Sosyal Medya

Genel

Müjde, İstanbul boşalıyor… Vatandaş nerelere kaçıyor?

İstanbul’da göç resmen 'tersine' döndü. İstanbullular, yakın illere ya da deprem riskinin az olduğu şehirlere kaçıyor. İşte İstanbul'dan kaçanların akın ettiği 5 kent...

Müjde, İstanbul boşalıyor… Vatandaş nerelere kaçıyor?

İstanbul’da göç dalgası tersine döndü. Yıllardır iş imkanları nedeniyle avantaj olarak görülüp göç çeken İstanbul şimdilerde göç vermeye başladı.

Kiraların yükselişi, yaşam maliyetlerinin artışı, deprem riski barındırması İstanbul’dan vazgeçenlerin sayısını daha da arttırıyor.

İstanbul’dan kaçanlar ise en çok ilk 5 şehirde yoğunlaşıyor. Gerek yakınlık, gerekse ucuzluk en büyük etken olsa da asıl kaçış deprem riski nedeniyle yaşanıyor. İstanbul’dan göç alan şehirler ise Kocaeli, Ankara, Tekirdağ, İzmir ve Bursa olarak sıralanıyor.

TÜİK verilerine göre 2019-2023 yılları arasında İstanbul’dan göç alan ilk 10 şehir sıralamasında son 4 yıldır Kocaeli ilk sırada yer alıyor. Kocaeli’ni Ankara, Tekirdağ, İzmir ve Bursa takip ediyor. Uzmanlara göre, vatandaşların bu illeri tercih etmelerinin en önemli sebebi ise İstanbul’a yakın olmaları. Tekirdağ sakin, Kocaeli otoyola yakın, Ankara ise depremden kaçış noktası olduğu gerekçesiyle seçiliyor.

RAPORLARA YANSIDI

4 yıldır listede yer alan Sakarya ve Antalya ise 2023 yılı göç verilerinde yer almazken, İstanbul’un her sene daha fazla göç verdiği raporlara da yansımış durumda.

İstanbul’un aldığı ve verdiği göç bilgilerinde yer alan illerin nüfus yoğunluğu incelendiğinde, megakentten yapılan göç nedeniyle son 3 yıldır nüfus yoğunluğunun düştüğü dikkat çekiyor.

3 İLDE NÜFUS YOĞUNLUĞU ARTIYOR

İstanbul’un göç verdiği şehirler arasında yer alan Kocaeli, Tekirdağ ve Ankara’nın nüfus yoğunluğunun arttığı da verilerden yansıyor.

İstanbul Emlakçılar Odası Başkanı Nizamettin Aşa Haber Global’e konuştu.

Nizamettin Aşa, bu illere göç sebebini İstanbul’a yakın olmasına bağlıyor. Aşa, “Göç eden vatandaş, İstanbul’da aile bağı varsa yakın illeri seçiyor. İstanbul’a komşu kentlerdeki emlak fiyatları aşağı yukarı benzerlik arz ettiğinden, bunun çok etkili olduğunu düşünmüyorum. Trafikten, depremden kaçış, sosyal sıkıntılar, bölgede kendine ait müstakil evi varsa bu da İstanbul’dan göç etme sebepleri arasında. Tekirdağ ilçeleri ise hem deniz kenarı hem de sakinliği ile tercih ediliyor” diye konuştu.

Kocaeli Emlakçılar Odası Başkanı Alpay Hacıoğlu, şehrin tercih edilmesinde Kuzey Marmara Otoyolu’nun etkisinin yüksek olduğunu belirtirken, şunları söyledi: “İstanbul’da bir ilçeden diğerine gitmek 2, 3 saat sürerken otoyolda İzmit-Akmeşe gişeleri mevcut. İstanbul’a göre köye yakın, imarlı, parselli, müstakil ev yapma imkanları var. Toprak fiyatları uygun, ulaşım rahat, trafik yok. Son zamanlarda merkez ilçelerde trafik yoğunluğu başladı ama Körfez, Akmeşe, Kandıra tarafları trafik anlamında sakin. Müşteri portföyünün yüzde 60’ı İstanbul’dan. Cumadan çıkıp pazardan dönecek şekilde kalan da çok. Kimi hayvan besliyor, kimi tarımla ilgileniyor.”

