Sosyal Medya

Borsa

Carry Trade Geri Döndü: Gelişen Ülke Paraları Yatırımcıların Gözdesi Oldu

Küresel piyasalarda carry trade (taşıma ticareti) stratejileri, gelişmekte olan ülke para birimlerinin değer kazanması ve döviz volatilitesinin azalmasıyla yeniden popülerlik kazanıyor. Bloomberg'in haberine göre, düşük getirili para birimlerinden borçlanarak yüksek getirili para birimlerine yatırım yapma stratejisi olan carry trade, Mayıs ayı sonunda yedi yılın en yüksek seviyesine ulaştı.

Carry Trade Geri Döndü: Gelişen Ülke Paraları Yatırımcıların Gözdesi Oldu

Küresel piyasalarda carry trade (taşıma ticareti) stratejileri, gelişmekte olan ülke para birimlerinin değer kazanması ve döviz volatilitesinin azalmasıyla yeniden popülerlik kazanıyor. Bloomberg’in haberine göre, düşük getirili para birimlerinden borçlanarak yüksek getirili para birimlerine yatırım yapma stratejisi olan carry trade, Mayıs ayı sonunda yedi yılın en yüksek seviyesine ulaştı.

Pictet Asset Management’tan Ali Bora Yiğitbaşıoğlu, “Carry trade şu anda mantıklı bir strateji,” diyerek, Beyaz Saray’ın agresif ticaret politikalarından geri adım atmasının bu stratejiyi desteklediğini belirtti.

Carry trade stratejisi, düşük volatilite dönemlerinde en iyi performansı gösterir. Ancak 2020’den itibaren Japon yeni gibi ultra düşük getirili para birimleriyle finanse edilen bu pozisyonlar, Ağustos ayında Japonya Merkez Bankası’nın faiz artırımıyla sarsıldı.

Son haftalarda küresel ticaret gerilimlerinin azalmasıyla carry trade’e olan ilgi yeniden arttı. JPMorgan Chase & Co.’nun derlediği küresel döviz volatilite endeksi, Nisan başındaki %11 seviyesinden Cuma günü %8,7’ye geriledi.

Yiğitbaşıoğlu, favori carry trade hedefleri arasında Şili pesosu ve Güney Kore wonunu gösterdi. Özellikle Güney Kore’de 3 Haziran’da yapılacak başkanlık seçimlerinin ardından wonun değer kazanması bekleniyor.

Asya’da carry trade stratejileri artan ilgi görüyor. Örneğin, Tayvan doları Mayıs başında değer kazandı ve bu para birimini fonlama aracı olarak kullanan yatırımcılar pozisyonlarını kapatmak zorunda kaldı. Hong Kong doları ise Mayıs sonunda işlem bandının zayıf tarafına geriledi.

Çin’de para politikasının gevşemesi beklentisiyle yuan da cazip bir fonlama para birimi haline geliyor. BNP Paribas’tan Ju Wang, “Yuan, çok cazip bir fonlama para birimi haline geliyor,” dedi.

Birçok gelişmekte olan ülke ekonomisinde enflasyonun ılımlı seyretmesi, bu ülkelerin tahvillerinde reel getirilerin cazip olmasını sağlıyor. Bu nedenle, Goldman Sachs ve ING gibi kurumlar, Brezilya realini en cazip uzun pozisyonlar arasında değerlendiriyor.

Invesco Ltd., mevcut küresel ortamı carry trade için uygun buluyor ve euro ile doların en uygun fonlama para birimleri olduğunu belirtiyor. Firmanın New York’taki kıdemli portföy yöneticisi Wim Vandenhoeck, “Euroda Haziran’a kadar bir miktar düşüş olabilir, bu yüzden şu anda onu fonlama para birimi olarak kullanmaktan memnunum,” dedi. Ayrıca, dolar ile finanse edilen Brezilya reali ve Türk lirası pozisyonlarına da sahip olduğunu belirtti.

Ancak, carry trade stratejilerinde dolar ile borçlanmanın dezavantajı, ABD faiz oranlarının nispeten yüksek olmasıdır. Yine de, doların zayıflamaya devam etmesi beklentisi, Latin Amerika’daki yüksek getirili para birimlerinin iyi performans göstermesini sağlayabilir. RBC BlueBay Asset Management’tan Anthony Kettle, “Şu anda gelişmekte olan piyasalarda uzun pozisyonları ABD doları ile finanse etmek en mantıklı seçenek,” dedi.

Çin dışında Gelişen Piyasa hisselerine giriş var

EPFR’nin verilerine göre, Mayıs ayının üçüncü haftasında gelişmekte olan piyasa hisse senedi fonları kolektif olarak çıkış yaşadı. Özellikle Çin’e odaklı fonlardan yapılan çıkışlar, Latin Amerika ve EMEA (Avrupa, Orta Doğu ve Afrika) hisse senedi fonlarına yapılan mütevazı girişleri gölgede bıraktı. Bu, son üç ayın en büyük çıkışı oldu.

