Nordea Bank Küresel Ekonomik Görünüm: Belirsizlikler Arasında Yol Arayışı

Nordea Bank’ın son ekonomik görünüm raporu, Başkan Donald Trump’ın politikalarının küresel piyasalarda ve ekonomik beklentilerde ciddi oynaklık yarattığını vurguluyor. Rapor, belirsizlik seviyesinin rekor düzeyde olduğunu ve bu durumun küresel büyüme üzerindeki aşağı yönlü riskleri artırdığını ifade ediyor. Dikkat çeken bir diğer nokta ise ABD Doları’na yönelik ilginin önemli ölçüde zayıflamış olması.

Trump Belirsizliği: Ekonomi ve Piyasalarda Kaotik Etki

Nordea’nın Ocak ayında yayımlanan önceki raporunda Trump’ın kaos yaratma eğilimine dikkat çekilmişti. Ancak aradan geçen sürede ortaya atılan radikal önerilerin sayısı ve kapsamı, yalnızca Nordea analistlerini değil, küresel finans çevrelerini de şaşırtmış durumda.

ABD’nin ekonomi politikalarına dair belirsizlik şimdiye kadarki en yüksek seviyeye ulaşırken, yalnızca ABD ekonomisi değil, küresel büyüme görünümü de bu gelişmelerden olumsuz etkileniyor. Banka, temel senaryosunda Trump’ın en radikal adımlarından geri adım atacağı varsayımıyla hareket ediyor. Bu kapsamda ABD’nin ithalat tarifelerinin ortalama %10-15 seviyesinde sınırlandırılması öngörülüyor.

En Sert Darbe ABD Ekonomisine

Nordea, genel tahminlerinde büyük değişiklikler yapmasa da, en keskin aşağı yönlü revizyonun ABD ekonomisi için geçerli olduğunu belirtiyor. Bu revizyonun, döviz piyasalarında önemli etkiler yarattığı ve ABD Doları’nın zayıflamasına katkı sağladığı ifade ediliyor.

Trump’ın politikalarının kısa vadede ciddi büyüme engelleri yaratmasa da, belirsizliğin artmasıyla birlikte tüketici ve şirket güveninin zayıfladığına dikkat çekiliyor. Önümüzdeki çeyreklerde yurtiçi talep kaynaklı büyümenin yavaşlaması bekleniyor. Bu olumsuz tabloya rağmen, gevşek maliye politikalarının kısmen dengeleyici etkisi olabileceği öngörülüyor.

Ancak Nordea, asıl riskin uzun vadeli olduğunu vurguluyor: Trump’ın kurumlara yönelik saldırgan tutumu ve siyasi istikrarsızlık, ABD’nin iş ve yatırım ortamını kalıcı biçimde zayıflatabilir.

Enflasyon Sınırlı Kalabilir

ABD ve Euro Bölgesi’nde genel enflasyon oranları merkez bankalarının hedeflerinin biraz üzerinde seyrediyor. Ancak önümüzdeki aylarda bu eğilimin bölgeler arasında farklılaşması bekleniyor. Euro Bölgesi’nde zayıf ekonomik büyüme ve düşük ücret artışları, çekirdek enflasyonun daha da yavaşlamasına neden olabilir.

Öte yandan, Trump’ın ithalat tarifeleri ABD’de yeni bir enflasyon dalgası yaratma potansiyeline sahip. Ancak küresel fiyat baskılarının Çin’in üretim fazlası ve enerji fiyatlarındaki sınırlı artış sayesinde kontrol altında kalacağı düşünülüyor.

Çin Teşvik Arayışında mı?

Nordea’ya göre Çin ekonomisi uzun süredir düşük tüketici güveni ve konut piyasasındaki durgunluktan olumsuz etkileniyor. Gerçek büyüme oranlarının resmi verilere kıyasla daha düşük olduğu tahmin ediliyor. Ancak teknolojik gelişmeler, teşvik politikaları ve artan tüketim eğilimi sayesinde görünüm bu yılın başlarında biraz toparlandı.

Son dönemde ise ABD ile yaşanan ticaret savaşı bu toparlanmayı yeniden tehdit ediyor. Eğer iki ülke arasındaki yeni ticaret anlaşması korunur ve Trump’ın vaat ettiği %60 tarifelerin altında kalınırsa, Çin’in 2025 yılı büyümesinin %4,5 seviyesinde gerçekleşebileceği öngörülüyor. Ancak gerilim tekrar artarsa, Pekin yönetimi ya daha fazla teşvik uygulamak ya da düşük büyümeyi kabul edip suçu ABD’ye atmak zorunda kalabilir.

Almanya’dan Euro Bölgesi’ne Büyüme Desteği

Euro Bölgesi ekonomisi 2025’in ilk çeyreğinde dirençli bir görünüm sergiledi. Ancak bu performansın geçici faktörlerden kaynaklandığı ve önümüzdeki dönem için belirsizliklerin sürdüğü belirtiliyor. Ticaret politikalarındaki belirsizlik, tüketici ve işletme güveninin zayıf kalmasına neden oluyor.

Olumlu taraflardan biri ise güçlü işgücü piyasası, reel ücret artışları ve Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) destekleyici para politikası. Özellikle Almanya’da parlamentonun onayladığı büyük yatırım paketi ve gevşek maliye kuralları, 2026 ve 2027 için büyüme beklentilerini yukarı çekmiş durumda. Nordea, bu paket sayesinde Euro Bölgesi GSYH büyümesine her iki yılda yaklaşık %0,5 katkı sağlanacağını öngörüyor.

Merkez Bankaları Temkinli Davranıyor

Küresel ekonomik görünümdeki riskler artarken, merkez bankalarının hızlı faiz indirimlerine gitmesi beklenmemeli. Özellikle Fed, Trump’ın politikalarının enflasyonist etkilerinden endişe duyduğu için faiz indirimi konusunda temkinli kalmaya devam ediyor. Banka, temel senaryosunda Fed’in faiz indirimi öngörmüyor.

Buna karşın, Avrupa Merkez Bankası daha fazla aşağı yönlü risk gördüğü için faiz indirimi adımlarını sürdürebilir.

Atilla Yeşilada notu: Atilla Yeşilada ve Güldem Atabay tarafından kaleme alınan özel raporlarımıza abone olmak ister misiniz? Abonelik ücretlidir. Koşulları öğrenmek için bize e-mail atın: [email protected]