Dünya Ekonomisi
ANALİZ: Premier Lig Kulüplerinde Mali Kriz Alarmı
Premier Lig, futbolun zirvesindeki konumunu sadece sahadaki kalitesiyle değil, aynı zamanda elde ettiği devasa gelirlerle de pekiştirmiş durumda. 2022 yılında…

Premier Lig, futbolun zirvesindeki konumunu sadece sahadaki kalitesiyle değil, aynı zamanda elde ettiği devasa gelirlerle de pekiştirmiş durumda.
2022 yılında yapılan bir araştırma, İngiliz futbolunun finansal açıdan sanıldığından daha kötü bir durumda olduğunu ortaya koydu. Rapora göre Premier Lig federasyon gelirlerinin %85’ini oluştururken, bu gelirin %48’i sadece altı büyük kulübe ait. İngiltere’nin dört profesyonel liginde yer alan 92 kulüpten 63’ü ise her yıl zarar açıklıyor. Bu zararların toplamı yıllık 1.56 milyar doları buluyor.
Rekor Gelirlere Rağmen Zararda Olan Takımlar
Premier Lig’deki kulüplerin son yıllarda gelir rekorları kırdığı biliniyor. Manchester City 715 milyon, Manchester United 661 milyon, Arsenal 616 milyon, Liverpool 613 milyon ve Tottenham 528 milyon pound gelir açıklamış durumda. Ancak bu büyük gelirlerin, kulüplerin mali tablolarına pozitif yansımadığı dikkat çekiyor. Geçtiğimiz sezon açıklanan rapora göre yalnızca Chelsea, Manchester City, West Ham, Brighton, Nottingham Forest ve Southampton sezonu kârla kapatırken, diğer 14 kulüp zarar etti. Özellikle Manchester United, -113 milyon sterlinlik zararla listenin en alt sırasına yerleşmiş durumda.
Kulüplerin gelir ve gider dengesi arasındaki farkın büyümesi, birçok takımı maaşları karşılamakta zorlandıkları bir noktaya getirmiş durumda. Everton, Wolverhampton, Fulham ve Bournemouth gibi takımların elde ettikleri gelirlerin neredeyse tamamı futbolcu maaşlarına gitmekte. Bu durum, kulüplerin transfer yapma konusunda hareket alanını daraltıyor.
Yüksek Transfer Ücretlerinin Yarattığı Ekonomik Baskı
Premier Lig’in transfer piyasası da diğer liglerden oldukça farklı işliyor. İç piyasadaki futbolculara ödenen bonservis bedelleri dünya genelinde örneği az bulunan seviyelerde. Örneğin Jack Grealish 117 milyon, Harry Maguire 87 milyon, Wesley Fofana 80 milyon, Kai Havertz 75 milyon ve Mason Mount 65 milyon euro karşılığında transfer edilmiş durumda. Bu astronomik rakamlar, Premier Lig kulüplerinin transfer piyasasında oluşan şişkinliği gözler önüne seriyor.
Yüksek bonservis ödemeleri kadar, bu futbolcuların yüksek maaşları da kulüpleri zorluyor. Performansı yetersiz kalan oyuncuların elden çıkarılamaması veya sadece kiralanabilmesi, kulüplerin maliyet yükünü artırıyor. Bu da takımların kadro planlamasında daha dikkatli davranmasını zorunlu kılıyor.
Yeni Kurallar ve Sıkı Mali Denetim Süreci
Premier Lig yönetimi, kulüplerin bu düzensiz harcamalarını dengelemek amacıyla “Kar ve Sürdürülebilirlik Kuralları” (PSR) adı verilen mali düzenlemeleri hayata geçirdi. 2016 yılında açıklanan bu kurallar, 2022 itibarıyla zorunlu hale geldi. PSR kapsamında kulüplerin üç yıl içinde toplamda en fazla 105 milyon sterlin zarar etmesine izin veriliyor. Eğer kulüp bu dönemin bir kısmını Premier Lig dışında geçirirse, bu limit yıllık 39 milyon sterline kadar çıkarılabiliyor.
