Sosyal Medya

Borsa

Warren Buffett Nakitte, S&P 500 Zirvede: Boğa Piyasasında Fren Mesafesi Kısalıyor

Piyasalarda Geç Dönem Hissi: “Geç Oyunun” Riskleri ve Yapay Zekâ Değerlemeleri Uzun soluklu boğa piyasasının “geç innings” denilebilecek bir evresine…

Warren Buffett Nakitte, S&P 500 Zirvede: Boğa Piyasasında Fren Mesafesi Kısalıyor

Piyasalarda Geç Dönem Hissi: “Geç Oyunun” Riskleri ve Yapay Zekâ Değerlemeleri

Uzun soluklu boğa piyasasının “geç innings” denilebilecek bir evresine girildiğine işaret eden yorumlar giderek artmaktadır. Deneyimli yatırımcıların değerlendirmelerine göre, son dönemde gözlenen coşku ve hızlanan fiyatlama, sağlıklı temellerden çok “kaçırma korkusu” duygusuna yaslanmaktadır. Bu tablo, piyasa döngülerinin son safhalarında sıklıkla görülen kalabalık davranış örüntülerinin yeniden sahneye çıktığına işaret etmektedir. Değerlemelerin özellikle yapay zekâ odağındaki büyük şirketlerde hızla şişmesi, risk algısını güçlendirmektedir.

Rekor Nakit Birikimi

Bu çerçevede öne çıkan figür, altmış yılı aşkın kariyeriyle tanınan bir yatırımcının son hamlesidir. Warren Buffet, şirketinde nakit ve nakit benzerlerini eşi benzeri görülmemiş bir seviyeye taşımıştır. Toplam tutarın 348 milyar dolara ulaştığı aktarılmaktadır. Bu birikimin yalnızca bir-iki çeyreğin değil, uzun bir dönemin sistemli tercihlerinin sonucu olduğu vurgulanmaktadır. Dokuz çeyrektir net hisse satıcısı konumunda kalınmış, bir zamanlar portföyün en büyük payını oluşturan teknoloji devindeki hisseler ciddi ölçüde azaltılmış, bazı büyük bankalardaki pozisyonlar da kademeli şekilde budanmıştır. Kendi hisselerinde dahi geri alımların durduğu ifade edilmektedir. Tüm bu adımlar, basit bir “dengeleme” hareketi olarak görülmemekte; belirgin bir hazırlığın parçası olarak okunmaktadır.

Buffett Göstergesi ve “Aşırı Isınma” İşaretleri

Toplam hisse senedi piyasa değerinin millî gelire oranı olarak bilinen ve piyasa genelindeki şişkinliği izlemek için kullanılan Buffett göstergesi, rekor seviyelere yakın seyretmektedir. Bu oran, hisse senedi fiyatlarının reel ekonomiyle bağının gevşediğine işaret ettiği dönemlerde, tarihselliğe bakıldığında dikkatli olunması gerektiğini göstermektedir. Oranın belirgin biçimde uzun dönem ortalamasının üzerinde kalması, piyasa katılımcılarının risk iştahındaki artışa ve değerlemelerin “olumlu senaryoları” fazlasıyla satın aldığına yorumlanmaktadır. Tek başına kesin bir sinyal olmasa da, bu tür çatı göstergeler, döngünün kırılgan noktaya yaklaştığına dair uyarı niteliği taşır.

Yapay Zekâ Hisselerinde “Mükemmellik” Fiyatlaması

Yapay zekâ ekosistemine altyapı, yazılım veya donanım sağlayan şirketler, “geleceğin nakit akımları” üzerine kurulu anlatılarla olağanüstü değerlemelere ulaşmıştır. Bu değerlemeler, şimdiki zamanın kârlılığına değil, ileriye dönük cömert varsayımlara dayanmaktadır. Piyasa, devasa yatırım planlarını, sürekli artacak işlem hacmini ve yeni gelir kanallarının hızla devreye girmesini fiyatlamaktadır. Ne var ki bu denklemin her halkası aynı hızda ilerlemeyebilir: Sermaye harcamalarının geri dönüş süreleri uzadıkça, rekabet sıkıştıkça ve düzenleyici çerçeve netleştikçe, “mükemmellik” varsayımındaki en küçük sapma bile çarpanlarda hızlı düzeltmeleri tetikleyebilir.

Faiz, Enflasyon ve Tahviller: “Sabit Kuponun” Açmazı

Başka bir tartışma başlığı tahvil piyasasıdır. Enflasyonun yüksek seyrettiği veya kalıcılığına dair endişelerin sürdüğü bir ortamda, sabit kuponlu tahvillerin reel getirisi aşınabilmektedir. Bu nedenle bazı yatırımcılar, hisse senetlerindeki dalgalanma riskine rağmen, tahvillerin enflasyona yenik düşme ihtimalini daha sorunlu bulmaktadır. “Hisseler pahalı olabilir ama tahviller daha da pahalı” argümanı, enflasyonun beklenenden yavaş gerilediği dönemlerde güç kazanır. Ancak burada da ince ayar gereklidir: Büyüme ivmesi bariz şekilde yavaşlarken enflasyon da gerilerse, faiz eğrisi ve reel getiri denklemi yeniden yazılır. Bu durumda “hisse mi, tahvil mi?” sorusunun yanıtı, döngünün safhasına ve beklentilerin revizyon hızına göre değişir.

“İrrasyonel Coşku” ile “Verimlilik Devrimi” Ayrımı

Yapay zekâ yatırımları, verimlilik ve kârlılık üzerinde gerçek ve kalıcı etkiler yaratabilir. Kurumsal maliyet yapılarının otomasyonla sadeleşmesi, yeni ürün hatlarının ortaya çıkması ve veri merkezli iş modellerinin yaygınlaşması, uzun vadede pozitif bir eşik atlamasına yol açabilir. Ancak sermaye piyasasının görevi, bu potansiyeli bugünden ve “ne kadara” fiyatladığıdır. Eğer çarpanlar, rasyonel bir iskonto yaklaşımının çok ötesine geçerse, teknoloji anlatısının güçlü olması değerleme riskini ortadan kaldırmaz. Bu nedenle yatırımcıların, “hikâyenin doğruluğu” ile “fiyatın doğruluğu”nu birbirinden ayırarak hareket etmesi gerekir.

Sonuç: İvme Güzel, Ama Fren Mesafesi Kısalıyor

Genel tablo, piyasanın güçlü bir ivme yakaladığını, ancak fren mesafesinin kısaldığını göstermektedir. Geniş katılımlı coşku, dar liderlik, yüksek çarpanlar, rekorlara yakın çatı göstergeleri ve elde tutulan büyük nakit yastıkları, döngünün hassas bir evresine gelindiğine işaret etmektedir. Buna karşılık, tahvil piyasasında enflasyon sorunu çözülmeden “güvenli liman” algısının tek başına ikna edici olmadığı yönündeki görüş de varlığını sürdürmektedir.

BAKMADAN GEÇME

Benzer Haberler