Dünya Ekonomisi
Cepte Devlet: Kuzey Kore’de Akıllı Telefon Gerçeği
Dış dünyayla neredeyse tamamen kapalı bir ülke olan Kuzey Kore, teknoloji söz konusu olduğunda da kendine özgü, sert ve şaşırtıcı…
Dış dünyayla neredeyse tamamen kapalı bir ülke olan Kuzey Kore, teknoloji söz konusu olduğunda da kendine özgü, sert ve şaşırtıcı bir yol izliyor. Ülkede kullanılan akıllı telefonlar ilk bakışta sıradan bir Android cihaza benziyor olabilir. Ancak biraz kurcalandığında, bu cihazların yalnızca bir iletişim aracı değil, aynı zamanda devlet denetiminin günlük hayattaki en güçlü uzantılarından biri olduğu ortaya çıkıyor.
Bu telefonlar, vatandaşın cebinde taşıdığı küçük bir ekranın çok ötesinde anlamlar barındırıyor. Yazılan kelimelerden izlenen videolara, indirilen uygulamalardan çekilen fotoğraflara kadar her şey sıkı bir kontrol altında tutuluyor. Teknoloji burada özgürleştirici değil, yönlendirici ve sınırlandırıcı bir araç olarak kullanılıyor.
Kelime Kelime Sansür: Yazarken Bile Serbest Değil
Kuzey Kore’de kullanılan telefonlarda en çarpıcı detaylardan biri, klavye ve otomatik düzeltme sistemi. Kullanıcı bir kelime yazdığında, sistem sadece yazım hatalarını düzeltmiyor; aynı zamanda ideolojik denetim uyguluyor. Güney Kore’yi ifade eden kelimeler otomatik olarak aşağılayıcı ifadelerle değiştiriliyor ya da tamamen yıldızlarla kapatılıyor. Bazı ifadelerin yazılması ise doğrudan engelleniyor.
Daha da dikkat çekici olan, bu sansürün zamanla daha sert hale gelmesi. Eski modellerde izin verilen bazı kelimeler, yeni modellerde tamamen yasaklanmış durumda. Ülkenin kendi adı bile artık belirli bir tarihsel terim dışında yazılamıyor. Bu durum, teknolojinin güncellendikçe daha özgür değil, daha kapalı bir hale getirildiğini gösteriyor.
İnternet Var Ama Yok: Sadece Devletin Gördüğü Dünya
Bu telefonlarda “Wi-Fi” simgesi görmek mümkün. Ancak bu simgeye dokunduğunuzda hiçbir şey olmuyor. Ayarlara girip bağlantı seçeneklerini kurcalamak da sonuç vermiyor. Çünkü bu cihazlar, bildiğimiz anlamda internete bağlanamıyor. Onun yerine, yalnızca devlet tarafından hazırlanmış ve kontrol edilen kapalı bir ağ erişimi sunuluyor.
Bu ağ üzerinden yalnızca onaylı haberler, devlet kanalları ve belirlenmiş uygulamalar kullanılabiliyor. Dış dünyaya açılan herhangi bir pencere yok. Hızlar düşük, içerik sınırlı ve her hareket izlenebilir durumda. Yetkililer açısından bu sistemin amacı açık: Vatandaş, tamamen kopuk hissetmesin ama dış dünyayı da tanımasın.
Görünüşte Akıllı, Gerçekte Eski
Kuzey Kore’de satılan “üst seviye” olarak tanıtılan telefonlar, fiyat olarak oldukça pahalı. Ancak teknik özelliklerine bakıldığında, yıllar önce başka ülkelerde orta seviye olarak satılan cihazlarla benzerlik gösteriyor. Güncel yazılımlar yerine eski Android sürümleri kullanılıyor ve güncelleme imkânı bulunmuyor.
Kamera sistemleri kağıt üzerinde güçlü görünse de, pratikte zayıf performans sergiliyor. Birden fazla kamera olmasına rağmen geniş açı ya da yakınlaştırma gibi modern özellikler bulunmuyor. Görüntü kalitesi düşük, yazılımlar ise hatalarla dolu. Bu teknoloji gecikmesi, tesadüf gibi durmuyor. Daha basit ve eski sistemlerin kontrolü daha kolay.
