Borsa
İş Yatırım: Para Nereye Gidiyor?
Yabancı Sermaye Girişi Yeniden Hız Kazandı 9-13 Haziran haftasında hem hisse senetleri hem de devlet iç borçlanma senetlerine (DİBS) yabancı…

Yabancı Sermaye Girişi Yeniden Hız Kazandı
9-13 Haziran haftasında hem hisse senetleri hem de devlet iç borçlanma senetlerine (DİBS) yabancı ilgisinin sürdüğü gözlendi. Borsa İstanbul’da yabancılar net 500 milyon dolarlık alım gerçekleştirirken, böylece nisan ortasından bu yana kümülatif giriş 1,5 milyar dolara ulaştı. Devlet tahvillerinde de “kesin alım” kaleminde yarım milyar dolara yaklaşan yabancı talebi kaydedildi.
TL Mevduat Yatırımında Ticari Kuruluşların Ağırlığı Artıyor
Yerleşik yatırımcı tarafında söz konusu haftada döviz tevdiat hesaplarında (DTH) sınırlı bir artış gözlendi; hareketin büyük kısmı tüzel kişilerden geldi. Analistler, söz konusu döviz talebinin jeopolitik endişelerin yanı sıra dönemsel dış borç ödemeleriyle de bağlantılı olabileceğini vurguluyor.
Buna karşın kur korumalı mevduat (KKM) dışındaki TL vadeli mevduatlar 220 milyar lira büyüdü. Dört haftalık hareketli toplamlar da TL’ye yönelen eğilimin korunduğunu gösteriyor. Toplam mevduat içinde TL payı haftalık bazda %58,8’den %59,0’a yükselirken döviz payı %38,6’dan %38,5’e geriledi. TL’ye geçişte ticari kuruluşların payının artması, yüksek reel faizin cazibesini koruduğuna işaret ediyor.
Tahvil Piyasasında Hanehalkı ve Fonların Etkisi
Devlet tahvillerine yerli talep altıncı haftada da artış kaydetti. 9-13 Haziran döneminde hanehalkının tahvil alımları tekrar hız kazanarak Şubat ortasından bu yana süregelen eğilimi pekiştirdi. Yatırım ve emeklilik fonları ile sigorta şirketleri de DİBS portföylerini büyüttü. Uzmanlar, “orta vadede faiz ve enflasyonun birlikte gerileyeceği” beklentisinin hanehalkını sabit getirili menkul kıymetlere yönelttiğini belirtiyor.
Rezerv Birikimi Jeopolitik Gerilimle Yavaşladı
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın brüt döviz ve altın rezervleri 19 Haziran itibarıyla 158,2 milyar dolar seviyesinde ölçüldü. İsrail’in 14 Haziran’da İran’a yönelik saldırısının ardından rezervlerde yaklaşık 5 milyar dolarlık düşüş yaşandı; swap hariç net rezervler de 23 milyar dolar civarında kaldı.
Analistler, Hürmüz Boğazı’nın kapanması ya da İran petrol ihracatına yönelik daha geniş çaplı saldırılar gibi senaryolarda rezerv biriktirmenin zorlaşacağı uyarısında bulunuyor. Küresel enerji fiyatlarında olası artışın cari denge üzerinde baskı yaratabileceği, bölgeden sermaye çıkış riskinin de göz ardı edilmemesi gerektiği ifade ediliyor.