Sosyal Medya

Borsa

Piyasalarda Yeni Döneme Girilirken Temkinli İyimserlik Hakim

Küresel ve yerel piyasalarda yılın ikinci yarısına girilirken önemli ekonomik ve siyasi gelişmeler yatırımcı kararlarını etkilemeye devam ediyor. Küresel ölçekte,…

Piyasalarda Yeni Döneme Girilirken Temkinli İyimserlik Hakim

Küresel ve yerel piyasalarda yılın ikinci yarısına girilirken önemli ekonomik ve siyasi gelişmeler yatırımcı kararlarını etkilemeye devam ediyor. Küresel ölçekte, özellikle ABD’nin 9 Temmuz itibarıyla devreye alacağı yeni gümrük tarifeleri risk iştahı üzerinde baskı oluşturuyor. ABD’nin Japonya, Kanada, Hindistan ve Tayvan gibi birçok ülkeyle yürüttüğü müzakereler henüz kesin sonuca ulaşmazken, bu görüşmelerin sonucuna bağlı olarak piyasalarda yukarı ya da aşağı yönlü sert hareketler görülebileceği ifade ediliyor.

Bu süreçte, ABD borsalarında spekülatif alımların artış gösterdiği ve son dönemlerin en büyük sermaye girişlerinden birinin yaşandığı belirtiliyor. Faiz indirimlerine yönelik beklentiler, düşük enflasyon oranları ve ticaret uzlaşısı ihtimali yatırımcıları daha riskli varlıklara yönlendirse de, bazı büyük finansal kurumlar bu yükselişi ‘balon’ olarak nitelendiriyor. Bu nedenle, yatırımcıların defansif sektörlere yönelerek portföy çeşitliliğini artırmaları gerektiği vurgulanıyor.

Türkiye Piyasasında Siyasi Takvim Belirleyici Rol Oynuyor

Yurt içinde ise piyasanın yönünü siyasi gelişmeler belirlemeye devam ediyor. Özellikle parti içi çekişmeler ve dava süreçlerinin ertelenmesiyle oluşan belirsizlik, kısa vadeli fiyatlamalarda önemli rol oynuyor. Son olarak, iç politikadaki bir davanın ertelenmesiyle birlikte borsada yukarı yönlü sert hareketler yaşandı. Bankacılık hisselerinde %8-9’luk yükselişin etkisiyle endeksin geneli pozitif seyrederken, bu yükselişin kalıcılığına dair soru işaretleri bulunuyor. Uzmanlar, bu tür sıçramaların daha çok haber etkisiyle sınırlı kalabileceğini ve yatırımcıların temkinli olması gerektiğini belirtiyor.

TL bazında borsa rekor seviyelere yaklaşmış görünse de, dolar bazında hâlâ Mart ayı seviyelerinin yaklaşık %20 gerisinde bulunuluyor. Bu durum, yükselişin gerçek anlamda güçlü bir trend dönüşüne işaret etmediğini gösteriyor. Ayrıca, yurtiçindeki rezerv zayıflığı, devam eden döviz talebi ve küresel belirsizlikler de piyasalarda temkinli duruşun sürmesine neden oluyor.

Enflasyon Beklentilerinde Gerileme ve Parasal Aktarım Gücü

Ekonomik göstergeler tarafında ise enflasyon beklentilerinde önemli bir gerileme dikkat çekiyor. Son açıklanan verilerle birlikte, halkın enflasyonun düşeceğine dair inancı artmış durumda. Bu durum, uzun süredir uygulanan sıkılaşma politikalarının etkisinin topluma yansımaya başladığını ve para politikasının etkinliğinin arttığını gösteriyor. Taleple oluşan enflasyonist baskının da bu psikolojik eşikle birlikte yavaşlaması bekleniyor.

Uzmanlar, bu gelişmenin parasal aktarım mekanizması açısından kritik bir eşik olduğunu, beklentilerin iyileşmesiyle birlikte faiz politikalarının daha hızlı sonuç verebileceğini ifade ediyor. Ancak kısa vadede siyasi takvim ve dış gelişmelerin yaratabileceği oynaklık nedeniyle yatırım kararlarının dikkatli biçimde verilmesi gerektiği hatırlatılıyor.

