Sosyal Medya

Gündem

Bekir Ağırdır: CHP için büyük başarı hikâyesi

CHP’nin başarısında elbette birinci aktör Ekrem İmamoğlu oldu. Hem genel seçimlerin hemen ardından partisini kurultaya zorlayan duruşu, kurultay süreci ve yerel seçim sürecindeki kararlı ve iddialı kampanyası ve söylemiyle bugün tabloda görülen CHP başarısının ilk mimarı o. Özgür Özel bu tabloyla beraber artık gerçek bir genel başkan olma fırsatı yakaladı. Elbette bir de 30 puanlık fark üretmiş Mansur Yavaş etkisi var

Bekir Ağırdır: CHP için büyük başarı hikâyesi

Hayat ustam Tarhan Erdem’i anarak sık kullandığı bir cümlesini hatırladım, “Seçmenin mahşeri vicdanı her zaman çalışır” derdi. Yerel seçim sonuçları, seçmenin siyasette aradığı ve partilerin, liderlerin yaptıklarından ötede oluşturduğu yeni dengeyi gösterdi.

Aslında pazar akşamı karşımıza çıkan siyasal manzaranın ve o meşhur renkli haritanın 14 Mayıs genel seçimleri akşamı oluşması beklenirdi. Seçmenin gündelik hayatın dertlerinden, merkezileşmeye, keyfileşmeye, adaletsizliğe, hukuksuzluğa tepkisinin emareleri de bolca vardı. Kılıçdaroğlu ve Akşener ikilisi mucizeyi gerçekleştirip kaybetmeyi başarınca başka bir tablo oluşmuştu. Bu nedenle pazar akşamı karşılaştığımız tablo esas itibarıyla ertelenmiş ve gecikmiş bir tabloydu. Doğal gidişattan sapma bu seçimde değil 14 Mayıs’ta gerçekleşmişti.

Yerel seçimin sayısal, siyasal, toplumsal analizlerini birkaç katmanda yapmamız gerekir diye düşünüyorum; tabelanın gösterdikleri, tabelanın siyasal sonuçları ve sosyolojik tarafı.

Sayısal sonuçlara parti oylarının anlamları ve siyaset dünyası üzerinden bakalım. İlk olarak şunu tespit edelim; sonuç CHP için oldukça büyük bir başarı hikayesi gösteriyor. CHP 1973 genel seçimlerinden beri ilk kez birinci parti konumuna yükseldi. Ülkenin ekonomik kapasitesinin dörtte üçünü barındıran coğrafya CHP’li yerel yönetimlere geçti.

Dinamiklerin ipuçları

İkincisi, merkezileşmeyi daha da güçlendirmeyi hedefleyen ulusal iktidara karşı yerelden bir güç dengelenmesi oluştu.

Üçüncü ve daha önemlisi uzun süredir iktidar bloku lehine olan yüzde 52-48’lik denge 50-50’lik bir yere evrildi.

Dördüncüsü iktidar ve özellikle AK Parti oy kaybetmeye devam ediyor. İttifaklarla iktidarını sürdürme fırsatını kullanmış olsa da artık eskisi kadar güçlü değil ve ortaklarına mecburiyeti güçlenerek sürüyor. Daha da önemlisi AK Parti 2019 yılından beri adım adım kitle partisi özelliğini kaybetmiş durumda.

Seçmen üzerinden analizleri yaptığımızda ise dipte başka eğilimler, üzerinde çokça çalışılması, araştırılması, tartışılması gereken dinamiklerin ipuçları görülüyor.

Bu analizler için tabloya tabeladan değil seçime katılmayan seçmenleri de dikkate alarak toplam seçmen üzerinden bakmak her zaman daha sağlıklı sonuçlar çıkarmamızı sağlıyor.

(Tablo 1) Yukarıdaki tablo 31 Mart’ta tüm seçmenlerin yerel meclis oyları ve yerel belediye başkanlıkları oylarını kıyaslayarak gösteriyor.

Bu tablonun çıkarımlarının elbette birincisi seçime katılmayan seçmenlerin sayısının büyüklüğü. Her 100 seçmenin 25’inin tercihleri seçim tabelasında yok, seçime katılmamışlar.

