Sosyal Medya

Borsa

2025 hisse stratejisi:  Kırılganlıklar arasında, yüksek prim pontasiyeli

Ak Yatırım modeli bu yıl BİST-100'da %50 prim öngörüyor

2025 hisse stratejisi:  Kırılganlıklar arasında, yüksek prim pontasiyeli

Yeni endeks hedefimiz %50 artışla 14,700: Şirket bazlı model revizyonlarımıza göre 12 aylık BIST-100 endeks hedefimizi %50 getiri vaat eden 14.700 seviyesi olarak güncelledik. Düşen faiz ortamında borsanın artık yatırımcılar için daha istikrarlı bir getiri potansiyeli sunduğuna inanıyoruz. Ancak, faiz getirisinin bir süre daha cazibesini koruyacağı beklentimiz, tematik olarak öne çıkan bazı sektörlerde olumlu beklentinin zaten bir süredir fiyatlanıyor olması, geride kalan sektörlerde ise toparlanmanın gecikmeli olacağına dair sinyaller ve son olarak küresel belirsizliğin artabileceği riski en azından kısa/orta vadede hisse senedi seçimini zorlaştırıyor.

Faiz indirim döngüsü borsa için yine de katalizör olacak

Geçen yıl gösterge endeks Temmuz ayında 11,2 bin (340 USD) zirve seviyesini test etti ancak yılın başında belirlediğimiz 12 aylık endeks hedefimiz 12.000’e bu sürede ulaşılamadı (Eylül’de endeks hedefini 14.500 olarak revize ettik). Geçen yıl BIST’in yıllık getirisi %32 (dolar bazında %10) ile yıllık TÜFE artışı ile mevduat ve para piyasası fon getirilerinin altında kaldı. Endeks getirisinin zayıf kalmasında, şirket performansları kadar, Mart ayında yapılan 500 baz puanlık son faiz artışının da etkili olduğunu düşünüyoruz. Faiz indirim sürecinin Aralık sonunda başlamasıyla 2025 yılında borsa getirisinin enflasyona göre daha rekabetçi olmasını bekleriz.

 

Finansal dengelenme teması Borsayı destekliyor

Son bir yılda makro istikrarın seyri genel olarak en son Eylül Strateji güncellememizdeki tahminlerimiz doğrultusunda gerçekleşti: Yılsonu enflasyonu %44,4 ile %43 olan tahminimize yakın geldi. Türk lirası beklediğimiz gibi kur sepetine karşı reel bazlı %20 civarı güçlendi. TCMB öngördüğümüz şekilde Aralık’ta faiz indirimlerine başladı. Bu raporda 2025’e ilişkin makro tahminlerimizde çok az revizyon yaptık. Buna göre (i) TÜFE enflasyonunun 2025 sonunda %27,5 ve 2026 sonunda %16,5 olmasını, (ii) Merkez Bankası’nın önümüzdeki dört toplantıda nispeten güçlü (250 baz puan), Temmuz’dan sonraki kalan üç toplantıda daha düşük miktarsal indirimlerle politika faizini yıl sonunda %30,5’e getirmesini, (iii) buna ek olarak sonraki yıl 10,5 puanlık faiz indirimiyle politika faizinin 2026 sonunda %20’ye inmesini, (iv) gayri safi yurtiçi hasılanın 2025’de %3,2 ve 2026’da %5,0 artmasını, (iv) 2024’te GSYİH’nın %1’inin altında açık veren cari dengenin, ithalat ivmesinde belirgin hızlanma beklentimize rağmen, sınırlı bozulmayla 2025’te GSYİH’nin %2’sinin altında açık vermesini ve (v) TL’nin döviz sepetine karşı 2025’te %18 nominal değer kaybıyla, reel kurdaki değerlenmenin sınırlı (%5’in altında) olmasını bekliyoruz.

