Ömer Faruk Bingöl:  Borsa yatay, ama kazandıran  sektörlere dikkat

Borsa yatırımı için sıklıkla dile getirilen ‘uzun vade’ perspektifinin ‘biraz uzadığı’ dönemden geçiyoruz. Şöyle ki Borsa İstanbul’da BİST 100 endeksi ilk defa Şubat 2024’te 9.100’lü seviyeleri gördü. Geçen hafta ise endeks 9.167’den kapanış yaptı. Aradan geçen 15 aylık süreçte endeks, TL bazında aynı seviyelerde bulunuyor. Geçen yıl temmuzda görülen 11.252 ve kasımda test edilen 8.566 seviyeleri, bu dönemdeki zirve ve dip noktalar oldu.

Tabii ki borsa yatırımı hisse bazlı yapılıyor. Ancak endeks, hisse ve sektör performanslarını da büyük ölçüde yansıtıyor. Son 12 ayda Yatırım Ortaklığı, Spor, Kimya, Metal Eşya, Elektrik, Tekstil, Bilişim, Sınai, Kâğıt, Bankacılık, Holding ve Turizm gibi sektör endeksleri %40-%10 arasında değer kayıpları yaşamış.

Buna karşılık ‘Finansal Kiralama’ endeksinde getiri %102,61 olarak gerçekleşmiş. İnşaat, Madencilik, Teknoloji, Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı, İletişim, Taş Toprak, Sigorta, Ticaret, Ulaştırma gibi endekslerde %3-%40 arasında nominal primler öne çıkmış. Bu endekslerin reel getirisi ise enflasyonun altında kalmış.

Aslında salgın sonrası 2021-2023 aralığındaki hızlı hareketlerin hazmetme döneminin devam ettiği söylenebilir. ‘Dezenflasyonist süreç’ olarak tanımlanan bu dönemin ‘ne zaman sonlanacağı’ sorusunun cevabını ararken enflasyona bakılacak. Yarın açıklanacak nisan enflasyonu önemli. Piyasa beklentileri %2,80-%3,20 aralığında… Bu bandın alt sınırına yakın ya da altında gerçekleşecek bir TÜFE, piyasaya da biraz moral verebilir.

‘Tarife gerilimi’ kaynaklı küresel fırtınayı da görmezden gelemeyiz. Muhtemel anlaşmalar, risk iştahını artırabilir. Bütün bu iç ve dış denklemde TL mevduat, para piyasası fonları gibi ‘risksiz’ ve altın gibi ‘güvenli liman’ alternatiflerin öne çıkması da borsayı biraz geri planda bıraktı.

Alıntıdır