Başkanlık oyları ile meclis oylarını kıyasladığımızda öne çıkan örüntü seçmenin başkanlık yarışlarında büyüklere doğru meylettiğini gösteriyor. Belediye başkanlığı yarışlarında seçmen ikili rekabete, bir bakıma kazanacak adaylara doğru toplaşma eğilimi göstermiş. Bu da yerel seçimlerle genel seçimlerin dinamiklerinin farklı olduğuna dair efsanenin gerçek olmadığını gösteriyor. Sıkça yazdığım gibi yerel seçimlerin dinamikleri çok büyük ölçüde ulusaldaki siyasi pozisyonlardan besleniyor uzun bir süredir. Daha da önemlisi seçmen belki de ittifaklar gibi zorlama yöntemler yerine kendisi iki kanatta da konsolide oluyor.

Nitekim tabloya ittifaklar üzerinden baktığımızda, blok içi partilerin seçmenlerinin AK Parti ve CHP’li başkan adaylarında toplaştıkları sayısal olarak da görülüyor. AK Parti’li başkan adayları AKParti’nin meclis oylarından 1.5 milyon fazla oy almış ve bu oyların neredeyse tamamı Cumhur İttifakı partilerinin meclis oylarındaki eksilmesinin tam karşılığı kadar. CHP’li başkan adaylarının aldıkları 1.6 milyon partisinin meclis oylarından fazla oy da yalnızca Millet İttifakı partilerinin değil tüm muhalif seçmenin farkları kadar. Seçmen başkanlık oylarında iki tarafta da bir konsolidasyon üretmiş. Daha da önemlisi partilerin yönetimleri, kurumsal akılları arası ittifaklar üzerinden değil seçmen gözünde daha geniş bir ittifak oluşmuş.

Seçmen eğiliminde de tabeladaki parti oyları üzerinden de bakıldığında küçük partiler seçmen gözünde ağırlıklarını kaybetmeye başlamışlar. İstisna olarak Yeniden Refah Partisi’nin yükselişi var. YRP ve genel eğilim seçimlerden öncesinde sıkça yazdığım genel eğilimi teyit ediyor. Seçmen gidişattan rahatsız ama hala bloklar arası değil blok içinde hareket ediyor ya da seçimlere katılmayarak kendisini var olan kutupların dışına çekiyor.

Seçmen duruşu

(Tablo 2) Nitekim aşağıdaki 2024 yerel meclis oyları ile 2023 genel seçim oylarını sayısal olarak gösteren tablo daha önemli ipuçları veriyor.

31 Mart’ta seçim sonuçlarını etkileyen en önemli seçmen duruşunun seçime katılmamak olduğu görülüyor. 2023 genel seçimlerinde 7.5 milyon seçmen oyu hesaplara girmemişken bu kez 15.5 milyon seçmen oyu tabelada yok. Her dört seçmenden birisinin yerel seçimlerdeki siyasi tercihini bilmiyoruz, kendi arzularıyla katılmamışlar.

AK Parti 2023’te her 100 seçmenin 30’unun oyunu alabilmişken bu kez 24’ünün oyunu alabilmiş. Cumhur İttifakı 2023’te toplam seçmen üzerinden yüzde 42.6 oy oranına ulaşmışken bu kez yüzde 35.8’e gerilemiş. İttifak olarak toplamda 4 milyon oy kaybetmiş gibi görünse de AK Parti 3.7 milyon MHP 2.3 milyon oy kaybetmiş, bunların 1.7 milyonu YRP üzerinden ittifak arkasında durmaya devam etmiş görünüyor. Seçime katılmamış 6.5 milyon seçmenin 4 milyonunun Cumhur İttifakı seçmenleri olduğunu tahmin edebiliriz.

CHP oy sayısı 2.4 milyon artmış ama hatırlatalım CHP’nin 2023 oylarında listelerinde yer verdiği Saadet, Deva, Gelecek ve Demokrat partileri oyları da vardı. Millet İttifakı partileri arasında en büyük oy kaybı 3.1 milyon seçmenle İYİ Parti’de. Aslında bu denli büyük siyasi sonuçlar üreten yerel seçimde Millet İttifakı partilerinin toplamda yeni kazandığı seçmen toplamı 300 bin. Bir bakıma varsayımsal olarak Millet İttifakı partileri seçmenleri seçime katılmışlar.

Muhalefet blokundaki diğer partilerin tümü 14 Mayıs’tan bu yana net seçmen kaybı yaşamışlar.

Seçmen sayıları üzerinden bakıldığında iktidar bloku seçmenlerindeki eksilme kayda değer biçimde görünürken muhalif blokta Millet İttifakı dışında kalmış partilerde de eksilme gözleniyor. Bu eğilimin önemli başkaca siyasi sonuçlarını yakın gelecekte göreceğimizi sanıyorum.