İlk yarı finans dışı sektörler ve ihracatçılar için zorlu geçebilir

Asgari ücretin beklentinin alt sınırında belirlenmesi, enflasyon eğilimleri ve firma işçilik maliyetleri açısından olumlu karşılandı. Ancak gelirlerdeki zayıflama, tüketici kredi faizlerinde sınırlı geri çekilme aynı zamanda tüketici talebinde de yavaşlamayı getirecek. Firmalar açısından da yüksek finansman maliyetleri, TL’nin son bir buçuk yıldır reel değerlenmesinin marjlar üzerindeki etkisi, talep tarafının yurt içi ve yurt dışında zayıf seyredeceği beklentisi ve ayrıca doların avro karşısında güçlenmesi kısa/orta vadeli görünümü pek çok sektör açısından dezavantajlı kılıyor.

Dolayısıyla TL’de reel değerlenmenin daha belirgin olacağı yılın ilk altı ayında önceki raporlarımızda öne çıkardığımız bankacılık, sigorta, gıda ve gıda perakendesi, sağlık hizmetleri, telekom sektörlerinin finansal performans açısından öne çıkmaya devam edeceğini; büyüme ivmesinin sürdüğü havacılık ile faiz indirim fazı ve bölgesel fırsatların güçlenmesiyle inşaat, çimento, yapı malzemeleri ve GYO’da ilginin süreceği, buna karşılık cam, demir/çelik, beyaz eşya gibi sektörlerde Çin ve Avrupa bazlı teşvik paketlerinin, küresel ticaretin seyrinin ve içeride talep koşullarını görmek için ikinci yarının bekleneceği bir yıl olacağını düşünüyoruz.

 

Küresel gelişmelerin etkisi açısından görünüm belirsiz

Jeopolitik gelişmeler, en azından son on yılda Türkiye’nin risk priminin önemli bir negatif bileşeni oldu. Özellikle 2024 yılı bölgemizde çatışmaların daha da arttığı bir yıldı. 2025’e ilişkin olarak Rusya-Ukrayna savaşının çözümüne dair artan iyimserlik, 2024 yılı sonunda Suriye’de rejim değişimi, İsrail-Filistin çatışmasında ateşkesin sürmesi jeopolitik riskleri azaltabileceği gibi bölgenin yeniden inşası ve ihracat açısından Türkiye’ye bazı fırsatlar sunabilir. Ancak ABD’de yeni dönemle birlikte küresel diplomaside öngörülebilirliğin azalması, korumacılık eğilimleri ve doların güçlenmesi, akademik çalışmalarda Türkiye’nin nispeten daha az etkilenenler arasında sayılmasına rağmen ticaret savaşlarının yaratacağı riskler de hesaba katıldığında jeopolitik gelişmelerin seyri konusunda güvenilir bir tahmin yapmak şimdilik güç görünüyor.

Not artışları en erken Nisan’a kaldı

Geçtiğimiz yıl her üç kurumdan gelen ikişer basamak artışla Türkiye’nin mevcut kredi notu şu an Fitch ve S&P’de yatırım seviyesinin üç basamak ve Moodys’de yatırım seviyesinin dört basamak altında bulunuyor. Ocak ayı gözden geçirmelerinde Moodys ve Fitch not ya da görünüm değişimi yapmadı. Kurumlar enflasyonda düşüş ve ekonomide istikrar sürerse not artışı yapabilecekleri sinyalini verdiler, finansal istikrar risklerinin ve döviz talebinin yeniden canlanması ihtimaline dikkat çektiler. Türkiye’nin bir sonraki kredi değerlendirmesi S&P tarafından Nisan ayında olacak.

Ayrıca yılın ikinci yarısında üç değerlendirme olacak. Bu değerlendirmelerde notta bir ya da iki artış gelebileceğini düşünüyoruz. Ancak ülke kredi notunun 2010’lu yıllarda olduğu gibi yeniden yatırım yapılabilir seviyeye gelmesi için enflasyonda kalıcı olarak tek haneye düşüş sinyallerinin gelmesi beklenir diye tahmin ediyoruz.

