Sosyal Medya

Borsa

Reuters/Edward Chancellor: Gelişen Piyasalar Yeniden Gözde Olabilir

Yatırımcıların son yıllarda göz ardı ettiği gelişen piyasa hisseleri, yeni bir toparlanma sürecine girebilir. Ekonomik göstergeler, ucuz değerlemeler ve azalan yatırımlar bu dönüşün habercisi olabilir.

Reuters/Edward Chancellor:  Gelişen Piyasalar Yeniden Gözde Olabilir

Yatırımcıların son yıllarda göz ardı ettiği gelişen piyasa hisseleri, yeni bir toparlanma sürecine girebilir. Ekonomik göstergeler, ucuz değerlemeler ve azalan yatırımlar bu dönüşün habercisi olabilir.

15 Yıl Süren Hayal Kırıklığı

Gelişen piyasalara yatırım yapanlar için son 15 yıl büyük bir hayal kırıklığıyla geçti. 2010’dan bu yana, dolar bazında enflasyondan arındırılmış getiri yıllık yalnızca %1,3 oldu. Bu, 1940’lardan bu yana görülen en kötü performans. Oysa 2000’li yıllarda bu piyasalar yatırımcılara yıllık ortalama %8,4 getiri sağlamıştı.

Özellikle BRIC ülkeleri (Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin) 2000’lerin başında hızlı büyüme, güçlü sermaye girişleri ve yükselen emtia fiyatlarıyla büyük ilgi görüyordu. Ancak 2011’den itibaren bu büyüme ivmesi tersine döndü.

“Kırılgan Beşli” Dönemi ve Sermaye Kaçışı

2013 yılında ABD Merkez Bankası’nın (Fed) sıkı para politikası sinyali vermesiyle birlikte “taper tantrum” adı verilen süreç yaşandı. Sermaye hızla gelişen piyasalardan çıktı. Brezilya, Hindistan, Endonezya, Güney Afrika ve Türkiye gibi ülkeler “Kırılgan Beşli” olarak anılmaya başlandı. Yolsuzluk skandalları, siyasi çalkantılar ve ekonomik istikrarsızlıklar gelişen piyasalara olan güveni sarstı.

Rusya’nın Ukrayna’yı işgali ve Batı’nın uyguladığı yaptırımlar, yatırımcıların bir kez daha bu coğrafyalarda ellerinde değersiz kağıtlarla kalmasına neden oldu. Çin’de ise emlak krizinin patlak vermesi ve teknoloji devlerine yönelik baskılar, bu ülkeyi de yatırımcılar için cazip olmaktan çıkardı.

“Gelişen Piyasalar” Etiketi Tartışılıyor

Bu kadar farklı coğrafya ve yapıdaki ülkelerin aynı sepet altında toplanması uzun süredir eleştiriliyordu. Deutsche Bank’ın eski stratejisti John-Paul Smith, gelişen piyasaların ortak ekonomik ve yönetişim normlarına sahip olmadığını, bu sınıflandırmanın sadece finansal hizmet şirketlerinin yüksek komisyon elde etmesi için kullanıldığını savundu.

Ancak bu kötümser tabloya rağmen, bazı uzmanlar gelişen piyasalarda yeni bir fırsat penceresi açıldığı görüşünde.

Neden Şimdi?

Minack Advisors’tan Gerard Minack’e göre, 2000’li yılların başında gelişen piyasa şirketleri aşırı yatırım yaptı. Küresel sermaye harcamaları içindeki payları %4’ten %11’e çıktı. Ancak bu yatırım bolluğu zamanla kârlılığı düşürdü. Varlık getirileri %3’e kadar geriledi. Bu da hisse başına kazanç (EPS) artışlarını baskıladı.

2000-2011 yılları arasında yıllık ortalama %17 büyüyen EPS, sonraki 14 yılda yalnızca %2,3 arttı. Ancak son yıllarda yatırım harcamalarının ciddi şekilde azaldığı, bunun da EPS üzerinde olumlu etkiler yaratmaya başladığı gözlemleniyor.

2023’te, gelişen piyasa şirketlerinin net sermaye harcamaları, zirve yaptığı yıllara kıyasla %70 azaldı. Bu da şirketlerin daha temkinli, kârlılık odaklı hareket etmeye başladığını gösteriyor.

ABD’deki Değişim Gelişen Piyasalar İçin Fırsat

2009 sonrası ABD borsalarında yaşanan büyük ralli, küresel sermayeyi bu pazara çekmişti. Ancak Donald Trump’ın yeniden göreve gelmesiyle birlikte ABD piyasalarına yönelik güven sarsılmaya başladı. Trump’ın doları zayıflatma yönündeki politikası da gelişen piyasalar için olumlu bir ortam yaratıyor. Zayıf dolar, bu ülkelerin borçlanma maliyetlerini azaltırken, emtia gelirlerini artırıyor.

Eğer Fed faiz indirimi yoluna giderse, bu gelişen piyasalara yönelik sermaye girişlerini daha da hızlandırabilir.

Değerlemeler Cazip Hale Geldi

Gelişen piyasa hisseleri şu anda tarihsel olarak oldukça düşük değerlemelerden işlem görüyor. Research Affiliates’ten Rob Arnott, önümüzdeki 10 yıl boyunca gelişen piyasa hisselerinin yıllık %8 reel getiri sağlayabileceğini öngörüyor. Özellikle “değer hisseleri” bu piyasalar içinde daha iyi performans gösterebilir.

Küresel Yatırımcı ABD’den Kaçıyor: Sermaye Avrupa ve Gelişen Piyasalara Akıyor

Bu hisselerin, 2000 yılında ulaştığı düşük seviyelere çok yakın olduğu vurgulanıyor. Hatırlanacağı üzere, 2000 sonrası on yıl boyunca gelişen piyasalar, ABD hisselerine kıyasla yıllık ortalama %10 daha fazla getiri sağlamıştı.

“Gelişen Piyasalar” Fikrinin Mucidi Hâlâ Umutlu

“Gelişen piyasalar” terimini 1981 yılında ilk kez kullanan eski Dünya Bankası ekonomisti Antoine van Agtmael, bu sınıfı hâlâ savunuyor. Ona göre bu ülkeler arasındaki çeşitlilik bir zayıflık değil, tam aksine bir çeşitlendirme avantajı sunuyor.

Agtmael, gelişen piyasaların yatırım açısından cazip olmasının hiçbir zaman sadece yüksek büyüme oranlarına dayanmadığını, asıl nedenin değerinin altında işlem gören dünya çapında şirketlerin varlığı olduğunu belirtiyor. Ve ekliyor:

“Yatırımcılar bir varlık sınıfını sevmiyorsa, muhtemelen iyi bir yatırım fırsatı yaklaşıyordur.”

Atilla Yeşilada ve Güldem Atabay tarafından kaleme alınan özel raporlarımıza abone olmak ister misiniz? Raporlarımız kurumsal müşterilere yöneliktir. Abonelik ücretlidir. Koşulları öğrenmek için bize e-mail atın: [email protected]

BAKMADAN GEÇME

Benzer Haberler