Önderlik eden figür oldu

(Tablo 3) Nitekim aşağıdaki tablo 14 Mayıs genel seçimlerindeki parti oyları ile yerel meclislerdeki seçmen tercihleri üzerinden iktidar ve muhalefet blokları sayıları kıyası daha anlamlı bir şey söylüyor. İktidar ve muhalif blok seçmenleri sayısal ve oransal olarak eşitlenmiş. Bunu üreten seçimlere katılmayan seçmenler olmuş aslında. Ve katılmama iki blokta da gözleniyorsa da daha büyük eksilme iktidar blokunda. İktidar bloku seçmeni bu kez eleştirilerini oy vermeyerek göstermiş.

Bu sayısal analizlerden siyasal bir sonuç çıkaracaksak şunu söylemek mümkün. Seçmen hem gidişattan hem de siyasi partilerden rahatsız olsa da önündeki seçenekler içinden de bu kez özellikle belediye başkanlıklarında CHP’li adaylara çok önemli bir fırsat alanı açmış.

CHP’nin başarısında elbette birinci aktör Ekrem İmamoğlu oldu. Hem genel seçimlerin hemen ardından partisini kurultaya zorlayan duruşu, kurultay süreci ve yerel seçim sürecindeki kararlı ve iddialı kampanyası ve söylemiyle bugün tabloda görülen CHP başarısının ilk mimarı o. Hatta İmamoğlu yerel seçim sürecinde toplumsal muhalefeti de umutsuzluk duygusundan olası başarıya inandıran, önderlik eden figür oldu. Öte yandan Özgür Özel bu tabloyla beraber artık gerçek bir genel başkan olma fırsatı yakaladı. Elbette bir de 30 puanlık fark üretmiş Mansur Yavaş etkisi var. Bu üçlünün her birinin farklı karakterleri, siyasi referansları ve hatta farklı vizyonları olduğunu biliyoruz ama tümü CHP’nin şu andaki yerel seçim başarısına katkı üretmiş.

Yazının tamamı burada.

BAKMADAN GEÇME

  • Goldman Sachs’tan Uyarı: ABD Hisselerinde “Altın Saçlı Kız” Senaryosunu Tehdit Eden Üç Büyük Risk!

    ABD borsaları Trump’ın gümrük tarifeleri, yapay zeka rallisi ve Fed’in faiz indirim beklentileri ile tarihi zirvelere yaklaşırken, Goldman Sachs üç büyük risk konusunda yatırımcıları uyardı: stagflasyon ihtimali, uzun vadeli tahvil piyasasında sert dalgalanmalar ve ABD dolarında keskin değer kaybı. Bankaya göre bu riskler gerçekleşirse, ABD hisse senetlerinde görülen “Goldilocks” yani ne çok sıcak ne çok soğuk, denge ekonomisi beklentisi hızla dağılabilir.

  • Eski MKE Başkanı İsmet Sayhan Tutuklandı: Assan Group’a Ait 10 Şirkete Kayyum Atandı

    İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü “Selahattin Yılmaz suç örgütü” soruşturması kapsamında gözaltına alınan eski Makine ve Kimya Endüstrisi (MKE) Yönetim Kurulu Başkanı İsmet Sayhan tutuklandı. Soruşturma çerçevesinde, Assan Group sahibi Emin Öner ve şirket genel müdürü Gürcan Okumuş hakkında “FETÖ üyeliği” ve “askeri casusluk” suçlarından gözaltı kararı verildi. Assan Group’a bağlı 10 şirkete Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) kayyum olarak atandı.

  • TCMB: Konut Kredileri Kaynaklı Nakit Akışı İç Tüketimi Destekliyor

    Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) “Ekonomi Notları” raporuna göre, konut kredilerinden kaynaklanan nakit akışı kanalı, 2024 yılında özel tüketime %6,9 oranında katkı sağladı. Raporda, bu etkinin, sıkı para politikasına rağmen tüketimdeki yavaşlamayı sınırlayan temel faktörlerden biri olduğu vurgulandı. Düşük faizle geçmişte çekilen uzun vadeli konut kredilerinin, enflasyonla eriyen faiz yükü sayesinde hâlâ iç talebi desteklediği ortaya kondu.