Gayrimenkul Değerleme Uzmanı Yasemin Zaimoğlu ise, “Bu sıralamalarda sanayileşmenin fazla olduğu dolayısıyla da iş imkanlarının çok olduğu illerin yer aldığını söylemek mümkün. Bu verilere bakarak önümüzdeki senelerde de Kocaeli, Tekirdağ, Ankara, İzmir ve Bursa’nın listede varlığını sürdüreceğini ayrıca listede daha önceki yıllarda da bulunan Tokat ilinin listede varlığını devam ettirebileceği düşünülüyor. İstanbul’dan yapılan Muğla ve Antalya’ya göçün listede varlığını sürdürürken 2023 yılında listede bulunmaması da ayrıca dikkat çekmekte” diye konuştu.

 

cumhuriyet.com

BAKMADAN GEÇME

  • Luxera GYO Yeni Dönemi Başlatıyor: NEW ERA 2030 Vizyonuyla İstanbul’da Dört Yeni Projeye İmza Atıyor

    2024 yılında gayrimenkul yatırım ortaklığına dönüşüm sürecini tamamlayan Luxera GYO, kurumsal yapılanmasını güçlendirerek yeni bir büyüme fazına geçti. Şirket, dönüşüm odaklı stratejisi doğrultusunda 2026 itibarıyla İstanbul’da ikisi Anadolu Yakası’nda, ikisi Avrupa Yakası’nda olmak üzere toplam dört yeni projeyi hayata geçirmeye hazırlanıyor.

  • Neden Online İngilizce Platformları Artık Bir Adım Önde?

    Klasik kursların yerini artık online İngilizce platformları alıyor, hem de haklı sebeplerle. Çünkü insanlar artık zamana değil, zaman onlara uysun istiyor. Online platformlar da tam bunu sağlıyor: Esneklik, erişilebilirlik ve kişisel tempo. Sadece bilgisayar ya da telefonla, istediğin yerde, istediğin saatte derslere katılabiliyorsun. Üstelik canlı oturumlar, interaktif içerikler ve anında geri bildirimlerle öğrenme deneyimi hiç olmadığı kadar kişisel hale geliyor. Bu yazıda, online İngilizce platformlarının neden bir adım önde olduğunu yakından inceleyeceğiz.

  • Merkez Bankası Rezervleri Yükseliş Gösterdi

    Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) toplam rezervleri, 12 Aralık haftasında önemli bir artış kaydetti. Bir önceki haftaya kıyasla 4 milyar…

  • FT: Yapay zekâ veri merkezleri uzaya taşınırsa ne olur?

    Google’ın uzayda, güneş enerjisiyle çalışan bir yapay zekâ veri merkezi kurma fikri, AI patlamasının enerji ve altyapı sınırlarını zorladığını gösteriyor. Karada enerji, su ve arazi engelleriyle karşılaşan teknoloji devleri, çözümü yörüngede ararken; uzay çöplüğü, çarpışma riski ve yönetişim eksikliği gibi yeni ve çok daha büyük sorunlar gündeme geliyor. Uzay veri merkezleri, AI’nin “sınırsız ölçeklenebilirliği” anlatısına güçlü ama tartışmalı bir metafor sunuyor.

  • İngiltere Merkez Bankası’ndan Faiz İndirimi

    İngiltere Merkez Bankası (BoE), 2025’in son para politikası toplantısında politika faizini 25 baz puan indirerek %3,75’e çekti. Karar, zayıflayan ekonomik veriler, yumuşayan iş gücü piyasası ve beklenenden hızlı gerileyen enflasyonun etkisiyle alındı. Faiz indirimi, özellikle mortgage borcu olan haneler ve kredi kullanan şirketler için kısa vadeli bir rahatlama sağlarken, tasarruf sahipleri açısından getirilerin düşmesi anlamına geliyor.

  • Zengin ülkelerde güven tavan yapıyor, Türkiye’de dipte: Toplumsal güven neden çöküyor?

    Pew Research Center’ın 25 ülkede gerçekleştirdiği kapsamlı araştırma, toplumsal güvenin ülkeler arasında keskin biçimde ayrıştığını ortaya koyuyor. Yüksek gelirli ve eğitim düzeyi yüksek ülkelerde “insanlara güven” yaygınken, Türkiye bu alanda dünyanın en düşük seviyelerine sahip ülkeler arasında yer alıyor. Araştırma, güvenin kültürel bir özellikten ziyade ekonomik refah, eğitim ve kurumsal yapı ile doğrudan ilişkili olduğunu gösteriyor.

