Borsa
Faiz İndirimi Beklentisi, AI Coşkusu ve Kırılgan Taban: SP500 Rallisi Ne Kadar Sürdürülebilir? (Bloomberg)
Yapay Zekâ Rüzgârı Piyasalara Yeniden Yön Veriyor Küresel piyasalarda son günlerde yaşanan hareketlilik, büyük ölçüde yapay zekâ teknolojilerine yönelik iyimser…
Yapay Zekâ Rüzgârı Piyasalara Yeniden Yön Veriyor
Küresel piyasalarda son günlerde yaşanan hareketlilik, büyük ölçüde yapay zekâ teknolojilerine yönelik iyimser beklentilerle şekilleniyor. Özellikle yüksek performanslı çip üretimindeki güçlü talep ve teknoloji devlerinin 2026’ya dair verdiği pozitif mesajlar, hisse senedi piyasalarında yeni bir yükseliş dalgası yarattı. Ancak bu ralli, ekonomi cephesindeki belirsizliklerin gölgesinde ilerliyor. Fed’in faiz politikası, geciken istihdam verileri, tüketici harcamalarındaki ayrışma ve finansman piyasalarındaki kırılganlıklar, bu iyimserliğin sürdürülebilirliği konusunda soru işaretleri yaratıyor.
Yapay Zekâ Talebinde Üstel Büyüme
Teknoloji devlerinin açıkladığı veriler, yapay zekâya yönelik küresel iştahın hız kesmediğini gösteriyor. Yüksek performanslı çiplerde arzın hâlâ talebin gerisinde olması, fiyatlama gücünü koruyor. Şirketlerin yeni nesil GPU’lar için uzun vadeli sözleşmeler yaptığı ve 2026 yılı sonuna kadar yarım trilyon doları aşan sipariş potansiyelinden söz edildiği belirtiliyor. Bu tablo, piyasalarda yapay zekâ odaklı büyümenin hâlâ en güçlü hikâye olduğunu teyit ediyor.
Şirketsel Finansal Güç: Balon Tartışmalarını Zayıflatıyor
Sektörde “AI balonu var mı?” sorusu gündemdeki yerini koruyor. Ancak birçok uzman, mevcut hareketin 1990’ların sonundaki dot-com döneminden farklı olduğu görüşünde. Büyük teknoloji şirketlerinin güçlü nakit akışı, düşük borçluluğu ve yüksek kârlılığı, olası bir balon riskini önemli ölçüde sınırlandırıyor. Yatırım harcamalarının büyük kısmının güçlü bilançoya sahip şirketler tarafından finanse ediliyor olması da piyasadaki panik söylemlerinin yersiz olduğuna işaret eden bir başka unsur.
Finansman Endişesi: Sektörün Zayıf Halkası
Her ne kadar büyük teknoloji şirketleri güçlü bir görünüm sergilese de, hiperskaleler dışındaki yapay zekâ girişimlerinin gerekli finansmanı bulup bulamayacağı tartışılıyor. Yapay zekâ çiplerine erişim maliyetinin artması, bazı girişimleri sermaye açısından kırılgan hâle getiriyor. Bu nedenle, bazı üreticilerin müşterilerini finanse etmek zorunda kalabileceği yorumları yapılıyor. Bu durum, yapay zekâ sektöründe “dairesel finansman” tartışmasını tetikliyor olsa da, genel görünüm yatırımcıların hâlâ ekosistemin büyümesine inandığını gösteriyor.
Enerji Sınırı: Yapay Zekânın Önündeki Gerçek Darboğaz
Yapay zekâ altyapısında kritik bir başlık öne çıkıyor: Enerji. Veri merkezlerinin ihtiyaç duyduğu elektrik gücü birçok ülkede şebeke kapasitesini zorluyor. Yeni veri merkezlerinin devreye alınabilmesi için yalnızca çip arzının artması yetmiyor; aynı zamanda enerji üretiminden iletim hatlarına kadar geniş bir altyapı yatırımının yapılması gerekiyor. Bu nedenle bazı uzmanlar, yapay zekâ kaynaklı elektrik talebini “ulusal ölçekli bir acil durum” olarak nitelendiriyor. ABD’nin yeni nükleer reaktör planları da gelecekte bu talebin ne kadar büyüyebileceğinin açık bir göstergesi.
Çin Kısıtlamalarının Sektöre Etkisi
Yüksek performanslı çiplere yönelik ihracat kısıtlamaları nedeniyle Çin pazarının devre dışı kalması, sektör açısından önemli bir gelir kaybı yaratmış durumda. Buna rağmen şirketler, Çin’den şu anda sıfır gelir almalarına rağmen uzun vadeli büyüme tahminlerini yukarı yönlü revize ediyor. Kısıtlamaların gevşetilmesi durumunda, bu şirketlerin gelirlerine 100 milyar doları aşan bir katkı gelebileceği değerlendiriliyor. Çin’in güçlü teknoloji ekosistemi düşünüldüğünde, bu potansiyelin piyasalarda yakından takip edildiği görülüyor.