Öte yandan, sosyal sorumluluk (SRI) veya çevresel, sosyal ve yönetişim (ESG) kriterlerine sahip fonlar, 2023’ün ilk çeyreğinden bu yana ikinci en büyük haftalık girişlerini kaydetti. Frontier Markets (Sınır Piyasalar) hisse senedi fonları ise yılın ilk kez üç hafta üst üste giriş yaşadı.

Asya’da, Çin hisse senedi fonları üst üste dördüncü hafta çıkış yaşarken, Hindistan hisse senedi fonları üst üste altıncı hafta giriş kaydetti. Kore hisse senedi fonlarından ise üst üste üçüncü hafta çıkış oldu.

Vietnam hisse senedi fonları da giriş yaşadı. Bu grup, ABD Başkanı Donald Trump’ın ilk döneminde tedarik zinciri yeniden yapılanması hikayesiyle yatırımcı ilgisi çekmişti. Ancak 2023’ten bu yana siyasi geçişler, ticaret dinamikleri ve büyük bir yolsuzlukla mücadele kampanyasının önemli kurumlar üzerindeki etkisi, bu piyasaya olan yatırımcı iştahını azaltmıştı.

Latin Amerika hisse senedi fonlarına olan girişler ortalamanın üzerinde devam etti. Ancak manşet rakam, çeşitlendirilmiş Latin Amerika Bölgesel Fonlarına yapılan 150 milyon doların üzerindeki girişle yönlendirildi. Meksika ve Brezilya hisse senedi fonları ise sırasıyla 1 milyon doların altında giriş kaydetti. Şili hisse senedi fonları, 2023’ün üçüncü çeyreğinin sonlarından bu yana en büyük girişini kaydederken, Arjantin hisse senedi fonlarına olan girişler bir hafta daha devam etti.

EMEA hisse senedi fonları, Suudi Arabistan ve Polonya’ya odaklı fonlara yapılan taahhütlerle küçük bir kolektif giriş sağladı. Afrika’ya odaklı fonlar ise son dönemde zorlanıyor. Güney Afrika hisse senedi fonları, son 10 haftanın 8’inde çıkış yaşarken, Afrika Bölgesel Hisse Senedi Fonlarından yapılan çıkışlar sekiz haftanın en yüksek seviyesine ulaştı.

Kaynak: Bloomberg, EPFR

Atilla Yeşilada ve Güldem Atabay tarafından kaleme alınan özel raporlarımıza abone olmak ister misiniz? Abonelik ücretlidir. Koşulları öğrenmek için bize e-mail atın: [email protected]

BAKMADAN GEÇME

  • Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası’nın aktifleri 190 milyar TL’yi aştı

    Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası (TKYB), 2025 yılı üçüncü çeyreğine ilişkin finansal sonuçlarını açıkladı...

  • TAV Havalimanları dokuz ayda 87 milyon yolcuya hizmet verdi

    TAV Havalimanları 2025’in ilk dokuz ayına ait finansal ve operasyonel sonuçlarını açıkladı. Dış hat trafiği geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 4 artarak 59 milyona ulaştı...

  • ANALİZ: Trump, Hindistan ve Çin’in Rus Petrolü Almaktan Caydırabilir mi?

    ABD Başkanı Donald Trump yönetimi, Rusya’nın en büyük iki petrol şirketi Rosneft ve Lukoil’e yönelik ağır yaptırımlar açıkladı. Bu adım, Moskova’ya şimdiye kadar getirilen en sert ekonomik kısıtlamayı temsil ediyor. Ancak asıl soru şu: Hindistan ve Çin bu baskıya boyun eğip Rus petrolünü terk eder mi — yoksa küresel enerji fiyatları yeni bir şokla mı karşı karşıya kalacak?

  • TCMB Rezervleri Artıyor Görünse de Altın Etkisi Maskeliyor: Gerçek Resim Düşüşte

    Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) 17 Ekim haftasına ilişkin rezerv verileri, yüzeyde güçlü bir artışa işaret etse de, altın fiyatlarındaki değerleme etkisi çıkarıldığında tablo tersine dönüyor. Swap hariç net rezervler altın etkisi hariç tutulduğunda 7,4 milyar dolar azaldı. Artan dolarizasyon, KKM çözülmesi ve yabancı giriş-çıkışlar, dış denge görünümünün kırılganlığını koruduğunu gösteriyor.

