Sosyal Medya

Borsa

Berkshire Hathaway’in yıllık hissedarlar toplantısı : Buffett Zirvesinde Gündem Nedir?

Berkshire Hathaway’in yıllık hissedarlar toplantısı bu hafta sonu gerçekleştirilirken, yatırım dünyasının odağı bir kez daha Warren Buffett’ın açıklamalarına çevrildi. Toplantının…

Berkshire Hathaway’in yıllık hissedarlar toplantısı : Buffett Zirvesinde Gündem Nedir?

Berkshire Hathaway’in yıllık hissedarlar toplantısı bu hafta sonu gerçekleştirilirken, yatırım dünyasının odağı bir kez daha Warren Buffett’ın açıklamalarına çevrildi. Toplantının merkezinde, şirketin 300 milyar doları aşan nakit rezervi, CEO halefiyeti ve global ekonomik gelişmelerin değerlendirilmesi yer aldı. Buffett’ın özellikle gayrimenkul yatırımlarına dair yaptığı açıklamalar, menkul kıymet piyasalarına olan yaklaşımı ve ticaret politikaları üzerine geliştirdiği perspektif, geniş yankı uyandırdı. Yatırımcılara sadece portföy stratejisi değil, küresel vizyon açısından da rehberlik eden bu açıklamalar, uzun vadeli planlamanın önemine dikkat çekti.

300 Milyar Dolarlık Nakit Rezervi ve Bekle-Gör Stratejisi

Warren Buffett liderliğindeki Berkshire Hathaway’in 330 milyar dolara ulaşan nakit pozisyonu, yatırımcılar arasında en fazla merak uyandıran konu başlıklarından biri oldu. Bu miktarın büyük kısmının ABD hazine bonolarına park edildiği ve %2 ila %4 arası getiriler sağladığı belirtilmektedir. Pasif gibi görülen bu yaklaşımın, gerçekte yüksek faiz geliri sayesinde sigorta operasyonlarındaki zararları ve diğer iş segmentlerindeki dalgalanmaları dengeleyebilecek güçte olduğu ifade edilmektedir.

Buffett, son yıllarda büyük çaplı şirket satın alımlarından uzak durmaktadır. Özellikle 2015 yılında gerçekleştirilen Precision Castparts anlaşmasından sonra doğrudan mülkiyet içeren büyük ölçekli yatırımlara yönelinmediği dikkat çekmektedir. Bunun yerine Japonya’daki ticaret şirketleri ve Pilot Flying J gibi ortaklıklar ön plana çıkmıştır. Apple hisselerinin kademeli şekilde azaltılmasına rağmen, hâlen portföyde en büyük ağırlığı bu şirket oluşturmaktadır. Apple’ı sırasıyla American Express ve Bank of America takip etmektedir.

Analist yorumlarına göre, Buffett’ın elindeki likiditeyi koruması, piyasada henüz yeterince cazip fiyatlanmış varlıkların bulunmadığı yönündeki inancını yansıtmaktadır. Alım fırsatlarını kollamakla birlikte, kısa vadeli dalgalanmalara tepki vermemekte; bunun yerine stratejik değer yaratacak yatırımlar beklenmektedir.

Gayrimenkul ve Hisse Senedi Kıyaslaması: Zaman ve Esneklik Üzerinden Bir Tercih

Toplantının en dikkat çeken bölümlerinden biri, Çin kökenli bir yatırımcının yönelttiği gayrimenkul ile hisse senedi yatırımlarının karşılaştırılmasına dair soruya verilen cevaptı. Buffett, gayrimenkul yatırımlarının zaman, taraf sayısı ve işlem karmaşıklığı açısından çok daha zorlu bir süreç olduğuna dikkat çekti. Özellikle büyük ölçekli gayrimenkul alım-satımlarında anlaşmanın yalnızca başlangıç aşaması olduğu, ardından gelen teknik ve hukuki müzakerelerin süreci ciddi anlamda uzattığı belirtildi.

Buffett, borsa üzerinden milyonlarca dolarlık işlemlerin saniyeler içinde tamamlanabildiğini, karşılıklı mutabakatla anında kapanış yapılabildiğini vurguladı. Buna karşılık gayrimenkul yatırımlarında işlemlerin nihai kapanışa ulaşmasının aylar hatta yıllar sürebildiği, duygusal faktörlerin ve borçlanma yapılarının süreci yavaşlattığı ifade edildi.

2008-2009 küresel finans krizinde dahi gayrimenkulden büyük oranda uzak durulduğu, çünkü aynı kaynak ve zamanın menkul kıymetlerde çok daha verimli değerlendirilebileceği yönünde karar alındığı aktarıldı. Buffett’ın yakın dostu Charlie Munger’ın yaşamının son beş yılında gayrimenkul ile ilgilenmiş olmasına rağmen, gençliğinde tek bir varlık türü seçmesi gerekse hisse senetlerini tercih edeceği dile getirildi. Gayrimenkul, Munger için entelektüel bir oyun alanı olarak görülmekteydi; ancak yatırım açısından daha geniş fırsatların menkul kıymetlerde bulunduğu ifade edildi.

