Dünya Ekonomisi
ABD İşgücü Piyasası Yeni Bir Eşik mi Atlıyor? Fed Ne Yapacak?
Fed’in Yeni “Anlık” İşgücü Göstergeleri ABD’de faiz indirim döngüsüne girilirken, hükümetin kapanması nedeniyle resmi istatistiklerde oluşan boşluk işgücü piyasasını okumayı…

Fed’in Yeni “Anlık” İşgücü Göstergeleri
ABD’de faiz indirim döngüsüne girilirken, hükümetin kapanması nedeniyle resmi istatistiklerde oluşan boşluk işgücü piyasasını okumayı zorlaştırdı. Chicago Fed Başkanı Austan Goolsbee, bu boşluğu kısmen kapatmak için yayımladıkları yeni “gerçek zamanlı” göstergelerin ilk bulgularını anlattı: Manşetlerdeki dalgalı istihdam verilerine rağmen tablo “istikrarlı ama ince”—yani işe alım düşük, işten çıkarmalar düşük, işsizlik neredeyse sabit.
Goolsbee’ye göre temel sorun, büyük bir ekonomi geçiş dönemindeyken (göç, demografi, katılım oranları, anket yanıt oranlarının düşmesi) gecikmeli ve oynak manşet rakamların yön göstermekte yetersiz kalması. Chicago Fed bu nedenle 11 farklı kaynaktan (bazıları gecikmeli resmi BLS setleri, bazıları yüksek kaliteli özel sektör panelleri) beslenen bir model kurdu. Model üç ölçü üretiyor: bir sonraki raporda tahmini işsizlik oranı, işsizlerin işe alınma oranı ve mevcut çalışanlarda işten ayrılma/işten çıkarma oranı.
İlk Okuma: %4,3’te Sabit İşsizlik, Düşük İşe Alım ve Düşük İşten Çıkarma
Yeni göstergelerin son okuması, hükümet kapanması nedeniyle eksik kalan manşet verilerin yerine geçti: tahmini işsizlik oranı %4,3’te değişmedi. İşsizlerin işe alınma oranı yaklaşık %45 civarında ve hafif gerilemeyle de olsa yatay. İşten çıkarma/ayrılma oranı da biraz üzeri %2 seviyesinde, yani tarihsel olarak düşük. Goolsbee bu tabloyu “düşük işe alım, düşük işten çıkarma” olarak özetliyor. Bu, aylık bordro istihdamındaki sert oynamalarla tezat oluşturuyor; çünkü akış verileri daha sakin bir resim çiziyor.
İstihdamın “İncelmesi”: Neden Hissedilenle Veriler Çatışıyor?
Kamuoyunda “iş bulmak zorlaştı” algısı güçlenirken, göstergeler bir çöküşe işaret etmiyor. Çelişkinin nedenlerinden biri, bordro istihdamının son yıllarda nüfus ve göç dinamiklerinden güçlü biçimde etkilenmesi. 2023–2024’te beklenenden yüksek nüfus artışı ve işgücüne katılım oynaklığı, bordro artışlarını “ısınma” sinyali gibi gösterdi; oysa işten çıkarma, açık iş, işe alım gibi oran temelli göstergeler, döngünün daha ılımlı bir yerinde olunduğunu ima etti. Goolsbee, “Böyle anlarda aylık bordroya aşırı ağırlık vermek yanıltıcı olabilir; akış oranları daha doğru pusula oluyor” diyor.
İşgücüne Katılım ve “İstihdam Oranı”na Zihniyet Kayması
Goolsbee, klasik işsizlik oranının önemli bir kör noktası olduğuna dikkat çekiyor: İş aramaktan vazgeçenler ölçüm dışına düşüyor. Özellikle demografi, göç ve kadınların işgücüne katılım tercihlerindeki değişimler, “kimlerin sayılmadığı” meselesini daha kritik hale getiriyor. Bu nedenle “işsizlik oranına” takılı kalmak yerine “istihdam/çalışma çağındaki nüfusa oran” gibi kapsayıcı ölçümlere daha fazla ağırlık verilmesi gerektiğini savunuyor. Salgın sonrası dönemde, yaşlanan nüfusa rağmen beklenenden yüksek katılım oranları da bu tartışmayı güçlendiriyor.
