridor; Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan, Ürdün ve İsrail üzerinden Kıbrıs’a uzanıyor. Proje, Hindistan ürünlerinin Avrupa pazarına ulaşmasında Kıbrıs’ı vazgeçilmez bir durak hâline getiriyor.
Bu hatta Hindistan’ın en büyük holdinglerinden biri olan Adani Group’un Hayfa Limanı’na yaptığı 1.3 milyar dolarlık yatırım da dikkat çekiyor. Bu yatırım, İsrail’in son saldırılarında ciddi kaygı yaratmış, Hindistan’ın bölgeyle ekonomik bağlarının ne kadar ileri gittiğini ortaya koymuştu.
Bölgesel Yalnızlaşma ve Türkiye Açısından Riskler
Güney Kıbrıs’ın artan ekonomik ve diplomatik etkinliği, Türkiye’nin bölgesel pozisyonunu da doğrudan etkiliyor. Çin ve Hindistan’ın Kıbrıs’ı AB’ye geçiş noktası olarak benimsemesi, Türkiye’nin tezlerini uluslararası arenada yalnızlaştırıyor. Hindistan medyasında yayımlanan yorumlar, bu tercihin arkasında Türkiye’ye yönelik diplomatik mesajlar olduğuna da işaret ediyor. Ayrıca, Çin’in Güney Kıbrıs’taki etkinliğini artırması, Orta Asya’da da Türkiye’nin diplomatik etkisini sınırlandıran gelişmelere paralel ilerliyor.