  • ANALİZ: İmalat Sanayiinde Zayıflık Sürüyor: Ağustos Verileri KKO’da 5 Yılın Dip Seviyesini Gösterdi

    TCMB’nin Ağustos 2025 verileri, imalat sanayiindeki zayıflığın sürdüğünü ortaya koydu. Mevsimsellikten arındırılmış kapasite kullanım oranı (KKO) aylık 0,5 puan gerileyerek %73,6 seviyesine indi ve son 5 yılın en düşük seviyesine ulaştı. Ancak taşıt sektöründe planlı üretim duruşları dışlandığında, genel görünüm yatay kaldı. Reel Kesim Güven Endeksi (RKGE) yeniden eşik değerin üzerine çıktı, fakat tarihsel ortalamanın altında kalması, üretimdeki toparlanmanın sınırlı olduğunu gösteriyor.

  • TCMB Anketi: Enflasyon Beklentilerinde Gerileme Devam Ediyor

    Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) Ağustos 2025 anket sonuçları, hanehalkı, reel sektör ve piyasa katılımcılarının 12 aylık enflasyon beklentilerinde düşüş olduğunu ortaya koydu. Hanehalkı beklentisi %54,1’e, reel sektör beklentisi %37,7’ye ve piyasa katılımcıları beklentisi %22,8’e geriledi. Uzmanlara göre, bu eğilim Türkiye’nin dezenflasyon sürecine dair iyimserliği güçlendiriyor.

  • Fed bağımsızlığı endişeleri ve artan borç, doları baskılıyor

    ABD Merkez Bankası'nın (Fed) bağımsızlığına yönelik tehditler ve Ülkede kötüleşen bütçe açığı, dolar için yapısal stres faktörleri olarak öne çıkıyor. Commerzbank ekonomisti Antje Praefcke'ye göre, bu iki temel faktör doların değerini sürdürme kapasitesini olumsuz etkileyebilir.

  • Morgan Stanley’den Uyarı: S&P 500’deki Ralli “Kırılgan” Olabilir

    S&P 500 endeksi Nisan ayındaki dip seviyesinden bu yana %29 yükseldi. Manşet veriler, güçlü büyüme, yönetilebilir enflasyon ve dev teknoloji şirketlerinin beklentileri aşan kârlarıyla “iyimser bir piyasa” hikâyesini besliyor. Ancak Morgan Stanley, bu tablonun yüzeyin altında farklı bir hikâyeye işaret ettiğini söylüyor. Bankaya göre, teknoloji hisselerine aşırı bağımlı ralli, genişlemeyen kâr marjları ve AI yatırımlarında olası kapasite fazlası riskleri yatırımcılar için kırılgan bir ortam yaratıyor.

  • En Alttakilerin Ak Parti’ye, En Üsttekilerin CHP’ye Oy Vermesinde Bir Tuhaflık Yok mu?

    Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) geçtiğimiz günlerde yayınladığı “Sosyoekonomik Seviye 2023” araştırmasını, “Artık bu veride de manipülasyon yoktur herhalde -inşallah-” düşüncesiyle…

  • Neden Kasko Yaptırmalısınız?

    Günlük ulaşımı hızlandırmak, şehirlerarası seyahatlerde konfor sağlamak ya da iş hayatında zaman kazandırmak açısından otomobiller vazgeçilmez birer parça haline gelmiş…

  • Lezzetli Bir Hediye Alternatifi : Yenilebilir Çiçek & Meyveler

    Hediye kültürü, insanlık tarihi kadar eski ve köklü bir gelenektir. Yüzyıllar boyunca insanlar, sevdiklerini mutlu etmek, özel anları kutlamak veya…

  • YKS Sonuçları: Devlet Üniversiteleri Doldu, Özel Üniversiteler Boş Kaldı

    Fahiş zamlar özel üniversiteleri boşalttı

  • Atilla Yeşilada: Dünyayı sarsacak 5 trend: Çileli yıllar başlıyor!

    İşte dünyayı önümüzdeki yıllarda sarsacak trendler! 00:00 Merhaba 03:04 Yaşlanıyoruz! 04:05 Küresel ısınma ve iklim değişikliği! 05:55 Yeni salgınlar kaçınılmaz! 06:36 Büyük güçler savaşı! 10:13 Dünya bu borcu ödeyemez! 12:00 Yapay zeka

  • Memur zam yerine hava aldı!

    Kamu Görevlileri Hakem Kurulu, memur maaşları ve memur emeklisi aylıkları için 2026 ve 2027 zam oranlarını belirledi. Karara göre, 2026’nın ilk 6 ayında %11, ikinci 6 ayında %7, 2027’nin ilk 6 ayında %5 ve ikinci 6 ayında %4 zam yapılacak. Toplu sözleşmede taban aylığa 1000 TL eklenmesi kesinleşirken, sosyal haklarda da çeşitli iyileştirmeler karara bağlandı.

Benzer Haberler