Sosyal Medya

Dünya Ekonomisi

Asya’dan Amerika’ya Ekonomik ve Politik Gerilimler Artıyor

Küresel gündem, bu hafta farklı kıtalardan gelen çarpıcı gelişmelerle şekillendi. Japonya tarihinin en büyük siber saldırılarından biriyle karşı karşıya kalırken,…

Asya’dan Amerika’ya Ekonomik ve Politik Gerilimler Artıyor

Küresel gündem, bu hafta farklı kıtalardan gelen çarpıcı gelişmelerle şekillendi. Japonya tarihinin en büyük siber saldırılarından biriyle karşı karşıya kalırken, Hindistan’ın kuzeyinde yer alan Ladakh bölgesinde özerklik talepleri şiddetli protestolara dönüştü. Latin Amerika’da Arjantin’in para birimi baskı altında kalmaya devam ederken, Kuzey Amerika’da Kanada ve Meksika, ABD’nin yeni gümrük politikalarının olumsuz etkilerini sınırlamaya çalışıyor. Tüm bu gelişmeler, dünya ekonomisinin kırılgan dengeler üzerine kurulu olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.

Japonya’da Siber Kriz: Ülke En Popüler Birasız Kalabilir

Japonya’nın en tanınmış içecek üreticilerinden biri olan Asahi Group, hafta başında büyük bir siber saldırıya uğradı. Saldırı, firmanın sipariş ve dağıtım sistemlerini felç etti; ülke genelindeki 30 fabrikanın neredeyse tamamı üretimi durdurmak zorunda kaldı. Şirket yetkilileri, sistemlerin hâlâ devre dışı olduğunu ve fabrikaların yeniden faaliyete geçmesi için net bir takvim veremediklerini açıkladı.

Asahi’nin amiral ürünü “Super Dry” birasının üretiminin durması, hem marketlerde hem de izakaya tipi barlarda rafların hızla boşalmasına yol açtı. Normal koşullarda günde yaklaşık 6,7 milyon büyük şişe eşdeğeri üretim yapan tesislerin devre dışı kalması, ülkede büyük bir tedarik şoku yarattı.

Saldırının kimler tarafından gerçekleştirildiği henüz bilinmiyor. Uzmanlar, bu olayın Japonya’nın sanayi altyapısının dijital güvenlik açıklarını ortaya koyduğunu belirtiyor. Gıda sektörünün otomasyon ve tedarik zinciri sistemlerine bu kadar bağımlı hale gelmesi, siber saldırıların ekonomik etkisini kat kat artırıyor. Hükümetin, özel sektöre ait kritik üretim tesislerini daha sıkı koruma altına alacak yeni önlemler üzerinde çalıştığı bildiriliyor.

Hindistan’ın Ladakh Bölgesinde Protestolar: Özerklik Talepleri Yeniden Yükseldi

Hindistan’ın kuzeyinde, Çin sınırına yakın dağlık bölge Ladakh’ta geçen hafta başlayan protestolar kısa sürede ülke gündemine oturdu. Göstericiler, 2019 yılında bölgelerinin “eyalet” statüsünden çıkarılıp “birlik toprağı” haline getirilmesine karşı çıkıyor ve özerk yönetimin geri verilmesini talep ediyor.

Protestoların fitilini ateşleyen olay, çevreci ve eğitimci kimliğiyle tanınan aktivist Sonam Wangchuk’un tutuklanması oldu. Yerel makamlar, Wangchuk’u “şiddeti körüklemek” ve “yabancı destek almakla” suçlarken, aktivist bu iddiaları reddetti. Bölge halkı Wangchuk’u hem çevre projeleri hem de eğitimdeki katkıları nedeniyle büyük saygıyla anıyor. Hakkındaki suçlamalar, halk arasında “siyasi bir susturma girişimi” olarak değerlendiriliyor.

Gösteriler sırasında en az dört kişi hayatını kaybetti, aralarında bir emekli asker de bulunuyor. Bölgedeki gerginlik, 2020 yılında Hindistan ile Çin arasında yaşanan kanlı sınır çatışmalarını hatırlatıyor. Analistler, Ladakh’taki huzursuzluğun yeniden alevlenmesinin, hem iç güvenlik açısından hem de dış politika bakımından Yeni Delhi için risk oluşturabileceği görüşünde.

Hindistan hükümeti, bölgeye daha fazla yatırım ve turizm teşviki vaat etmesine rağmen, yerel halkın siyasi temsil eksikliği konusundaki rahatsızlığı artıyor. Başbakan Narendra Modi hâlâ ülke genelinde güçlü desteğe sahip olsa da, Ladakh ve Manipur gibi bölgelerdeki gerginlikler hükümetin “düzen ve istikrar” iddiasına gölge düşürüyor.

