Sosyal Medya

Dünya Ekonomisi

ANALİZ: Otel Zincirlerinin Gizli Stratejisi

Son yıllarda küresel otelcilik sektöründe dikkat çekici bir dönüşüm yaşanıyor. Marriott, Hilton ve Hyatt gibi dev zincirler, dünya çapında yüzlerce…

ANALİZ: Otel Zincirlerinin Gizli Stratejisi

Son yıllarda küresel otelcilik sektöründe dikkat çekici bir dönüşüm yaşanıyor. Marriott, Hilton ve Hyatt gibi dev zincirler, dünya çapında yüzlerce yeni tesise imza atarken bu büyümenin arkasında şaşırtıcı bir gerçek yatıyor: Otel devlerinin büyük çoğunluğu kendi mülklerine sahip değil. Sahip oldukları şey, markalarının gücü ve franchise modeliyle kurdukları geniş ağ. Bu yaklaşım, hem yatırım risklerini azaltıyor hem de hızla yeni pazarlara girme imkânı sunuyor.

Franchise Modeliyle Hızlı Yayılma

Geçmişte otelcilik, hem mülk sahibi olmayı hem de işletmeyi kapsayan bir iş modeliyle yürütülüyordu. Ancak 20. yüzyılın sonlarına doğru sektördeki büyük oyuncular, farklı bir strateji benimsedi. Mülk sahibi olmak yerine, markalarını bir ticari değer haline getirerek girişimcilerle iş birliği yapmaya başladılar. Bugün Marriott’un 139 ülkede faaliyet gösteren 8.700’den fazla oteli bulunuyor, fakat bu dev zincirin doğrudan sahip olduğu mülklerin oranı yüzde 1’in altında. Hilton için de durum aynı; Hyatt ise portföyünün yalnızca yüzde 2’sine sahip.

Bu modelde otel zincirleri, girişimci yatırımcılara veya şirketlere markalarını “bayrak” olarak sunuyor. Yatırımcı oteli inşa ediyor, personeli istihdam ediyor ve işletmeyi yürütüyor. Karşılığında, otelin gelirinden yüzde 5 ile 15 arasında değişen oranlarda franchise ücreti markaya ödeniyor. Böylece zincirler, sermaye riski almadan gelir elde ediyor ve markalarının global ölçekte hızla büyümesini sağlıyor.

Gelir Yönetimi ve Dinamik Fiyatlama

Franchise modelinde otel markalarının en önemli katkılarından biri, fiyatlama ve gelir yönetimi sistemleri oluyor. Büyük zincirler, otel sahiplerine hangi oda fiyatının hangi dönemde uygulanacağına dair kapsamlı veri ve analiz desteği sağlıyor. Örneğin, büyük bir konser ya da uluslararası bir etkinlik öncesinde, şehir merkezindeki otellerin oda fiyatları birkaç saat içinde hızla yükselebiliyor.

Otel zincirleri, bu dinamik fiyatlama sistemleri sayesinde otel sahiplerine kârlılığı artırma garantisi sunuyor. Haftanın düşük talep gören günlerinde indirimli fiyatlarla doluluk sağlanırken, talebin yoğun olduğu günlerde yüksek fiyatlarla gelir dengeleniyor. Ayrıca zincirlerin sunduğu uzmanlık, otellerin uzun vadeli planlama yapabilmesine de yardımcı oluyor. Bu nedenle franchise anlaşmalarını tercih eden yatırımcılar, yalnızca marka gücünden değil, aynı zamanda profesyonel gelir yönetimi desteğinden de faydalanıyor.

Sadakat Programları ve Küresel Müşteri Ağı

Franchise sisteminin en büyük avantajlarından biri, dev zincirlerin sadakat programlarıdır. Marriott Bonvoy, Hilton Honors ve World of Hyatt gibi programların dünya çapında yüz milyonlarca üyesi bulunuyor. Bu programlar, müşterilere puan biriktirme ve farklı şehirlerdeki otellerde kullanma imkânı sunuyor.