CDS ve 10 yıllık tahvilde gerilemenin sürmesi değerlemelere olumlu yansır

Türkiye’nin CDS risk priminin yıllık ortalaması geçen yıl 160 baz puan azalarak 250 – 260 baz puan aralığında istikrar sağladı. Böylece GOÜ endeksine göre fark da 200 baz puandan 100 baz puana geriledi. CDS’in 200 baz puanın altında istikrarlı kaldığı 2014 öncesinin ekonomik parametreleri ile kıyaslandığında mevcut durumun 2025 yılı içerisinde ancak 30-50 baz puan daha aşağı gelebileceğini, fakat yine de 200bps’nın üzerinde kalmaya devam edeceğini düşünüyoruz.

 

Hangi hisseler öneriliyor?

Hisse Öneri Listesine Anadolu Sigorta ve Garanti Bankası eklendi, İş Bankası listeden çıkarıldı: Değerleme modellerimizde risksiz oran (RfR) varsayımını %20’de tutuyoruz; bu da piyasa için %25,5 özsermaye maliyeti (CoE) ve %5,5 özsermaye risk primi (ERP) anlamına geliyor. Sektör bazlı seçici hisse tercihleri ile BIST’e ilişkin temkinli iyimserliğimiz korunuyor. Böylece geçiş yılının ilk yarısı için öneri listemizde Anadolu Sigorta, BİM, Ford Otosan, Garanti Bankası, Koç Holding, Mavi, MLP Care, Migros, Otokar, Turkcell, Türk Hava Yolları ve Yapı Kredi Bankası yer alıyor.

 

 

Kaynak:  Ak Yatırım

BAKMADAN GEÇME

  • Çetin Ünsalan Yazdı: ‘Yönetimde tacir ve sanayici farkı…’

    Trump’ın görev başına geldiği 2025 Ocak ayından bu yana, dünya ekonomisinde sular durulmuyor...

  • PwC Türkiye: Bankacılık sektöründe dolandırıcılıkla etkin mücadele, tüm paydaşların iş birliği ile mümkün

    PwC Türkiye, finansal dolandırıcılığın giderek daha karmaşık ve yaygın hale geldiği günümüzde bankacılık sektörüne ışık tutacak kapsamlı bir araştırmaya imza attı...

  • FKB Ekonomik Görünüm Endeksi Ağustos ayında geriledi…

    Finansal Kurumlar Birliği’nin İstanbul Üniversitesi iş birliğinde geliştirdiği “FKB Ekonomik Görünüm Endeksi”nin (FKB-EGE) Ağustos ayı bülteni yayımlandı...

  • Gedik Yatırım model portföyüne ‘Coca Cola İçecek’i ekledi

    Son 12 ayda düşük karlılık döneminin ardından şirketin daha iyi bir karlılık döngüsüne girdiğine inandığımız için Coca Cola İçecek'i portföyümüze ekliyoruz...

  • Kimpur, 2024 Entegre Raporu’nu Yayınladı

    Türkiye’nin önde gelen poliüretan sistem evi Kimpur, beşinci raporunu yayımladı. İlk iki yılı sürdürülebilirlik raporu, son üç yılı entegre rapor formatında olmak üzere beş yıldır düzenli olarak raporlama yapan şirket, “Yarınların iklim ile değil, bilinç ile şekillendiği bir dünya” temasıyla hazırladı...

  • Goldman Sachs’tan Uyarı: ABD Hisselerinde “Altın Saçlı Kız” Senaryosunu Tehdit Eden Üç Büyük Risk!

    ABD borsaları Trump’ın gümrük tarifeleri, yapay zeka rallisi ve Fed’in faiz indirim beklentileri ile tarihi zirvelere yaklaşırken, Goldman Sachs üç büyük risk konusunda yatırımcıları uyardı: stagflasyon ihtimali, uzun vadeli tahvil piyasasında sert dalgalanmalar ve ABD dolarında keskin değer kaybı. Bankaya göre bu riskler gerçekleşirse, ABD hisse senetlerinde görülen “Goldilocks” yani ne çok sıcak ne çok soğuk, denge ekonomisi beklentisi hızla dağılabilir.