Kuralların etkisi net olarak transfer harcamalarında da görülmeye başlandı. Pandemi dönemi hariç tutulduğunda, Premier Lig kulüpleri 2022-23 sezonunda toplam 1.9 milyar euro harcama yaparken, bu rakam 2023-24 sezonunda 1.2 milyar euroya, sonrasında ise 604 milyon euroya kadar geriledi. Bu sezon ise harcamalar 797 milyon euro seviyesinde kaldı. Bu da düzenlemelerin kulüpler üzerinde caydırıcı bir etkisi olduğunu gösteriyor.
Ancak özellikle “büyük altılı” olarak bilinen Manchester City, Manchester United, Arsenal, Liverpool, Chelsea ve Tottenham gibi kulüplerin bu kurallardan daha az etkilendiği, küçük ve orta büyüklükteki kulüplerin ise transfer stratejilerini ciddi şekilde gözden geçirmek zorunda kaldığı ifade ediliyor. Örneğin Newcastle United, sahip olduğu yüksek mali güce rağmen PSR kuralları nedeniyle genç ve potansiyelli oyunculara yönelmek zorunda kaldı.
Yeni Düzenleme: Gelire Endeksli Harcama Sınırı
PSR sonrası kulüplerin daha da sıkı bir mali denetimle karşılaşacağı yeni düzenleme ise 2025 itibarıyla yürürlüğe girmeye hazırlanıyor. Yeni sistem, kulüplerin zarar miktarını değil, gelirlerinin yüzde kaçını harcayabileceğini belirleyecek. Bu kurala göre takımlar, yıllık gelirlerinin maksimum %85’ini harcayabilecek. Böylece kulüplerin, sadece elde ettikleri gelire oranla harcama yapmaları teşvik edilecek.
Bu yeni kuralın hayata geçmesi halinde, birçok kulübün riskli yatırımlardan uzaklaşacağı ve daha temkinli bir mali politika izleyeceği öngörülüyor. Özellikle gelir seviyesi düşük olan kulüplerin, harcama kapasitelerinin ciddi şekilde sınırlanması bekleniyor. Bu durum, rekabet dengesine de etki edebilir ve daha zengin kulüplerin ligdeki üstünlüğünü artırabilir.
Ancak bazı uzmanlar, bu tür mali sınırlamaların rekabeti azaltabileceğini ve Premier Lig’in marka değerine zarar verebileceğini savunuyor. Ayrıca, büyük kulüplerin bu tür düzenlemelere karşı daha avantajlı bir konumda olması, diğer kulüplerin bu düzene ayak uydurmasını zorlaştırıyor.
İngiltere Futbolunun Geleceği Üzerine Endişeler
2022 yılında yapılan bir araştırma, İngiliz futbolunun finansal açıdan sanıldığından daha kötü bir durumda olduğunu ortaya koydu. Rapora göre Premier Lig federasyon gelirlerinin %85’ini oluştururken, bu gelirin %48’i sadece altı büyük kulübe ait. İngiltere’nin dört profesyonel liginde yer alan 92 kulüpten 63’ü ise her yıl zarar açıklıyor. Bu zararların toplamı yıllık 1.56 milyar doları buluyor.
Alt liglerdeki takımlar, gelirlerinin %102’sini sadece futbolcu maaşlarına harcamakta. Oysa UEFA’nın mali fair-play kriterlerine göre bu oranın en fazla %70 olması gerekiyor. Ayrıca, en kötü finansal duruma sahip takımlar arasında Everton, Wolverhampton, West Bromwich, Sheffield United ve Sheffield Wednesday gibi isimlerin yer alması, tehlikenin boyutunu gözler önüne seriyor.
Premier Lig’deki takımların %85’i yabancı yatırımcıların kontrolünde bulunuyor. Bu yabancı yatırımcıların 12’sinin Amerikalı olması ise İngiliz futbolunun giderek Amerikanlaşan, daha fazla kâra odaklanan bir yapıya evrildiğini gösteriyor.
Sonuç olarak Premier Lig’in büyüklüğü ve gelir potansiyeli ne kadar etkileyici olursa olsun, kontrolsüz harcamalar ve gelir-gider dengesizliği ciddi mali krizlerin habercisi olabilir. Özellikle yeni uygulanacak gelir odaklı harcama sınırı, kulüplerin transfer politikalarını ve rekabet yapısını önemli ölçüde etkileyebilir. İngiliz futbolunun bugünkü başarısı, aynı zamanda yarının potansiyel krizini de içinde barındırıyor.