İşgücü Piyasasında Belirsizlik ve Geciken Veriler
ABD’de tarım dışı istihdam verilerinin gecikmeli açıklanacak olması, Fed’in politika kararlarını zorlaştırıyor. Son gelen verilere göre, ekonomiye 119 bin yeni istihdam eklenirken işsizlik oranı yüzde 4,4 seviyesine yükseldi. İşsizlik başvurularının 2021’den bu yana en yüksek seviyeye çıkması, iş bulmanın zorlaştığına işaret ediyor. Bu karışık tablo, Fed’e hem güvercin hem şahin argümanlar sunuyor ve faiz indirim sürecini daha belirsiz hâle getiriyor.
Fed’in Faiz İndirimi Tartışması
Piyasalar uzun zamandır Fed’in faiz indirimlerine başlamasını bekliyor. Ancak ekonomik verilerdeki düzensizlik ve enflasyondaki belirsizlik, bu adımın zamanlaması üzerinde kafa karışıklığı yaratıyor. Yapılan değerlendirmelerde, işsizlik oranının yüzde 4,5 seviyesine çıkmasının Fed’in ilk indirimi yapması için kritik bir eşik olduğu ifade ediliyor. Eğer Fed Aralık ayında indirim yapmazsa, bunun “duruş” değil, yalnızca “atlama” olarak fiyatlanacağı belirtiliyor ve Ocak ayında 25 baz puanlık bir indirim olasılığı güçlü görülüyor.
Fed’in Geleceği ve Liderlik Belirsizliği
Önümüzdeki yıl Fed’de yönetim değişikliklerinin gündeme gelmesi, piyasalarda ek bir belirsizlik unsuru yaratıyor. Bazı isimlerin faiz indirimini desteklemesi beklenirken, son dönemde bu adayların beklenenden daha şahin açıklamalar yaptıkları görülüyor. Bu da yatırımcıların politika patikasını anlamasını zorlaştırıyor. Ayrıca, Hazine Bakanı üzerinde artan siyasi baskı, tahvil piyasaları açısından ekstra risk oluşturuyor.
Tüketici Davranışlarında Kademeli Ayrışma
ABD tüketicileri ekonomik baskıları farklı şekillerde deneyimliyor. Düşük gelirli kesimlerde gerginlik artarken, yüksek gelirli tüketiciler harcamalarını sürdürüyor. Bu durum, ekonomide “K şeklinde” bir yapının oluştuğunu gösteriyor. Bu tabloya rağmen büyük perakendecilerden biri güçlü satış artışı bildirdi ve yıllık kâr tahminini yukarı yönlü revize etti. Şirketin e-ticarette yüzde 28, ücretli teslimat hizmetlerinde yüzde 70 artış kaydetmesi, orta ve üst gelir gruplarının harcamalarını artırarak ekonomide dengeleyici bir rol oynadığını ortaya koyuyor.
Perakendede Yapay Zekâ ile Yeni Dönem
Perakende sektöründe yeni bir trend yükseliyor: Agentic Shopping. Bu yaklaşım, yapay zekânın müşteri ihtiyaçlarını proaktif şekilde tahmin ederek alışveriş sürecini yönetmesini öngörüyor. Bu yöntem, müşteriyi markaya uzun vadeli olarak bağlama potansiyeli taşıyor. Teknolojiyle entegre bu yeni alışveriş modeli, ilerleyen dönemde perakende stratejilerinin merkezinde yer alacak gibi görünüyor.
Kredi Piyasalarında Zorluklar ve Riskler
Tüketici tarafındaki zorluklar yalnızca harcamalarda değil, borçlanma tarafında da kendini gösteriyor. Oto kredilerindeki temerrütlerin artması, kredi kartı borçlarının enflasyon nedeniyle reel anlamda büyümesi ve bazı alt segmentlerde finansman koşullarının zorlaşması, ekonomide kırılgan bir görünüm oluşturuyor. Bu nedenle yatırımcılar daha yüksek kaliteli tahvillere yöneliyor ve hiperskale şirketlerin finansman piyasasında avantajı büyüyor.
Sonuç: Ralli Güçlü Ama Kırılganlıklar Görmezden Gelinmiyor
Teknoloji hisseleri, özellikle de yapay zekâ odaklı şirketler, yeni bir yükseliş dönemine girmiş gibi görünüyor. Güçlü gelir tahminleri, yüksek talep ve büyüme potansiyeli piyasaları canlandırıyor. Ancak enerji altyapısından işgücü piyasasına, finansman kırılganlıklarından siyasal belirsizliklere kadar geniş bir alanda riskler devam ediyor. Bu nedenle, mevcut ralli bir iyimserlik dalgası yaratsa da, hem yatırımcılar hem politika yapıcılar açısından temkinli duruş önemini koruyor.