  • Eski MKE Başkanı İsmet Sayhan Tutuklandı: Assan Group’a Ait 10 Şirkete Kayyum Atandı

    İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü “Selahattin Yılmaz suç örgütü” soruşturması kapsamında gözaltına alınan eski Makine ve Kimya Endüstrisi (MKE) Yönetim Kurulu Başkanı İsmet Sayhan tutuklandı. Soruşturma çerçevesinde, Assan Group sahibi Emin Öner ve şirket genel müdürü Gürcan Okumuş hakkında “FETÖ üyeliği” ve “askeri casusluk” suçlarından gözaltı kararı verildi. Assan Group’a bağlı 10 şirkete Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) kayyum olarak atandı.

  • TCMB: Konut Kredileri Kaynaklı Nakit Akışı İç Tüketimi Destekliyor

    Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) “Ekonomi Notları” raporuna göre, konut kredilerinden kaynaklanan nakit akışı kanalı, 2024 yılında özel tüketime %6,9 oranında katkı sağladı. Raporda, bu etkinin, sıkı para politikasına rağmen tüketimdeki yavaşlamayı sınırlayan temel faktörlerden biri olduğu vurgulandı. Düşük faizle geçmişte çekilen uzun vadeli konut kredilerinin, enflasyonla eriyen faiz yükü sayesinde hâlâ iç talebi desteklediği ortaya kondu.

  • ANALİZ: İmalat Sanayiinde Zayıflık Sürüyor: Ağustos Verileri KKO’da 5 Yılın Dip Seviyesini Gösterdi

    TCMB’nin Ağustos 2025 verileri, imalat sanayiindeki zayıflığın sürdüğünü ortaya koydu. Mevsimsellikten arındırılmış kapasite kullanım oranı (KKO) aylık 0,5 puan gerileyerek %73,6 seviyesine indi ve son 5 yılın en düşük seviyesine ulaştı. Ancak taşıt sektöründe planlı üretim duruşları dışlandığında, genel görünüm yatay kaldı. Reel Kesim Güven Endeksi (RKGE) yeniden eşik değerin üzerine çıktı, fakat tarihsel ortalamanın altında kalması, üretimdeki toparlanmanın sınırlı olduğunu gösteriyor.

  • TCMB Anketi: Enflasyon Beklentilerinde Gerileme Devam Ediyor

    Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) Ağustos 2025 anket sonuçları, hanehalkı, reel sektör ve piyasa katılımcılarının 12 aylık enflasyon beklentilerinde düşüş olduğunu ortaya koydu. Hanehalkı beklentisi %54,1’e, reel sektör beklentisi %37,7’ye ve piyasa katılımcıları beklentisi %22,8’e geriledi. Uzmanlara göre, bu eğilim Türkiye’nin dezenflasyon sürecine dair iyimserliği güçlendiriyor.

  • Fed bağımsızlığı endişeleri ve artan borç, doları baskılıyor

    ABD Merkez Bankası'nın (Fed) bağımsızlığına yönelik tehditler ve Ülkede kötüleşen bütçe açığı, dolar için yapısal stres faktörleri olarak öne çıkıyor. Commerzbank ekonomisti Antje Praefcke'ye göre, bu iki temel faktör doların değerini sürdürme kapasitesini olumsuz etkileyebilir.

  • Morgan Stanley’den Uyarı: S&P 500’deki Ralli “Kırılgan” Olabilir

    S&P 500 endeksi Nisan ayındaki dip seviyesinden bu yana %29 yükseldi. Manşet veriler, güçlü büyüme, yönetilebilir enflasyon ve dev teknoloji şirketlerinin beklentileri aşan kârlarıyla “iyimser bir piyasa” hikâyesini besliyor. Ancak Morgan Stanley, bu tablonun yüzeyin altında farklı bir hikâyeye işaret ettiğini söylüyor. Bankaya göre, teknoloji hisselerine aşırı bağımlı ralli, genişlemeyen kâr marjları ve AI yatırımlarında olası kapasite fazlası riskleri yatırımcılar için kırılgan bir ortam yaratıyor.

  • En Alttakilerin Ak Parti’ye, En Üsttekilerin CHP’ye Oy Vermesinde Bir Tuhaflık Yok mu?

    Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) geçtiğimiz günlerde yayınladığı “Sosyoekonomik Seviye 2023” araştırmasını, “Artık bu veride de manipülasyon yoktur herhalde -inşallah-” düşüncesiyle…

Benzer Haberler