Kıymetli Madenler ve Fon Performanslarında İlk Yarı Değerlendirmesi

Yılın ilk yarısında kıymetli maden fonları öne çıkan yatırım araçları arasında yer aldı. Altın ve gümüş, küresel enflasyon endişeleri ve jeopolitik risklerin etkisiyle yatırımcıların güvenli liman arayışında tercih ettiği varlıklar arasında ön plana çıktı. Özellikle ons altının belirli seviyeleri test etmesiyle birlikte yeniden alım fırsatı sunduğu değerlendirilirken, gram altın da belirli fiyat aralıklarında yatırım yapılabilir seviyelerde işlem görüyor. Gümüş tarafında da belirli teknik seviyeler yatırımcılar tarafından izleniyor olsa da, altına kıyasla alım bölgesine henüz tam anlamıyla girmediği ifade ediliyor.

Fonlar açısından bakıldığında, kısa vadeli özel sektör finansman bonolarını içeren borçlanma araçları şemsiyesi altında yer alan fonlar %25’e varan getiriyle öne çıktı. Buna karşılık, uzun vadeli devlet tahvili taşıyan fonlar düşük performans gösterdi. Değişken fonlar arasında ise tematik yatırımlar —örneğin teknoloji, savunma ve blockchain temalı fonlar— döviz bazlı getiri sağladıkları için daha iyi bir performans ortaya koydu.

Kıymetli maden fonları %40-50’yi bulan getiriler sağlasa da, yılın ikinci yarısında bu seviyelerin korunmasının zor olduğu; belirsizliklerin azalması durumunda normalleşmenin başlayabileceği ifade ediliyor. Bu nedenle yatırımcıların altın gibi araçları güvence olarak tutmaya devam ederken, esas getiri beklentisini hisse senedi bazlı yatırım araçlarına yönlendirmesi gerektiği belirtiliyor.

Kripto Varlıklarda Bekleyiş Sürüyor

Kripto para piyasalarında ise yatay seyir devam ediyor. Özellikle lider varlığın belirli direnç seviyelerini test ettiği, ancak henüz güçlü bir kırılım gerçekleşmediği görülüyor. Destek seviyelerinin korunması durumunda yükselişin devam edebileceği ifade edilse de, altcoin’lerde henüz güçlü bir toparlanma işareti bulunmuyor. Teknik analiz verileri, yatırımcıların yeni pozisyonlara geçmeden önce trend teyitlerini beklemeleri gerektiğini ortaya koyuyor.

Genel kripto piyasası verileri, sektör genelinde güvenin yeniden inşa edilmesi gerektiğini gösteriyor. Özellikle tematik projelerin ve teknolojik altyapısı güçlü olan varlıkların öne çıktığı bu dönemde, uzun vadeli pozisyonların daha anlamlı olduğu belirtiliyor.

İkinci Yarı Stratejisi: Çeşitlilik ve Sektörel Seçicilik Önem Kazanıyor

Yılın ikinci yarısı için yapılan değerlendirmelerde, hisse senedi bazlı fonların yeniden ön plana çıkabileceği; özellikle faiz indirimlerinin etkisinin bankacılık, finans dışı kurumlar, gayrimenkul ve sanayi gibi sektörlerde hissedilebileceği öngörülüyor. Ayrıca savunma, teknoloji ve havacılık gibi belirli temalara odaklanan fonlar, portföy çeşitlendirmesi açısından dikkatle izlenmeli. Ancak bu fonların stopaj oranlarının yüksekliği de göz önünde bulundurulmalı.

Genel strateji olarak yatırımcılara, siyasi takvim ve dış gelişmeler ışığında temkinli ancak fırsat odaklı bir yaklaşım benimsemeleri öneriliyor. Düşük riskli para piyasası fonları nakit yönetimi için tercih edilebilirken, kıymetli madenler belirsizliklere karşı koruma sağlayabilir. Ancak yüksek getiri potansiyelinin özellikle tematik fonlar ve hisse senedi bazlı yatırımlarda olduğu hatırlatılıyor. Risk-getiri dengesi gözetilerek, portföylerin dengeli biçimde yapılandırılması bu dönemde önem taşıyor.

BAKMADAN GEÇME

Benzer Haberler