Dünya Ekonomisi
2026 Küresel Sınır Ötesi Yatırım Görünümü: Jeopolitik Gerilimler Eksi, Yapay Zekâ ve Gelişen Piyasalar Artı
UNCTAD’ın Trade and Development Report 2025: On the Brink raporuna göre, son dönemdeki görece ekonomik dayanıklılık büyük ölçüde tarifeler öncesi öne çekilen yatırımlar ve yapay zekâ odaklı harcamalardan kaynaklandı. Bu nedenle 2026, yapay zekâ yatırımlarında bir “balon” tartışmasının sonuçlarının daha net hissedileceği bir yıl olabilir.
Özet:
2026 yılında küresel doğrudan yabancı yatırımların (FDI) görünümü, jeopolitik belirsizlikler, ticaret savaşları, tedarik zinciri yeniden yapılanması ve yüksek teknoloji yatırımlarının sürdürülebilirliği tarafından şekillenecek. Uzmanlara göre, küresel yatırım hacminde güçlü bir toparlanmadan ziyade, daha seçici, bölgesel ve temkinli bir yatırım dönemi öne çıkıyor.
Küresel FDI’de Belirsizlik Devam Ediyor
Uzmanlara göre 2026, doğrudan yabancı yatırımlar açısından 2025’e benzer zorluklar barındıracak. Öngörülebilirliğin azalması, gümrük tarifelerinin gecikmeli etkileri, tedarik zincirlerinin yeniden yapılandırılması ve devam eden bölgesel çatışmalar, küresel yatırım kararlarını sınırlamaya devam edecek.
UNCTAD’ın Trade and Development Report 2025: On the Brink raporuna göre, son dönemdeki görece ekonomik dayanıklılık büyük ölçüde tarifeler öncesi öne çekilen yatırımlar ve yapay zekâ odaklı harcamalardan kaynaklandı. Bu nedenle 2026, yapay zekâ yatırımlarında bir “balon” tartışmasının sonuçlarının daha net hissedileceği bir yıl olabilir.
ABD–Çin Rekabeti ve Koruyucu Politikalar
GlobalData’ya göre küresel ekonomiyi yeniden şekillendiren en temel unsur, ABD ile Çin arasındaki derinleşen süper güç rekabeti. Yaptırımlar, ihracat kontrolleri ve tarifeler artık birincil ekonomik araçlar haline gelirken, bu durum FDI akımlarını daha güvenli ve siyasi olarak istikrarlı ülkelere yönlendiriyor.
Uzmanlar, serbest ticaret ve sermayenin küresel dolaşımına dayalı dönemin giderek sona erdiğini, yatırım kararlarında artık düşük işçilik maliyetinden ziyade pazara yakınlık, güvenlik ve tedarik sürekliliğinin öne çıktığını vurguluyor.
Yetenek Savaşları ve Veri Egemenliği
Otomasyon, büyük veri ve ileri teknolojilerin yaygınlaşması, nitelikli iş gücüne olan talebi daha da artırıyor. Bu nedenle yetenek çekme kapasitesi, ülkeler açısından FDI için kritik bir faktör haline geliyor.
Öte yandan veri egemenliği, doğrudan yatırımların yeni belirleyicilerinden biri olarak öne çıkıyor. Birçok ülke verinin yerel olarak depolanmasını şart koşarken, bu durum veri merkezleri yatırımlarını ve buna bağlı enerji, soğutma ve altyapı sektörlerini büyümenin ana alanları haline getiriyor.
Yapay Zekâ Balonu Tartışması
FDI uzmanlarına göre 2026’da küresel yatırımlar zayıf seyredebilir. Yapay zekâ, yarı iletkenler, biyoteknoloji ve veri merkezleri gibi “geleceğin sektörleri” yatırımcı ilgisini çekmeye devam etse de, yüksek sermaye harcamaları, enerji kısıtları ve kârlılık belirsizliği AI yatırımlarının sürdürülebilirliğini tartışmalı hale getiriyor.
Birçok analist, 2026’nın yapay zekâ yatırımları açısından “beklentilerle gerçeklerin” yüzleştiği bir yıl olabileceği görüşünde.
Gelişen Piyasalar ve Kritik Mineraller Öne Çıkıyor
Uzmanlar, 2026’da doğrudan yatırımların giderek Asya ve Afrika eksenine kayacağını öngörüyor. Özellikle imalat sanayi, tedarik zinciri çeşitlendirmesi arayan Avrupalı şirketler için Afrika’yı cazip hale getiriyor.
Buna karşılık Kuzey Amerika ve Avrupa, yaşam bilimleri, havacılık, savunma ve savunma teknolojileri gibi yüksek katma değerli projeleri çekmeye devam edecek. Küresel savunma harcamalarındaki artış, bu alanlarda FDI’yi destekleyen önemli bir unsur olarak öne çıkıyor.
Ayrıca temiz enerji dönüşümüyle birlikte lityum, kobalt, nikel ve nadir toprak elementleri gibi kritik minerallere yönelik yatırımlar hız kazanıyor. Sadece madencilik değil, bu minerallerin işlenmesi ve katma değerli üretimi de yatırım yarışının merkezinde yer alıyor.
Daha Seçici ve Politikaya Duyarlı Yatırımlar
2026’da küresel ekonomik yavaşlama ve jeopolitik gerilimler, özellikle uzun vadeli ve sermaye yoğun projelerde yatırım iştahını sınırlayacak. Şirketler maliyet avantajı yerine dayanıklılık, politik uyum ve stratejik ortaklıkları önceliklendirecek.
Bu durum, geleneksel ihracat odaklı ekonomiler için zorluk yaratırken, istikrar ve güven sunabilen ülkeler için yeni fırsatlar doğurabilir. Uzmanlara göre, 2026’da FDI başarısı hacimden çok güvenilirlik, uygulama kapasitesi ve jeopolitik uyum ile ölçülecek.
Atilla Yeşilada ve Güldem Atabay tarafından kaleme alınan özel raporlarımıza abone olmak ister misiniz?
Raporlarımız kurumsal müşterilere yöneliktir. Abonelik ücretlidir.
Koşulları öğrenmek için bize e-mail atın: [email protected]