  • Türkiye Özgürlük Endeksinde 165 Ülke Arasında 144cü Sırada

    Cato Enstitüsü’nün Aralık 2024’te yayımlanan Human Freedom Index 2024 (İnsan Özgürlüğü Endeksi), Türkiye’nin hem kişisel hem de ekonomik özgürlükler alanında küresel ölçekte en zayıf ülkeler arasında yer aldığını ortaya koydu. Endekste Türkiye 165 ülke arasında 142’nci sırada yer alırken, 2025 ölçümlerinde bu sıralama 144’e geriledi. Rapora göre Türkiye, 2007’den bu yana özgürlüklerde en sert düşüş yaşayan ülkeler arasında Çin, İran ve Venezuela ile birlikte anılıyor.

  • İktidarın hedefi: “Sadık sermaye” yapılanması mı?

    T24'ten Gökçer Tahincioğlu'na göre, Son aylarda Türkiye’de operasyonların odağı belediyelerden finans, medya ve özel sektör şirketlerine kaymış durumda. İktidara ve iktidar ortağı MHP’ye yakın olduğu düşünülen kişi ve kurumların da hedef alınması, kulislerde farklı senaryoların konuşulmasına yol açıyor. En dikkat çekici iddialardan biri ise iktidarın, siyasi geleceğini garanti altına alacak “kendisine sadık bir sermaye yapısı” oluşturma arayışı.

  • Küresel Jeopolitik Görünüm: Ateşkes Arayışları, Bölgesel Gerilimler ve Kırılgan Denge

    2025 sonuna yaklaşılırken küresel jeopolitik tablo, diplomatik temasların hız kazandığı ancak kalıcı çözümlerin hâlâ zor olduğu bir dengeye işaret ediyor. Rusya-Ukrayna savaşından Orta Doğu’daki kırılgan ateşkeslere, ABD-Çin rekabetinden enerji ve ticaret hatlarının yeniden şekillenmesine kadar birçok başlıkta riskler yüksek seyrediyor. Küresel sistem, çatışmaların yayılmasını sınırlamaya çalışırken, yapısal belirsizlikler ve bölgesel krizler kırılganlığı artırıyor.

  • Goldman Sachs: Gelişen piyasalar 2025’te sürpriz yaptı, 2026 için beklenti korunuyor

    Goldman Sachs’a göre gelişen piyasa hisseleri 2025’te beklentilerin de ötesinde güçlü bir performans sergilerken, bu ivmenin 2026’da da sürmesi bekleniyor. Zayıflayan dolar, düşen emtia fiyatları, Çin’in ihracat gücü ve küresel faiz indirim döngüsü; gelişen piyasaları, ABD’de yapay zekâ ve teknoloji hisselerinde yoğunlaşmanın yarattığı oynaklığa karşı portföylerde dengeleyici bir unsur haline getiriyor.

  • Ernst & Young: 2026 küresel ekonomik görünüm

    Ernst & Young (EY) Parthenon’un küresel görünüm raporuna göre dünya ekonomisi 2026’da ılımlı bir yavaşlama sürecine giriyor. Küresel büyümenin %3,1’e gerilemesi beklenirken, ticaret gerilimleri, demografik baskılar ve jeopolitik riskler aşağı yönlü riskleri artırıyor. Buna karşın yapay zekâ yatırımları, orta vadede verimlilik ve büyüme açısından önemli bir fırsat alanı olarak öne çıkıyor.

  • Ticaret Bakanlığı’ndan Yeni Düzenleme: Elektronik Defter Dönemi Başlıyor

    Ticaret Bakanlığı, 1 Ocak 2026 tarihinden itibaren kurulacak tüm şirketler için Elektronik Ticari Defter Sistemi’nin (ETDS) zorunlu hale getirileceğini duyurdu.

  • 🏆 Saxo Bank’tan Dev Altın Analizi: “Sadece Bir Yatırım Değil, Sistemin Yeni Köşe Taşı!”

    Küresel piyasaların dev ismi Saxo Bank, altının son iki yıldaki %110’luk rallisini analiz ederek 2026 sonu için 5.000 dolar hedefini yineledi. Rapora göre altın, artık geçici bir korunma aracı olmaktan çıkıp küresel finans sisteminin stratejik merkezine yerleşti.

Benzer Haberler