Sosyal Medya

Gündem

Saim Uysal:  Son faiz kararı şahin duruşa devam

Hane halkı enflasyon beklentileri hala çok yüksek. Bu kesimde dezenflasyonun düşeceği olgusu oluşmadı. Merkez Bankası yıl sonu tahmininin gerçekleşmesi bu koşullarda zor olacak.

Saim Uysal:  Son faiz kararı şahin duruşa devam

Para Politikası Kurulu (PPK) Nisan ayı faiz kararında piyasaların beklentisi dahilinde gösterge repo faizinde değişikliğe gitmedi. Politika faizi %50’de sabit bırakıldı. Açıklamada; “Para politikasında kararlı duruş, yurtiçi talepte dengelenme, Türk lirasında reel değerlenme ve enflasyon beklentilerinde düzelme vasıtası ile aylık enflasyonun ana eğilimi düşürülecek ve dezenflasyon 2024 yılının ikinci yarısında tesis edilecektir.” denildi.

 

Yeni yönetimin şahin duruşu devam ediyor. Yurtiçi talepteki direnç sürüyor. Hizmet enflasyonundaki seyir ve katılık, beklentiler, jeopolitik riskler ile gıda fiyatlarının enflasyonist baskıları canlı tuttuğu hususu söz konusu açıklamada önemle vurgulanıyor. Mart ayında aylık enflasyonun ana eğiliminde devam eden zayıflamaya rağmen enflasyon yüksek gerçekleşmiştir. Yeni yönetimin izlediği para politikası maliye politikası ile pekiştirildiği takdirde (ki kanaatimizce bunun hazırlıkları yapılıyor. Mayıs ayında önlemleri görmüş olacağız) dezenflasyon sürecinde önemli mesafeler alınacaktır. İzlenen politikayı olumlu bulmakla birlikte bize göre programın sonuç alma sürecini uzatan bazı eksiklikler mevcut. Öncelikle Bankacılık-Reel Sektör-Tüketiciler bazında “Güven” tam oluşmadığından program içselleştirilemiyor. TCMB tarafında iletişime daha fazla ağırlık verilmesinde fayda var. Sıkılaşma dozajı arttırılmalı. Ancak bu sıkılaşma sürecinde devam eden kredi kısıtlamalarının da kaldırılması gerekiyor. Ekonomik yavaşlamanın “Zombi” (Finansmanının büyük bir bölümünü borçla yapan, anaparayı ödeyemeyen, sürekli kamu desteğini dile getiren verimsiz şirketler. IMF tarafından 1997-2020 dönemini kapsayan bir araştırmada dünyadaki 46 ülke arasındaki zombi şirket oranlarında ülkemiz birinci olmuş.) niteliğindeki şirketleri zor durumda bırakacağı kesin. Henüz Ocak-Şubat verileri hala ekonomide canlılığın devam ettiğini gösteriyor. Mart-Nisan verilerini görmemiz lazım. Seçim sonrasında icra dosyaları artışı ve kredi kartı ödemelerindeki aksamalar yavaşlamanın geleceğini gösteren emareler. Bu dezenflasyon sürecinde bedel ödenirken son iki yılda servetleri oransız artan kesimler ile yine oransız azalan geniş halk kitlelerine yükler eşit dağıtılmamalı.

Üretici ve tüketici paydaşlarında güvensizlik doğuran bir başka olgu ise döviz kurunun baskılanmaya devam edilmesi. Bu baskının ilanihaye devam etmesi mümkün değil. Beklentilerin bozulmasına yol açıyor. Merkez Bankası beklenti anketleri kurumların görüşlerini yansıtıyor. Hane halkı enflasyon beklentileri hala çok yüksek. Bu kesimde dezenflasyonun düşeceği olgusu oluşmadı. Merkez Bankası yıl sonu tahmininin gerçekleşmesi bu koşullarda zor olacak. Önden yüklemeli faiz artırımı yerine kademeli artırım tercihi sonuç almayı zorlaştırdı. Ayrıca yeni bir durum daha var. Aşırı yüksek şirket karlarının yarattığı bir enflasyon da yaygınlaşıyor. Yük paylaşımında kamunun da taşın altına elini koyacağı söylemleri başladı. Bu konuda kamuoyunu tatmin edici önlemler gerekli. Göstermelik birkaç tasarruf tedbirleri genelgesinden sonuç beklenmemeli. Tüm önlemlerin(gelirlerini arttırılması-giderlerin azaltılması) belli bir bütünlük içinde alınması gerekiyor.