Buffett’ın bu konudaki değerlendirmesi, yatırımcıya yalnızca finansal kazanç değil, aynı zamanda zaman ve operasyonel verimlilik açısından da avantaj sağlayan alanlara yönelmesi gerektiği mesajını içermektedir.

CEO Halefiyeti: Greg Abel ile Kurumsal Süreklilik

Yatırımcıların büyük ilgi gösterdiği bir diğer konu başlığı ise Warren Buffett’ın ardılı olacak yöneticiye dair beklentilerdi. Şirketin gelecekteki CEO’su olarak Greg Abel’ın atanması daha önce Charlie Munger tarafından duyurulmuştu. 25 yılı aşkın süredir Berkshire Hathaway bünyesinde görev alan Abel, özellikle enerji yatırımlarını yöneten Berkshire Hathaway Energy’nin başında bulunmasıyla tanınmaktadır.

Buffett’ın Abel’a dair “%100 güveniyorum” açıklaması, yönetim geçişinin istikrar içinde yürütüleceğine dair yatırımcılara güven vermektedir. Abel’ın liderliğinde şirketin agresif satın almalardan ziyade operasyonel etkinliğe ve portföydeki şirketlerin uzun vadeli değer üretimine odaklanması beklenmektedir.

Toplantıda, Abel’ın ne ölçüde karar alma gücüne sahip olacağı, hangi varlık sınıflarında risk alacağı ve portföy çeşitlendirmesini nasıl yöneteceği gibi konuların yatırımcılarca dikkatle izlendiği ifade edilmektedir.

Ticaretin Geleceği: Korumacılıktan İşbirliğine

Toplantının en çarpıcı bölümlerinden biri ise Buffett’ın ticaret politikaları konusundaki değerlendirmeleriydi. 2003 yılında kaleme aldığı ve ithalat sertifikalarına dayalı bir ticaret dengeleme sistemini savunduğu makale hatırlatılarak, bugün tarifelere karşı neden temkinli durduğu soruldu. Buffett, ithalat sertifikası önerisinin temel amacının ticaret açığını sınırlamak olduğunu, ancak bugünkü korumacı tarifelerden farklı olarak küresel refah dengesini gözeten yapılar içerdiğini belirtti.

Buffett’a göre ticaret, bir “ekonomik savaş” aracı haline getirildiğinde yalnızca finansal değil, jeopolitik riskler de yaratmaktadır. Sekiz nükleer silahlı ülkenin bulunduğu dünyada büyük ekonomilerin “kazandık” şeklindeki söylemleri küresel güvenliği tehdit etmektedir. ABD’nin olağanüstü ekonomik başarısının, diğer ülkelerle işbirliği içinde gerçekleştiği ve bu başarının paylaşılmasının tehdit değil, güvenlik unsuru olduğu vurgulandı.

Buffett, her ülkenin güçlü olduğu üretim alanlarına odaklanarak karşılıklı ticaret yapmasının daha istikrarlı ve adil bir küresel ekonomi yaratacağını savunmaktadır. Tarımsal bir ekonomiden sanayi ve finans devine dönüşen ABD’nin bu süreçte küresel ticareti nasıl kullandığını tarihsel örneklerle anlatan Buffett, bugünkü politikaların “kazanan-kaybeden” ikilemi yerine “karşılıklı refah” ilkesiyle yönetilmesi gerektiğini vurguladı.

Yeni Yatırım Yönelimleri ve Sanayi Odaklı Portföy Genişlemesi

Berkshire Hathaway’in son dönemde finans sektöründeki ağırlığını azaltarak sanayi ve savunma sanayiine yöneldiği belirtilmektedir. Özellikle Haiko ve Transdime gibi şirketler aracılığıyla havacılık ve orijinal ekipman üretimi alanlarında portföy genişletilmektedir. Bu yatırımların, uzun vadeli üretim zincirlerine dayalı ve operasyonel süreklilik sağlayan alanlara yöneldiği ifade edilmektedir.

Finansal kurumların ise artık geçmişte olduğu kadar cazip olmadığına dikkat çekilmiş; Bank of America pozisyonunun yıl başında kısmen azaltıldığı bildirilmiştir. Bu stratejik kaymanın, ekonomik döngülerden daha az etkilenebilecek sektörlere doğru yönelimi temsil ettiği belirtilmektedir.

Buffett’ın konuşmalarının genelinde, yatırımcılara sabır, likidite yönetimi ve temel analiz doğrultusunda karar alma çağrısı yaptığı gözlemlenmektedir. Kısa vadeli dalgalanmalarla şekillenen yatırım davranışlarından uzak durulması ve sürdürülebilir büyüme sağlayan varlıklara yönelinmesi gerektiği mesajı öne çıkmaktadır.

BAKMADAN GEÇME

Benzer Haberler