Dünya Ekonomisi
ANALİZ: Çin ve ABD Arasındaki Yapay Zekâ Rekabetinde Yeni Dönem
Son dönemde Çin’in yapay zekâ alanındaki hızlı ilerleyişi, küresel teknoloji gündeminde dikkat çekiyor. Özellikle Güneydoğu Asya ve Orta Doğu’ya doğru…

Son dönemde Çin’in yapay zekâ alanındaki hızlı ilerleyişi, küresel teknoloji gündeminde dikkat çekiyor. Özellikle Güneydoğu Asya ve Orta Doğu’ya doğru genişleyen Çin merkezli teknoloji şirketleri, Amerika Birleşik Devletleri’nin uyguladığı çip kısıtlamalarına rağmen önemli modeller geliştirmeye devam ediyor. Devlet destekli şirketlerin, dünya genelinde birçok hükümeti yapay zekâ modellerini benimsemeye ikna ettiği bildiriliyor.
Son olarak ABD’nin, Çin’e yönelik çip tasarım yazılımlarına uyguladığı ihracat kısıtlamalarını kaldırması da bu rekabetin yeni bir boyut kazandığını gösteriyor. Bu gelişme, haftalar önce elektronik tasarım otomasyonu firmalarına uygulanan ihracat yasağının ardından gelerek Pekin’in tepkisine neden olmuştu.
Açık Kaynak Modeller Rekabeti Derinleştiriyor
Çin’in geliştirdiği yapay zekâ modelleri, genellikle açık kaynaklı olmasıyla dikkat çekiyor. Bu durum, maliyet avantajı sağlıyor ve daha geniş kullanıcı kitlelerine ulaşmalarını kolaylaştırıyor. ABD merkezli büyük şirketler ise uzun süre kapalı kaynaklı modellerle ilerledi. Ancak son dönemde, açık kaynaklı modellere yönelik artan talep karşısında, bu şirketler de strateji değişikliğine gitmeye başladı.
Açık kaynaklı modeller kullanıcılara daha fazla kontrol imkânı sağlıyor. Kullanıcılar bu modelleri istedikleri gibi düzenleyebiliyor, fiyatlama değişimlerinden etkilenmiyor ve model üzerinde tam yetkiye sahip oluyor. Bazı ABD merkezli firmalar, ileri seviye modellerinin daha basit sürümlerini açık kaynak olarak sunarak bu pazarda varlık göstermeye çalışıyor. Ancak yine de en gelişmiş modeller genellikle kapalı kalıyor ve yüksek işlem gücü gerektiriyor. Bu nedenle, açık kaynaklı modeller daha küçük ölçekli uygulamalarda ya da cihaz tabanlı çözümlerde ön plana çıkıyor.
Yapay Zekâ Yarışı Tek Boyutlu Değil
Yapay zekâ alanındaki küresel rekabet, sadece teknolojinin gelişmişlik düzeyiyle sınırlı değil. Geliştirme, benimseme ve kullanım alanları gibi birçok boyutu kapsıyor. En ileri düzey modelleri kim geliştiriyor sorusunun yanında, bu teknolojilerin iş dünyasında ve tüketici düzeyinde ne kadar benimsendiği de önem taşıyor. Çinli şirketlerin özellikle kendi iç pazarlarında güçlü bir konum elde ettiği görülüyor. Bununla birlikte, ABD şirketleri global pazarda liderliğini sürdürüyor. Ancak Çinli firmaların farklı ülkelerdeki hükümetlerle yaptığı iş birlikleri, pazar payını genişletme potansiyelini gösteriyor.
Küresel Benimseme ve Dijital İpek Yolu
Çin yapay zekâ şirketlerinin modelleri, özellikle Orta Doğu, Asya ve Avrupa gibi bölgelerde ilgi görüyor. Ancak bu benimsemenin ne derece derin ve kalıcı olduğu konusunda kesin veriler bulunmuyor. Çin’deki bazı yerel yönetimlerin yeni modelleri kullanmaya başladığı belirtiliyor, fakat bu kullanımın kapsamı ve kalıcılığı tam olarak netleşmiş değil. Öte yandan, Çinli şirketlerin açık kaynaklı modelleri, uluslararası platformlarda yaygın olarak indiriliyor ve kullanılıyor. Özellikle bir Çin merkezli model ailesi, popülerliğiyle dikkat çekiyor ve bazı uluslararası platformlarda ABD merkezli modelleri kullanım oranı açısından geride bırakıyor.
Bireysel kullanıcı tarafında ise ABD merkezli platformlar hâlâ açık ara önde. Yüz milyonları aşan kullanıcı sayılarıyla ABD’nin tüketici pazarı hâkimiyeti devam ediyor. Uzun vadede teknoloji dünyasında “decoupling” olarak adlandırılan ayrışma sürecinin devam etmesi bekleniyor. ABD ve Çin teknoloji şirketleri arasında zaten uzun süredir sınırlı bir etkileşim vardı. Ancak bu yeni yapay zekâ dalgası, bazı iş birlikleri ihtimalini doğursa da, ticari ve ürün bazında ayrışma eğiliminin sürdüğü görülüyor.
Çin, uzun süredir yürüttüğü “Dijital İpek Yolu” girişimiyle Güneydoğu Asya, Orta Asya ve Afrika’da dijital altyapılar kurarak etkisini artırmaya çalışıyor. Yapay zekâ, bu stratejinin doğal bir uzantısı olarak görülüyor. Çin, bu bölgelerde akıllı şehirler ve dijital yönetim sistemleri kurarak etkisini artırmayı hedefliyor. ABD tarafı ise benzer pazarlarda daha çok bireysel kullanım ve kurumsal iş birlikleri üzerinden ilerliyor.
Yapay Zekâda Değerler ve Kontrol Sorunu
Çin’in yapay zekâ modellerini kendi devlet kontrolü çerçevesinde geliştirdiği, sansür ve toplumsal denetim kaygılarıyla yönlendirdiği biliniyor. ABD ise böyle bir kontrol mekanizmasını teşvik etmiyor. Ancak dünya genelinde bazı hükümetler, kendi ülkelerinde yapay zekâ uygulamalarıyla hükümet karşıtı söylemleri sınırlamak istiyor. Bu nedenle, Çin’in bu alanda sunduğu kontrollü modeller bazı ülkeler için cazip hale gelebilir.
Uzmanlar, yapay zekâ modellerinin hangi değerleri temsil edeceği konusunun henüz netleşmediğini belirtiyor. Modellerin özelleştirilerek sansür veya değer yönlendirmesinden arındırılabileceği, dolayısıyla bu konuda kesin bir üstünlük sağlanamayacağı ifade ediliyor. Ancak ekonomik ve ticari rekabet açısından ABD şirketlerinin küresel ölçekte standardı belirleme hedefinin devam ettiği vurgulanıyor.
Önümüzdeki 3 ila 5 yıl içinde bu alanda nasıl bir gelişme yaşanacağı ise belirsizliğini koruyor. Bazı uzmanlar, mevcut yapay zekâ modellerinin daha fazla yetenek kazanarak insan seviyesinde zekâya yaklaşabileceğini savunurken, bazıları mevcut teknolojik paradigmaların bu düzeye ulaşamayacağını düşünüyor. Bu belirsizlik içinde politika yapıcılar, farklı senaryolara hazırlıklı olmaya çalışıyor.