 

2013 yılında başlayan ekonomik ve siyasi kırılma çok pahalıya mal oldu. 2013 yılında dünya ekonomisinin %1.24’ünü Türkiye oluştururken bu oran 2023’te %1.06’ya düştü. Önümüzdeki bir yıl içinde ödenecek dış borç tutarı rekor kırdı. Bir dönem Dünya ortalamasından 1500 dolar üstü olan Türkiye’nin kişi başı milli geliri ortalamadan 500 dolar geriye düştü. Kişi başı milli gelirde Türkiye 10 senede 6 sıra geriledi (Euronews). Kayıtdışı ekonominin GSYH’ye oranı bakımından hala 2000’li yılların başındaki % 29.6 (Mahfi Eğilmez Yeni Ekonomi) oranını azaltamadık, azaltmadık. Azaltma yönünde ne irade ne de çaba gösterdik. Unutmayalım ki kapitalist sistemde finansman vergi ile olur. Vergi ödemeyen vatandaş sistemle bütünleşemez, hesap soramaz. 60 milyonu aşan seçmen sayısına rağmen bunun dörtte birini geçmeyen vergi mükellefimiz var. Külfete katlanmadan nimete sahip olunmaz. Zaman çok hızlı geçiyor. Cumhuriyetin kurucuları ilk dönemlerinde tüm zorluklara rağmen dönemlerini başarıyla tamamladılar. Son 10 yılımızı başarısız macera arayıcı politika deneyleri ile harcadık. Gelir ve servet dağılımının adaletsizliğinde rekorlar kırdık.

 

Sadece para politikası ile bir yere gelinebiliniyor. Gelir dağılımındaki problemleri de dikkate alan köklü bir maliye politikası gerekli. Enflasyonu düşürsek bile emekli, ücretli, çiftçi ve küçük esnaf gibi insanlarımızın mali durumu vahametini koruyor.

 

 

Yazarın blog sitesinden yeniden yayınlandı, lütfen ziyaret edin

 

 

BAKMADAN GEÇME

  • Manisa Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek hayatını kaybetti

    Manisa Celal Bayar Üniversitesi Hafsa Sultan Hastanesi’nde yoğun bakımda tedavisi süren Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek hayatını kaybetti. Oturduğu…

  • Bankalardan 2024’te 15,6 Trilyon TL’lik Kredi: Vatandaş Borçla Ayakta Duruyor

    Türkiye’de kredi hacmi 2024 yılı itibarıyla rekor kırarak 15,6 trilyon TL’ye ulaştı. Faiz politikasındaki yön değişikliğiyle birlikte hızla artan kredi…

  • Los Angeles Yanıyor: Trump’ın Askeri Müdahalesi Şiddeti Körükledi

    ABD Başkanı Donald Trump’ın federal emirle Ulusal Muhafızları Los Angeles’a göndermesi, göçmenlik baskınlarına karşı başlatılan protestoları daha da şiddetlendirdi. Şehirde…

  • Tekstilde Kriz Derinleşiyor: Üç Ayda 35 Bin Kişi İşsiz Kaldı

    Türkiye’nin en çok istihdam sağlayan ve en yüksek katma değer üreten sektörlerinden biri olan tekstil ve hazır giyim, tarihinin en ciddi krizlerinden birini yaşıyor. Cumhuriyet’ten Elif Özge Yalçın’ın haberine göre, 2022 yılında 1 milyon 225 bin kişiye istihdam sağlayan sektör, 2025’in ilk çeyreği itibarıyla yaklaşık 300 bin kişiyi işsiz bıraktı. 2 bin 147 firma kapandı.

  • AGBİ: Ekonomide Tartışma Sürüyor, Ancak Şimşek Ekibi İçin Geri Dönüş Yok

    Mehmet Şimşek’in Hazine ve Maliye Bakanlığı görevine dönüşünün üzerinden iki yıl geçti. Bu süre zarfında Türkiye, ekonomide köklü bir politika değişimine tanıklık etti. Ancak gelinen noktada Şimşek’in uyguladığı ortodoks ekonomi programı, hem içeriden hem dışarıdan eleştiriler alıyor. Ancak, AGBİ'ye  göre, görevine devam etmesi kesin. Erdoğan için geri dönüş yok! 

