Amerikan Merkez Bankası
3,3 Trilyon Dolarlık Dev Paket Senato’dan Geçti
Amerika Birleşik Devletleri’nde uzun süredir tartışma konusu olan 3,3 trilyon dolarlık vergi ve harcama paketi, Senato’dan geçen oylamayla birlikte önemli…

Amerika Birleşik Devletleri’nde uzun süredir tartışma konusu olan 3,3 trilyon dolarlık vergi ve harcama paketi, Senato’dan geçen oylamayla birlikte önemli bir eşiği geride bıraktı. “Büyük ve güzel yasa” olarak adlandırılan bu dev paket, Başkan’ın 4 Temmuz tarihine kadar imzalaması hedefiyle hazırlandı. Ancak, bu tarihin tutturulup tutturulamayacağı hâlâ belirsizliğini koruyor. Paket şimdi Temsilciler Meclisi’nin onayına sunulacak ve burada yaşanacak gelişmeler, yasanın kaderini belirleyecek.
Üç Cumhuriyetçiden Ret Oyu Geldi
Oylama sonucunda üç Cumhuriyetçi senatör, pakete karşı oy kullandı. Bunlardan ilki, Kuzey Karolina’dan Thom Tillis oldu. Tillis, hafta sonu yaptığı sürpriz bir açıklamayla yeniden aday olmayacağını bildirmiş ve bu kararını yasa paketine karşı oy kullanarak pekiştirmişti. İkinci ret oyu Kentucky Senatörü Rand Paul’dan geldi. Paul, yüksek borç tavanı nedeniyle bu pakete destek veremeyeceğini önceden duyurmuştu. Üçüncü ret oyu ise Maine Senatörü Susan Collins’ten geldi. Collins, paketteki Medicaid değişikliklerinin kırsal hastaneler üzerindeki olumsuz etkilerinden endişe duyduğunu ve özellikle Medicaid sağlayıcı vergisinin azaltılmasını gerekçe göstererek yasaya destek vermedi.
Kritik Destekler ve Son Dakika Değişiklikleri
Paketin Senato’dan geçebilmesi için son dakikada bazı önemli değişiklikler yapıldı. Güneş ve rüzgar enerjisi projeleri üzerindeki tartışmalı bir vergi maddesi yasa metninden çıkarıldı. Ayrıca Alaska’ya yönelik gıda yardımı fonunda yapılan düzenlemeler, Alaska Senatörü’nün desteğini kazanmak açısından belirleyici oldu. Bunun yanı sıra, mali disiplin yanlısı olarak bilinen bazı senatörlerin desteği son dakikada alındı. Özellikle harcama karşıtı tutumlarıyla bilinen bazı senatörlerin, metinde yapılan değişiklikler sayesinde evet oyu verdiği ifade ediliyor.
Bu gelişmeler, yasa teklifinin Temsilciler Meclisi’ne gitmeden önce son halini almasını sağladı. Ancak hâlâ yasa metninin tam ve detaylı versiyonu kamuoyuna açıklanmış değil. Özellikle son anda yapılan tavizlerin neler içerdiği, yasa paketinin uygulanabilirliği açısından önem taşıyor.
Temsilciler Meclisi’nde Belirsizlik Sürüyor
Yasa şimdi Temsilciler Meclisi’ne geçerken, burada özellikle iki grup öne çıkıyor: House Freedom Caucus ve Salt Caucus. Özgürlükçü muhafazakârları temsil eden House Freedom Caucus üyeleri, yasa paketinin bütçeye getireceği yük nedeniyle rahatsızlıklarını dile getirmeye devam ediyor. Bu grup, yasayı olduğu gibi geçirmeye karşı çıkabilir ve paketin yeniden Senato’ya gönderilmesini talep edebilir. Bu ise süreci uzatacak ve yasa tasarısının 4 Temmuz tarihine kadar onaylanmasını tehlikeye sokacaktır.
Diğer yandan, eyalet ve yerel vergi indirimleriyle ilgili düzenlemeler üzerinde odaklanan Salt Caucus üyeleri, Senato versiyonundaki beş yıllık üst sınırın kabul edilebilir olduğunu düşünüyor. Daha önce Temsilciler Meclisi’nin hazırladığı tasarıda bu sınır on yıl olarak belirlenmişti. Kısa vadeli olsa da mevcut uzlaşmanın çoğu Salt Caucus üyesi tarafından destekleneceği tahmin ediliyor. Ancak bu gruptan bazı isimlerin hâlâ kararsız olduğu ve oylarını açıklamadığı da ifade ediliyor.
Yasanın Kaderi: Konferans Komitesine mi Gidecek?
Mevcut taslak, iki meclis arasında gidip gelmemesi ve doğrudan Başkan’a sunulması hedefiyle hazırlandı. Ancak House Freedom Caucus gibi muhalif grupların itirazları, tasarının “konferans komitesine” gönderilmesi ihtimalini gündeme getiriyor. Böyle bir durumda, Meclis ve Senato üyeleri ortak bir komitede yeniden görüşmeler yapacak ve yeni bir yasa metni üzerinde uzlaşmaya çalışacak. Bu senaryo gerçekleşirse, yasanın geçiş süreci daha da uzayacak.
Buna rağmen, bazı senatörler bu seçeneğe sıcak bakıyor. Nitekim yasa tasarısına destek veren bazı isimler bile Meclis’in yasa üzerinde değişiklik yapmasına açık olduklarını dile getirdi. Bu durum, yasanın nihai halinin hâlâ belirsiz olduğunu ve Washington’daki müzakerelerin henüz sona ermediğini gösteriyor.