AI Gençleri Yerinden Ediyor mu? Erken Kariyerde Fren, Genelde Uyum
Yapay zekânın işgücüne etkisi konusunda Goolsbee iki dengeli noktaya basıyor. Uzun vadede yüksek verimlilik artışı büyük bir nimet; reel ücretlerin kalıcı artışı onsuz mümkün değil. Kısa vadede ise etkiler sektöre ve yaşa göre farklılaşıyor. Bilgisayar ve STEM mezunlarının işsizlik oranı geçmişe göre yükselse de hâlâ tarihsel ölçekte “yüksek” sayılmıyor; asıl belirgin değişim, işe alım hızındaki yavaşlama. Goolsbee yine de gençlerin sektörler arası hızla uyumlanma gücüne vurgu yapıyor: “Silicon Valley 30 yılda defalarca eksen değiştirdi; beceri seti olan gençler yeni dallara kaymayı başarıyor.”
Sektörel “Genişlik” Sorunu: Neden Sağlık Öne Çıkıyor?
Yeni göstergeler sektör kırılımları sunmuyor; bunun nedeni sağlıklı sektör okuması için çok büyük örnekleme ihtiyacı. Yine de büyük resimde, COVID’in ters döngü yaratan yapısı (mal talebinin kriz döneminde artması, hizmetlerin kapanması) normal düzenin dışına itmişti. Şimdi bütçe içinde hizmetlerin payının tekrar yükseldiği, demografi nedeniyle sağlık ve bakım hizmetlerinin iş yaratmada öne çıktığı bir “normalleşme” var. Mallarda verimlilik artınca birimler ucuzlar, kişi iki TV almaz; harcama daha “insan emeği” yoğun hizmetlere kayar. Bu da istihdamın “genişliğinde” doğal bir yeniden denge anlamına geliyor.
Para Politikası İçin Ders: Bordrodan Çok “Oranlar”ı İzleyin
Fed’in karar çerçevesinde, aylık bordro değişimleri yerine işten çıkarma, işe alım, işsizlik gibi oran temelli göstergeler döngü konumunu daha iyi anlatabilir. Goolsbee, “Toplam istihdam bazen nüfus/arz şoklarıyla şişer; oysa işten çıkarma oranı resesyon öncesi hızla yükselir. Şimdi tam tersi: İşe alım düşük ama işten çıkarma da düşük” diyor. Bu okuma, “ince ama istikrarlı” bir işgücü piyasasına işaret ediyor. Piyasa zayıf bordroları erken faiz indirimleri için yeşil ışık sayarken, oran göstergeleri “kırılgan ama çökmeyen” bir dengeyi tarif ediyor.
Duygular ve Veriler: Kapanmalar, Algı ve Politika Riski
Tarihsel olarak hükümet kapanmaları tüketici güveninde keskin düşüşlerle birlikte seyretti. Goolsbee, “Veriler sakin bir resim çizerken ‘vibes’ bozulabilir” uyarısı yapıyor. Bu, politika yapıcılar için riskli bir üçgen: Enflasyon hâlâ hedefin üzerinde seyrederken, yalnızca zayıf bordrolara bakarak agresif gevşeme, varlık fiyatlarını şişirebilir; öte yandan güven erozyonu harcamayı vurabilir. Doğru okuma için daha iyi ölçüm şart.
Chicago Fed’in yeni anlık göstergeleri, işgücü piyasasının bugün “çöküşte değil, incelmiş bir dengede” olduğunu söylüyor: işsizlik oranı %4,3 civarında sabit; işsizden işe akış yaklaşık %45 ve kararlı; işten çıkarma/ayrılma biraz üzeri %2 ile tarihsel olarak düşük. Aylık bordro serilerindeki gürültü, nüfus ve katılım oynaklığıyla birleşince yanlış alarm verebilir; akış oranları ise daha güvenilir bir rota sunuyor.