Arjantin’de Kur Krizi Derinleşiyor

Latin Amerika’da ekonomik çalkantılar sürüyor. Arjantin’in temel sorunu olarak görülen “aşırı değerli peso” politikası, ihracatı zayıflatırken ithalatı ucuzlatıyor ve cari açığı büyütüyor. Bu durum, ülkenin döviz rezervlerini eritirken, enflasyonist baskıyı da artırıyor.

Ekonomistler, kurun yapay biçimde yüksek tutulmasının uzun vadede sürdürülemez olduğunu vurguluyor. Devletin döviz müdahaleleri kısa süreli rahatlama sağlasa da, yapısal reformların gecikmesi yatırımcı güvenini sarsıyor. Son haftalarda, IMF ile yapılan görüşmelerde destekleyici mesajlar verilse de, piyasalarda ciddi bir iyimserlik oluşmadı.

Tüketiciler içinse tablo ağır. Gıda ve yakıt fiyatlarındaki artış, halkın alım gücünü eritiyor. Ülkede sokak gösterileri yeniden yoğunlaşırken, hükümetin önünde “ya kontrollü bir devalüasyon ya da daha derin bir durgunluk” ikilemi bulunuyor.

Kuzey Amerika’da Ticaret Dengesi: Tarife Gerilimi Tırmanıyor

ABD’nin gümrük tarifelerini artırma kararı, Kanada ve Meksika’yı yeni stratejiler geliştirmeye itti. Her iki ülke de, Kuzey Amerika Serbest Ticaret Anlaşması’nın (USMCA) esnek maddelerini daha etkin biçimde kullanarak zararları sınırlamaya çalışıyor.

Ancak bu “koruma kalkanının” ne kadar süreceği belirsiz. Özellikle metal ürünlerdeki ek vergiler, Kanada’nın alüminyum ihracatını olumsuz etkiliyor. Benzer biçimde, Meksika’dan gelen içecekler hâlâ gümrük vergisinden muaf olsa da, o içeceklerin üretiminde kullanılan kutular “ulusal güvenlik gerekçesiyle” tarifeye tabi tutulabiliyor. Bu durum, tedarik zincirlerinde karmaşık bir belirsizlik yaratıyor.

Uzmanlar, ABD’nin yaklaşımının kısa vadede sanayiyi koruyabileceğini ancak uzun vadede bölgesel entegrasyonu zayıflatacağını belirtiyor. Kuzey Amerika pazarının bütünlüğü, üç ülkenin de ekonomik istikrarı açısından kritik önem taşıyor.

Çin Elektrikli Kamyonlarda Zirvede: ABD Geride Kaldı

2025’in ikinci çeyreğinde dünya genelinde 90 binden fazla elektrikli kamyon satıldı. Bu satışların yaklaşık yüzde 90’ı Çin’de gerçekleşti. Avrupa pazarı kalan kısmı oluştururken, ABD’de yalnızca 200 araç satıldığı bildiriliyor. Bu tablo, Çin’in ağır taşıt segmentinde de elektrik dönüşümünü hızla tamamladığını gösteriyor.

Çinli üreticiler devlet teşvikleri, ucuz batarya teknolojisi ve güçlü yerli talep sayesinde dünya pazarında belirgin üstünlük kurmuş durumda. Avrupa, çevre politikaları sayesinde belirli bir pazar payını korurken, ABD’nin altyapı eksikliği ve yüksek maliyet nedeniyle rekabette geride kaldığı görülüyor.

Bu farkın ilerleyen yıllarda küresel taşımacılık zincirlerinde stratejik sonuçlar doğurabileceği belirtiliyor. Elektrikli ağır taşıtlar sadece karbon salımını değil, lojistik maliyetlerini de azaltıyor. Çin’in bu sektördeki hakimiyetinin, küresel ticaret rotalarında yeni dengeler yaratması bekleniyor.

Küresel Görünüm: Kırılgan Denge, Artan Bağımlılık

Japonya’nın üretim durmasıyla tetiklenen tedarik şoku, Hindistan’ın sınır bölgesindeki siyasi gerginlikler, Arjantin’in süregelen para krizi ve Kuzey Amerika’daki ticaret gerilimleri, dünya ekonomisinin ne kadar birbirine bağlı olduğunu bir kez daha ortaya koyuyor. Elektrikli kamyon satışlarının gösterdiği gibi, üretim ve enerji dönüşümü Çin merkezli hale gelirken, Batı ekonomileri hem tedarik hem teknoloji açısından bu dönüşüme uyum sağlamakta zorlanıyor.

BAKMADAN GEÇME

Benzer Haberler