  • AGBİ: Türkiye Sağlık Turizminde Vites Yükseltiyor: Yeni Hedef 20 Milyar Dolar

    Arabian Gulf Business Insight haberine göre Türkiye, sağlık turizminde yakaladığı ivmeyi sürdürülebilir büyümeye dönüştürmek için yeni pazarlara açılmaya, hizmet yelpazesini genişletmeye ve yatırım altyapısını güçlendirmeye hazırlanıyor. Yeni hedef onyıl sonunda  $20 milyar gelir. 

  • Borsa: Bilançolar Beklentileri Karşılamadı, Gözler Faiz İndiriminde

    Borsa İstanbul’da bilanço sezonları genellikle yatırımcılar için heyecan verici dönemlerdir. Şirketlerin finansal performanslarını ortaya koyan bu dönemlerde hisse bazlı hareketlilik artar. Ancak son birkaç çeyrektir açıklanan bilançolar, ne yatırımcıları ne de piyasayı tatmin ediyor. Zeynel Balcı’ya göre, bilançolardaki bu sönüklüğün temel nedenleri arasında zarar açıklayan ya da düşük kâr bildiren şirketlerin ağırlıkta olması var. Artık umut faiz indiriminde.

  • Gelişen Piyasalarda İmalat Daralması: 2022’den Bu Yana İlk Üretim Düşüşü

    S&P Global tarafından derlenen en son PMI verilerine göre, gelişen piyasalarda ekonomik büyüme Mayıs ayında yavaşladı. Bu düşüşün ana nedeni, imalat sektöründe üretimin yeniden düşüşe geçmesi oldu. 2 Nisan’da açıklanan yeni ABD tarifelerinin ve artan belirsizliğin, özellikle mal üretimi yapan sektörler üzerinde baskı yarattığı belirtiliyor.

  • Küresel Yaşlanmanın Altın Çağı: Goldman Sachs’ın 2075 Vizyonu

    Goldman Sachs’ın 2025 tarihli yeni araştırması, dünya nüfusunun yaşlanmasının felaket senaryosu olmadığını, aksine küresel ekonomiye yeni fırsatlar sunduğunu savunuyor. “The Path to 2075 — The Positive Story of Global Aging” başlıklı rapor, doğurganlık oranlarındaki düşüşe ve ortalama yaşam süresinin artmasına rağmen, üretkenliğin artışı ve işgücüne katılımın çeşitlenmesiyle uzun vadeli büyümenin sürdürülebileceğini ileri sürüyor.

  • Aşk hayatın en büyük nimeti, bir de faturası olmasa

    Yaz aylarının gelişiyle birlikte düğün sezonu da hız kazandı. Ancak artan fiyatlar, evlilik hayali kuran çiftlerin karşısına ciddi bir ekonomik engel olarak çıkıyor. 2025 itibarıyla yalnızca düğün organizasyonu için ortalama maliyetin 400 bin lirayı aştı.

  • Wall Street Uzmanları Yatırımcılara Yaz Tatili Öneriyor

    ABD Başkanı Donald Trump’ın Nisan ayında duyurduğu “Kurtuluş Günü” tarifelerinin ardından borsalar sert bir şekilde toparlandı. Şimdi bazı Wall Street uzmanları, bu yazın görece sakin geçebileceğini ve yatırımcıların bir süreliğine kenara çekilmesinde fayda olabileceğini söylüyor.

  • Türkiye Zenginleşiyor, Ama Mutlu Değil

    19 çeyrektir büyüyen Türkiye, kişi başına gelirde rekor seviyelere ulaştı. Ancak mutluluk sıralamasında OECD’nin sonuncusu. Neden mi? Cevap ekonomide değil, yönetimde yatıyor.

  • Et ve Süt Kurumu’ndan Müdahale: Kurbanlık Fazlası Devlet Alımında

    Kurban Bayramı sonrası kırmızı et piyasasında oluşabilecek arz fazlasına karşı devlet, müdahale alımı kararı aldı. Tarım ve Orman Bakanlığı, Et…

Benzer Haberler