Örneğin, küçük bir şehirde iş seyahati için konaklayan bir müşteri, kazandığı puanları daha sonra New York veya Miami’de tatil yaparken değerlendirebiliyor. Bu, markalı oteller için büyük bir çekim gücü oluşturuyor. Ayrıca zincirlerin çevrim içi rezervasyon platformları ve anlaşmalı rezervasyon siteleri aracılığıyla, otel sahipleri pazarda daha avantajlı koşullarla yer alabiliyor.

Sadakat programları, bağımsız otellerin erişemediği bir müşteri tabanına ulaşmayı mümkün kılıyor. Bu nedenle özellikle ikincil ve üçüncül pazarlarda, yani talebin nispeten düşük olduğu bölgelerde, yatırımcılar için markalı oteller çok daha cazip hale geliyor.

Bağımsız Oteller ve Lüks Segmentin Farkı

Her ne kadar franchise modeli küresel ölçekte yaygınlaşsa da, her pazar için aynı derecede cazip değil. Büyük şehirlerde ve turistik destinasyonlarda bağımsız oteller hâlâ güçlü bir konuma sahip. Özellikle Manhattan gibi yüksek talep gören bölgelerde bağımsız butik otellerin gelir performansları, markalı otellerden daha yüksek olabiliyor. Bunun sebebi, bu bölgelerde müşterilerin daha esnek fiyatlara razı olması ve otellerin farklı deneyimler sunarak kendilerini farklılaştırabilmesi.

Öte yandan, lüks segmentte durum farklı. Beş yıldızlı otellerde spa, gurme restoran veya balo salonu gibi hizmetlerin yönetimi daha karmaşık olduğu için zincirler genellikle bu otelleri doğrudan işletmeyi tercih ediyor. Marriott’un EDITION veya Ritz-Carlton markaları ya da Hyatt’ın Park Hyatt zinciri, çoğunlukla doğrudan marka tarafından yönetiliyor. Böylece müşteri deneyiminin her aşaması kontrol altında tutuluyor.

Bunun dışında, bazı zincirler stratejik amaçlarla belirli mülkleri doğrudan satın almayı sürdürüyor. Örneğin Marriott’un New York’taki bazı otelleri, tasarım ve konsept geliştirmek amacıyla marka tarafından satın alındı ve daha sonra yeniden satışa çıkarıldı. Ancak bu uygulama istisna niteliğinde ve zincirlerin genel iş modelini değiştirmiyor.

Konsolidasyon ve Geleceğin Tablosu

Son 25 yılda otelcilik sektöründe yaşanan en büyük değişimlerden biri konsolidasyon oldu. Küresel pazarda artık birkaç büyük zincir hâkim durumda. Marriott, Hilton, Hyatt ve birkaç başka marka, dünya genelindeki markalı otellerin büyük kısmını kontrol ediyor. Bu trendin önümüzdeki yıllarda da devam etmesi bekleniyor.

Şu anda ABD’deki otellerin üçte ikisi markalı durumda ve inşa halinde olan yeni tesislerin büyük çoğunluğu da franchise modeliyle hayata geçiriliyor. Bu, tüketiciler için daha fazla seçenek ve daha geniş bir sadakat ağı anlamına geliyor. Ancak aynı zamanda bağımsız otellerin sayısının giderek azalacağına da işaret ediyor.

Sonuç: Markanın Gücü, Mülkün Ötesinde

Marriott, Hilton ve Hyatt gibi devlerin büyüme stratejisi, otelcilik sektöründe köklü bir paradigma değişiminin sembolü. Artık otelcilikte esas sermaye, binalardan çok markaların itibarı ve müşteri sadakati. Franchise modeli sayesinde zincirler, sermaye riskini yatırımcılara bırakırken, kendi gelirlerini düzenli franchise ücretleri ve küresel müşteri ağlarıyla güvence altına alıyor.

Tüketiciler için bu model, daha geniş seçenekler ve daha fazla sadakat avantajı anlamına geliyor. Yatırımcılar içinse güçlü bir marka desteği ve küresel müşteri ağına erişim sağlıyor. Ancak bağımsız otellerin rekabet gücü ve lüks segmentteki farklılaşma, sektörün çok katmanlı yapısını koruyacağını gösteriyor.

BAKMADAN GEÇME

Benzer Haberler