  • Hava Kuvvetlerinin stratejik aklı için Forte Teknoloji iştiraki MilSOFT’tan önemli adım…

    Hava Kuvvetleri Bilgi Sistemi (HVBS), 2007’den beri Türk Hava Kuvvetleri’nde başarıyla kullanılmasının yanı sıra uluslararası alanda da kritik bir rol üstleniyor...

  • Tüketici Güveni Verileri: Ekonomide soğuma başlıyor

    Türkiye'de tüketici güveni, Ekim 2025 verileriyle birlikte belirgin bir ayrışma ve derinleşen bir kötümserlik sergiliyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan Tüketici Güven Endeksi, aylık %0,3'lük hafif düşüşle (83,6), iki aydır süren temkinli gerilemeyi teyit ediyor. Buna karşın, Bloomberg HT Tüketici Güven Ön Endeksi ise %6,90'luk keskin bir düşüşle 65,54 seviyesine geriliyor. Bu durum, siyasi gündem ve yükselen enflasyon beklentilerinin tüketici algısını çok daha sert vurduğunu ortaya koyuyor. Her iki endeksin de 100 eşiğinin altında kalıcı olarak yer alması, yüksek faiz ve artan maliyet baskısı altında hane halkının hem mevcut durum algısında hem de geleceğe yönelik büyük harcama eğilimlerinde belirgin bir bozulma yaşandığını, bunun da ekonomide talep yavaşlaması sinyallerini güçlendirdiğini gösteriyor.

  • Ülker, sürdürülebilirlikte 10 yıllık hedeflerini aştı

    Ülker, 2014’te belirlediği uzun vadeli sürdürülebilirlik hedeflerinin 10’uncu yılını enerji verimliliği, su tasarrufu ve toplumsal projelerdeki başarılı sonuçlarla tamamladı...

  • Volkan Korkmazer: Stagflasyon Döneminde Yatırım Stratejisi

    Küresel ekonomi, 2025 Sonbaharı itibarıyla Fed'in sıkılaştırma politikalarının büyümeyi yavaşlattığı ancak arz yönlü baskıların enflasyonu inatla yüksek tuttuğu zorlu bir stagflasyonist dönemeçte bulunuyor. Klasik politika araçlarının etkisiz kaldığı bu makroekonomik görünümde, yatırımcılar için reel getiri koruması her zamankinden daha kritik hale gelmiştir.

  • ANALİZ: TCMB Aralık’ta Faiz İndirecek mi? Uzmanlar Farklı Düşünüyor

    Merkez Bankası politika faizini 100 baz puan indirerek %39,5’e çekti. Şeker, Trive, Gedik, İş ve Integral Yatırım’ın değerlendirmeleri Aralık ayında yeni bir faiz indirimi ihtimaline dair farklı senaryolar ortaya koyuyor.

  • Merkez Bankası Rezervlerinde Yeni Rekor: 198,4 Milyar Dolar

    Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) brüt döviz rezervlerinde artış eğilimi sürüyor. Bankanın verilerine göre, 17 Ekim haftasında brüt rezervler 198,4 milyar dolara ulaşarak yeni bir zirveye çıktı. Bir önceki hafta bu rakam 189,7 milyar dolar seviyesindeydi.

  • PhillipCapital’den 3Ç25 Kar Tahminleri

    2025 yılı 3. çeyrek dönem finansal sonuçları bu haftadan itibaren açıklanmaya başlanacak. Konsolide olmayan finansal sonuçlar için son tarih 30 Ekim olup konsolide sonuçlar 10 Kasım tarihine kadar açıklanacak.

  • TÜİK: Tüketici Güveni Ekim Ayında Geriledi

    Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, tüketici güveni Ekim ayında düşüşünü sürdürerek son üç ayın en düşük seviyesine indi. TÜİK’in Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası iş birliğiyle yürüttüğü Tüketici Eğilim Anketi sonuçlarına göre hesaplanan tüketici güven endeksi, Eylül ayında 83,9 iken Ekim’de yüzde 0,3 azalarak 83,6’ya geriledi.

  • Türkiye’nin 2026 Faiz Ödemeleri Rekor Seviyede: Devletin Faiz Yükü 2,7 Trilyon TL’ye Ulaşıyor

    Gelecek yıl bütçe tahminlerine göre, Türkiye’nin iç ve dış borçlarından kaynaklanan faiz yükü 2026 yılında 2,7 trilyon liraya ulaşacak. Bu da günde ortalama 7,5 milyar TL’lik faiz ödemesi anlamına geliyor. Kamu açıklarındaki yüksek seviye ve artan borçlanma maliyetleri nedeniyle, faiz ödemelerinin bütçe harcamaları içindeki payının yüzde 14,5’e çıkarak son 16 yılın en yüksek seviyesine ulaşması bekleniyor.

Benzer Haberler