Kopya Uygulamalar ve Tanıdık Simgeler
Telefonun içindeki uygulamalara bakıldığında, pek çoğunun tanıdık ikonlara sahip olduğu fark ediliyor. Ofis programlarını andıran uygulamalar, harita servisleri ya da oyunlar; isimleri farklı olsa da görsel olarak dünyaca bilinen uygulamalara çok benziyor. Ancak işlevleri son derece sınırlı.
Video içerikleri de benzer şekilde “uyarlanmış” durumda. Yabancı yapımlar, isimleri değiştirilerek ve üzerlerine yerel logolar eklenerek sunuluyor. Spor oyunlarında bile bazı yabancı sporcuların özellikle çıkarıldığı görülüyor. Amaç, vatandaşın dış dünyayı eksik ve filtrelenmiş bir şekilde tanıması.
Uygulama Mağazası Ama Her Şey Paralı
Bu telefonlarda bir uygulama mağazası var. Ancak uygulama indirmek, bizim alışık olduğumuz kadar basit değil. İndirilen bir uygulama, yetkili bir fiziksel mağazaya gidilmeden kullanılamıyor. Orada uygulama “onaylanıyor” ve çalışması için gerekli ek veriler yükleniyor.
Dahası, uygulamaların bir kullanım süresi bulunuyor. Süresi dolan uygulama, yeniden ödeme yapılmadıkça çalışmıyor. Hukuk metinlerinden sağlık uygulamalarına kadar pek çok içerik, abonelik mantığıyla sunuluyor. Kişi başına gelirin çok düşük olduğu bir ülkede bu durum, uygulama kullanımını ciddi bir lüks haline getiriyor.
Kırmızı Bayrak: Görünmeyen Gözetim
Tüm bu sistemin merkezinde, görünmeyen ama her yerde olan bir gözetim yazılımı bulunuyor. Telefonun en derin katmanına yerleştirilen bu yazılım, kullanıcıyı sürekli denetliyor. Telefona giren her dosya, çekilen her fotoğraf, açılan her uygulama dijital olarak imzalanıyor.
Dışarıdan gelen ve onaylı olmayan hiçbir içerik açılamıyor. Hatta bazı durumlarda otomatik olarak siliniyor. Daha da ürkütücü olan ise telefonların kullanıcı fark etmeden ekran görüntüsü alması. Bu görüntüler silinemiyor, açılamıyor ve ne zaman, nasıl incelendiği bilinmiyor. Ama var oldukları biliniyor ve bu bilgi bile başlı başına caydırıcı.
Teknolojiyle İnşa Edilen Bir Anlatı
Bu telefonlar, sadece iletişim aracı değil. Aynı zamanda ideolojik bir eğitim platformu gibi çalışıyor. Uygulamaların açılışında lider sözleri, biyografi uygulamaları, “doğru davranış” rehberleri ve hatta mizah içerikleri bile tek bir dünya görüşünü pekiştirmek üzere tasarlanmış durumda.
Vatandaşa sürekli aynı mesaj veriliyor: Ülke güçlü, dış dünya tehlikeli ve bireysellik istenmeyen bir durum. Teknoloji burada seçenek sunmak için değil, seçenekleri ortadan kaldırmak için kullanılıyor.
Sonuç olarak, Kuzey Kore’deki akıllı telefonlar modern dünyanın tanıdık bir ürünü gibi görünse de, işlevleri tamamen farklı. Bu cihazlar özgürlük, hız ve bağlantı vaat etmiyor. Aksine, kontrol, gözetim ve yönlendirme üzerine kurulmuş bir sistemin en somut parçalarından biri olarak günlük hayatın içine yerleşmiş durumda. Bu tablo, teknolojinin nasıl farklı amaçlarla şekillendirilebileceğini çarpıcı biçimde gözler önüne seriyor.
